Yine aynı iftira
İki yıldır işgale dayanan Esadı görünen o ki, Saddamın sonuna benzer bir akıbet beklemekte. Hatırlanacaktır, Saddam Ortadoğuda ABDnin en sadık müttefiki idi. Öyle ki, Kuveyti işgaline izin verilmiş, İran - Irak Savaşı esnasında Birleşik Devletlerden silah ve mühimmat desteği almıştı. Ancak son dönemde aralarının açılması, ülkesinde kimyasal silah bulundurmak gerekçesi ile yakalanmasına ve bir bayram sabahı asılarak idam edilmesine neden olmuştu. Saddamın ölümünden bir yıl sonra, ülkede kimyasal silah bulunmadığı ve bunun Saddamın yakalanması için kullanılan bir bahane olduğu yetkililerce açıklanmıştı. Birleşik Devletler, şimdi de Suriye için aynı kimyasal silah yalanını kullanmaya başladı. ABD Savunma Bakanı Hagel, Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti esnasında yaptığı açıklamalarda, ABD istihbarat servislerinin Suriye hükümetinin isyancılara karşı küçük ölçekte sinir gazı Sarin kullandığı sonucuna vardıklarını söyledi. Suriyenin muhaliflere karşı kimyasal silah kullandığına kendilerince delil getirmeye çalışan ABDye İsrail ve İngilterede beyanları ile destek oluyor İsrail Askeri Kuvvetler İstihbaratı Araştırma Bölümü Başkanı General Brun, çok açık bir şekilde Suriye hükümetinin isyancılara karşı birkaç kez kimyasal silah kullandığını ileri sürdü. İngiltere Başbakanı David Cameron da Suriye hükümetine bağlı askeri birliklerin kimyasal silah kullandığına dair sınırlı ama artan derecede kanıt bulunduğunu ifade ederek bunun savaş suçu olduğunu vurguladı. Esadın ve Suriyeli Müslüman kardeşlerimizin getirilmek istendiği noktada, maalesef Türk hükümetinin payı büyüktür. Saddam benzeri bir akıbetin hazırlandığı Esad, kardeşim dediği Türk hükümeti tarafından bu sona taşınmıştır. Suriyeli muhalifleri meşru Esada karşı destekleyen Batı, muhalifleri de kendi içinde bölmenin hesabını yapıyor. Geçtiğimiz ay, İngiliz The Gurdian gazetesi, ABDnin öncülüğünde Ürdünde devam eden eğitimlerden bahsederek, Batının İslamcı muhaliflere karşı, kendi ifadeleri ile laik muhalifleri güçlendirdiğini, Beşar Esadın düşmesi durumunda, ülkede düzen sağlayacak güvenlik güçleri kurulması çabasında olduğunu yazmıştı. Kısaca, Suriyede Esad giderse, İslam da kalmayacak. ABD, İngiltere ve Fransanın da yardımı ile İslamı bu coğrafyadan silmenin hesabındadır. BOPun temel amaçlarından biri de bu değil mi zaten? Gerek Esadın akıbeti ve gerekse Ortadoğuda İslamın üzerinde oynanan oyunda maalesef, İslam adına yola çıkan AKPnin rolü büyük. Bu dünyada gözleri boyasa da Cenab-ı Hakkın huzurunda dünyalık menfaatler için göz yumulan bu cinayetlerin hesabını veremeyecekler. Allah bizi böyle bir akıbetten korusun
Editörün Seçtikleri