Berkin'in ölümü milletimize derstir
Küçük Berkin, 9 aylık yaşam mücadelesine yenik düştü ve Hakk'a yürüdü. Ailesine, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Cenab-ı Hakk, ona rahmet etsin. Yıllarca bu ülkede bakanlık görevinde bulunmuş Egemen Bağış, masumun ölümüne üzülenlere Twitter hesabından "nekrofil" yani "ölüsevici" dese de 72 milyon içi ezilerek, gözyaşlarıyla izledi törenini ekranlardan. Cenaze akşamı Özel bir TV kanalında konuşan Sayın Topbaş, Gezi'de kamu araçlarının tahrip edildiğinden bahsediyordu. Bundan anladığımız, iktidara karşı ilk ciddi tepkiye dönüşen Gezi olayları bu cenah tarafından halen sindirilememiş, halen unutulmamış. Binlerce vatandaşımızın son yolculuğuna uğurladığı Berkin'in cenaze merasimi, Gezi Parkı'nda yaşananların vatandaşlar tarafından da unutulmadığını gösterdi. Ölüm haberi sonrasında 52 il ve ilçede protesto eylemleri düzenlendi. Ancak küçük yavrunun cenazesinde halk galeyana gelmedi, provoke olmadı. Bu konudaki yazımızı bilinçli bir şekilde cenazeden sonraya erteledik. Zira boyalı basının ve aslında AKP'nin gezi protestolarından sonraki tavrını merak ediyorduk. Gördük ki, değişen hiçbir şey olmamış. Gezi'de ölenlerin hiç birisi hakkında hayır duada bulunmayan Erdoğan, yine bir Alevi olan Berkin'in ne komada kaldığı 9 ay boyunca, ne de hayatını kaybettiğinde ağzını açmadı. Tahrir Meydanı'nda polisin kurşunlarına kurban giden Esma'ya günlerce TV ekranlarından gözyaşı döken bir Başbakan'ın, vatandaşına karşı bu derece umursamaz olması gerçekten çok acı? Boyalı basın, "Taşkınlıklar yapıldı, öfke sokakları karıştırdı" diye uydursa da, aslında Berkin'in yanında olanlar bunların hiç birini yapmadılar. Tam tersine Gezi Parkı etrafı polislerce çevrildi, sıkı güvenlik tedbirleri alındı ama tek bir vatandaş dahi bunlara müdahale etmedi. Polis ile vatandaş karşı karşıya getirilemedi. Türk milleti Berkin'in cenazesinde Alevi-Sünni kardeş oldu. Annesinin, babasının yanında omuz verdi küçük Berkin'in cenazesine? Bu tablo, ülkede etnik ayrımcılık üzerinden parçalama hesapları yapanlara ders olmalıdır. Bu tablo, halkı tarafından diktatörlüğe gittiği iddia edilen Erdoğan'a da ders olmalıdır. Konda'nın, Alevi ve Sünni vatandaşlar arasında yaptığı bir anket, Gezi olaylarında polisin müdahalesini Alevilerin yüzde 80 oranında yanlış bulduğunu; Gezi olaylarının hak arama özgürlüğü olarak görülme oranının Aleviler arasında yüzde 93 olduğunu ortaya koydu. Bu iki konuda da oran Sünniler arasında daha düşük seviyede?Gezi protestoları, diktatörlüğe giden bir zihniyete karşı tepki olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki yerini aldı. Araştırmadan bizim çıkardığımız netice, Alevi kardeşlerimizin otoritenin diktatörlüğe giden yönüne tepki koymaları ve özünde cumhuriyeti koruma gayretleridir. Şunu belirtmeliyiz ki, ölümler adaletin temininde çare olmazlar. Ancak sınıf farkını ve mezhepsel ayrımı ortadan kaldırarak, toplumu birbirine bu kadar yaklaştıran olaylar da göz ardı edilmemelidir. Berkin'in cenazesinde toplumun sessiz çığlığı vardı. Üniversite hocaları o sırada ders vermediler; ellerinde ekmeklerle pek çok sivil toplum kuruluşu sel olan kalabalık arasında yerini aldılar. Türk milleti başa bağlıdır ancak hakkını da yedirtmez. Berkin hakkında son sözümüz Allah'ın kelamı ve Peygamberin (sav) hadisi olsun: "Kim bir mümini kasten öldürürse, onun cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." (Nisa Suresi, 4/ 93) "Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslümanın öldürülmesine yardım ederse kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına 'Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur' diye yazılmış olarak getirilir" (İbn Mâce, Diyât 1)
Editörün Seçtikleri