Neler Okuyacaksınız
Türkiye’yi ayakta tutacak olan ilk şart; Türk milletinin birliğidir, beraberliğidir
Hoş bulduk. Hiçbir darbede kan yoktu; yani silah, top filan kullanılmadı. Bu darbenin istisnası; silahlar kullanıldı, top-tüfek kullanıldı, uçaklar kullanıldı. Adeta bir savaş meydanına Türkiye döndü. Halkımızın sokaklara, caddelere dökülerek bağımsızlığına sahip çıkması, demokrasiye sahip çıkması; hepimizin göğsünü kabartan çok ciddi bir tavır oldu.
Sadece darbe söz konusu değil. Türkiye’yi ciddi bir kaosa sokmak; Türk milletiyle devletini, Türk milletiyle askerini birbirine düşürmek; belki de bundan sonra bir çatışma ortamını… Artık onu da diyebiliriz. Hiç ilgisi yokken geliyorlar halka ateş açıyorlar, vatandaşı öldürüyorlar. Yani bu bir kanlı çatışmanın provası, kanlı çatışmanın provası mesabesinde görülen bir davranış biçimi.
E siyaset bu konuya eğilmesi, ilgili söz sahibi insanları bir araya getirmesi, hatta herkesten bir proje istemesi, ‘burada biz ne yapabiliriz veya ne yapamayız?’ bunları gündeme getirmesi ve bu çalışmalara başlamaları lazım.
Türkiye’yi ayakta tutacak olan ilk şart; Türk milletinin birliğidir, beraberliğidir. Sivil-asker, devlet-millet birliği şarttır, zaruridir. Bu olmadan Türk toplumunun ayakta durması asla mümkün olamaz. Bunu böyle bilelim.
Ha şimdi burada zaman gelir sivil, zaman gelir asker; noksanı, yanlışı olabilir. Bunları tamamen suçlu olarak ele alıp da üzerine gitmek, o kurumu yok etmek manasına geleceği için dikkatli davranıp tedavi mantığıyla işin üzerine gitmemiz lazım. Yani bir hastalık var, biz bunu düzeltmeliyiz; bu mantıkla gitmesi lazım.
Türkiye’nin Sünni ve Alevi çatışmasına girmemesi şarttır
Ha Türkiye’nin ne olursa olsun Sünni ve Alevi çatışmasına girmemesi şarttır. Buna göre de tedbirlerin alınması lazım. O tedbirler bugün alınması lazım. Eğer bunu biz tevhid eder ve de buna göre insanımızı yetiştirmezsek, o çatışma ortamı zuhur ettiği zaman bunun önüne geçmemiz asla mümkün olamaz. Neden? Çünkü bunun kıvılcımları küllenmiş ateşin… Küllerin altındaki közler hala canlı şekilde devam ediyor.
Binaenaleyh ciddi bir eğitim, ciddi bir yakınlaşma, beraber olma; her şeyi halledebilecek bir reçete mukabilindedir. Bunu yapacağız, Alevi-Sünni birliği, beraberliği; bu konuda taviz verirsek, kendi ayağımıza kurşun sıkarız. Bendeniz bunu çok mühim görüyorum. Batı da hep bu mezhepçilik kavgası üzerinden Türk toplumunu bölmek istedi. Bazen Sünnilerin yanında yer aldı, bazen Alevilerin yanında yer aldı. Şu anda bile İslam dünyasında Sünnilik ve Alevilik üzerinden fitneyi çıkardılar, maalesef. Irak’taki bölüşmeyi, bölünmeyi, artı Suriye’deki bölünmeyi; her taraftaki bölünmeyi bu mezhep kavgalarıyla beraber başlattılar, devam ettirdiler. Bunun önüne geçmek için mutlaka bu kavganın İslam akaidine göre haram olduğu, bir Müslümanı katletmenin ebedi cehenneme girmeye vesile olduğunu bütün Müslümanlar birbirine iletecekler, anlatacaklar. Böyle bir yola sapan insan, kesinlikle Türkiye’nin bölünmesine taraf olan insandır. Bunda hiç kuşkunuz olmasın; bu bir.
Türkiye'de Bundan Sonra Ekonomik Bir Çöküntü Denenebilir
İkincisi; Türkiye bundan sonra ekonomik bir çöküntüyle de denebilir, biz kim ne derse desin Türkiye’nin ekonomisi öyle güçlü bir ekonomi değil. Yani, dikkat ederseniz bendenizin Rusya’ya gidişini bütün Türkiye çok iyi bilmesine rağmen hepsi bizi gizlemeye çalıştı. Ya benim ekonomi tezim dünyada uygulanıyor. Sen ekonominin ‘e’sinden haberin yok, beni gizlemeye çalışıyorsun. Ben böyle bir döneme girileceğinden endişe ediyorum. Zaten öyle ekonomi sinyalleri pek iç açıcı da değil. Bilmem anlatabiliyor muyum? Şimdi Türkiye’nin girdisi, çıktısı, geliri, gideri bütün bunları, mali gücü, parası hakkında zerre kadar bilgisi olmayan adamlar kalkıyorlar ekonomiye yön verecekler; eee Türkiye’yi bitirecekler.
İkinci olarak da; Türkiye bu yönden ciddi bir darbe alabilir. Biz buradan söylüyoruz. Şimdiden akıllarını başlarına almaları, üzerine düşeni ne yapılacak bunu tespit edip devreye koymaları lazım.
Türkiye’de ciddi bir sosyal çöküntü var
Üçüncü olarak; Türkiye’de ciddi bir sosyal çöküntü var. Ahlak gitmiş, aile hayatı bozulmuş; öyle ki yardımlaşma diye bir kurum kalmamış, her şey menfaate bağlanmış. Böyle bir dünyada insanların birbirine destek olması asla düşünülemez. E bu anlayış elbette bizi iyi bir noktaya taşımaz, çökmemize sebep olur. Bunu düzeltmemiz lazım. Ha şimdiden bunların tedbiri alınırsa, kesinlikle biz bunları düzeltiriz. Endişe de etmememiz gerekiyor. Yani ‘yapar mıyız?’ diye şüpheye düşmeyeceğiz.
Sosyal hayat projeleri; maalesef bu projeler de toplumda çok zayıf. Buna her zaman değiniyoruz malum. Eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri… Bilhassa Güneydoğu’daki olayların önüne geçebilmek için sağlık hizmetinin devreye girmesi lazım, eğitim hizmetinin devreye girmesi lazım, çalıştığının karşılığını alması lazım, işi olması lazım, aşı lazım. Bütün bunları biz devreye koyduğumuz zaman göreceğiz ki; ha sosyal hayatımızda barış berkemal olmuş, artık bundan sonra savaşa da inşallah elveda deriz, diyebiliriz.
Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız