
Neler Okuyacaksınız
İbadet Allah’ı Tanımak, Bilmektir
İbadet Allah'a kulluktur, Cenâb-ı Hakk'ı tanımaktır, Onu bilmektir. Tanıdığını, bildiğini ifade eden eylemlerde insanın bulunmasıdır, tâat ibadetler. Siz Allah'a inanıyorsunuz, Onun emridir diye bazı işler yapıyorsunuz, onun nehyidir diye bazılarından kaçıyorsunuz işte bunların tamamı ibadet cümlesindendir.
İslam esasına göre, Ubudiyet ‘in beş şartı ve imanın altı şartı vardır. İbadetin bu beş şartı dediğimiz temel konular içerisinde, Kur'an'ın tamamının münderecatı mevcuttur. Yani siz faraza orucu tutarken, sadece oruçla beraber iç içe değilsiniz. Orucun getirdiği bazı helaller, orucun getirdiği bazı yasaklar. Bunların tam orucun şartların içerisinde olması münasebetiyle, İslam'ın şartı mesabesindedir. İbadetin şartı mesabesi içindedir. İki, mesela namazın şartları var. Namaz olarak bir kelimeyle, bir cümleyle zikredilen bu ibadet, o şartlarla birlikte namazdır. Kısaca bütün bunları bir araya toparladığımız zaman, Kur'an'daki emir ve mehiller o beş ana şart içerisinde ve onun münderecatı mevcuttur. Binaenaleyh bütün bunlara itikat ile beraber hayatını devam ettiren her kardeşimiz mümindir, müslümandır ve de ubudiyetinde isabetli ameller yapmaktadır.
Ramazan-ı şerif münasebetiyle biz de millet olarak, müslüman olduğumuzdan zamanımıza kadar bilhassa, bu ayın feyz ve bereketinden hassasiyetle istifade etmiş, etmeyi başarmış, bu konuda da her türlü inceleye riayet etmiş bir toplumumuz, bir milletiz. Şimdi son günlere yaklaştığımız şu anlar, elbette tâatın, ibadetin, maneviyatın, feyzin doruk noktasına ulaşan milletimiz tarafından, veda anları kabul edildiği için, çok samimi ifade ediyorum. Yakınlarımız elveda Ramazan dedikçe hüzünleniyordur. Bir daha onun gelmesini bekliyordur. Cenâb-ı Hak tekrar nasip etsin, bu hayırlı ibadeti yapmayı tekrar ihsan etsin diyorum efendim.
Cehennemden Azat Olmak Demek, Nefsini Temizlemiş Olmak Demektir
Cehennemden azat olmak demek, insanın nefsani temizliğini yapmış, nefsini temizlemiş, bütün ahlakı zemimesini geride bırakmış, bir mükemmel kâmil kul, insan haline gelmiş olması manası demektir bu. Ayrıca bu ay içerisinde Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmak üzere tuttuğumuz oruçlar, kıldığımız namazlar, yaptığımız zikrullahlar, bakın mesela teravih namazından tekbir getiriyoruz, Sâlat-u selâm okuyoruz, Cenâb-ı Hakk'ı zikrediyoruz. İşte bunlar daha ibarettir. Bunlarla birlikte Allah'a takarrub ettik, yaklaştık. Allah bize tecelli eyledi. Kalbimizi yıkadı, temizledi. İşte bu hal bizim cennetlik olmamız, azabı elinden kurtulmamızın nesidir? Alametidir, işaretidir. Fazla bir şey söylemeye gerek yok. Bu hal arkadaşlarımıza ve mümin kardeşlerimize mübarek olsun diyor. Tekrar bunu Cenâb-ı Hak'tan niyaz ediyoruz efendim.
Kadir Gecesi'nin Üstünlüğü, Kur'an-ı Azimüşşan’ın İnmeye Başlamasından Dolayıdır
Şimdi tabi bu aslında başlı başına ciddi bir sohbet konusu. Kadir Gecesi'nde Allah Celle Celaluhu Kur'an'a Azimmüşşanı indirmeye başlamıştır. Kur'an bu gecede inmeye başladı. Ayeti Kerime'de, “İnna enzelnahu fi leyletil kadr.” (Kadir Suresi, 1. Ayet) “Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik”, diyor Cenâb-ı Hak. İnşallah Kadir Gecesi münasebetiyle bir özel programımızda olur. Allah nasip ederse bir programda yaparız. “Leyletul kadri hayrun min elfi şehr.” “Tenezzelul melâiketu ver ruhu.” Sen bunun bir mahiyetini bilir misin Cenâb-ı Hak, Muhammed'in? Yani bu Kur'an'ın indiği gecenin mahiyetini. “Hayrun min elfi şehr” cevap veriyor: Bilmene, düşünmene gerek yok, o bin aydan hayırlıdır. Bin ay hesap edersek, seksen üç yıllık bir ömür ediyor. Bir ömre, bir gecelik efendime söyleyeyim bir tâat ibadet kâfi. İşte büyük bir piyango, büyük bir nasip. “Tenezzelul melaiketu ver ruh.” O gece bütün melekler arıza inerler, teşrif ederler.
Ruh isminde bazılarının tefsirine göre, “Hz. Cebrail”, bazı ulemanın tefsirine göre, “özel yaratılmış bir melek var adı ruhtur”. Muhyiddin-i Arabi Kaddese’llahu Sırrah’l Aziz buyuruyor ki: “Meleklerin cisim olarak, cismani olarak en büyüğüdür. Bütün kâinat mükemmelen batı, Cenâb-ı Hak, eğer ona rızık olarak verse, ona bir lokma olabilir”. Şimdi buradaki enteresanlığa bakın. Bunun da arıza inmesidir. Nasıl olur? Yahu bütün kâinata sığmayan ve hepsinden büyük olan o melaike kalkacak, Melek yere inecek ve arza sığacak. Buradaki nükte; zatın birine sormuşlar. “Yahu Cenâb-ı Hak dünyayı veya deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?” Cevaben duyulmuş ki, “Allah istediğinde elbette geçirir.” “Nasıl geçirir?” “Yahu ister deveyi küçüktür geçirir ister iğnenin deliğini büyütür geçirir.” Yani hepsi Allah'ın kudreti elindeler.
Zaten âlem bir zamdan bir vehimden ibarettir. Fizik olarak da bu budur. Mesela sen şu galaksileri gördüğün saman yolunu, âlimlerin ifadesine göre 100 metrekarelik bir yere bunu sıkıştırmam mümkün. Ki bunlar milyonlarca yıldızlar. Düşünebiliyor musun? Milyonlarca yıldızların olduğu şu âlemi, kalkıp şu kadar karelik bir yere sıkıştırman mümkün ise; bir meleğin de bu âleme inmesi o kadar büyük bir hadise değil. Cenâb-ı Hakk'ın hepsi keremi, lütfu dâhilindedir. O da bu gece arıza iner ve rahmet okur. Kime? O gece tâatte, ibadette, ısrarla Rab’ının huzurunda kulluk eden insanlara. Rabb'iyle konuşan, Rabb'iyle dost olan, onun kelamını, Kur'anını okuyan, artı Rabb'ine zikreden “Amenuzkurullahe Zikren Kesira” “Beni çok zikredin” diyor Cenâb-ı Hak. (Ahzab Suresi, 41. Ayet) Çok zikreden o kuluna, o melekten selamlaşırlar. “Selamun, hiye hatta matlaıl fecr.” Fecir vaktine kadar selam, selamettir diye, Cenâb-ı Hak bu geceyi vasf ediyor. Şimdi bu gecenin üstünlüğü işte, Kur'an-ı Azimüşşan’ın inmeye başlamış olmasından dolayıdır. Ve ilk emir, dikkat ederseniz burada, “Ikra' bismi rabbikelleziy halak” “Seni Yaradan Rabb'ının adıyla oku” emridir (Alak Suresi, 1. Ayet). Şimdi burada tabi ilim edinmek, ilim tahsil etmek de bunun içine giriyor. İki, Allah'ın adını oku emriyle beraber bütün kâinatta Allah'ı bul, Allah'ı tanı. Onu unutma emri de bu münderecatın içerisine girmiş oluyor. Bilmem anlatabiliyorum. İşte Kadir Gecesinin çok ciddi faziletleri, kıymeti vardır. Bu gece münasebetiyle şimdiden zaten yaklaşmıştır Ramazan'ın son günleri. Kardeşlerimiz bu gece hiç olmasa bu akşamdan sonra kılacakları namazlarla, okuyacakları Kur'an'la, yapacakları zikrullah sohbetleriyle, zikrullah ile aramaya koyulsunlar ve bize de dua etsinler diyorum efendim.
Hira Dağ'ında Hz. Cebrail'in Oku Emriyle, Kur'an Ayetleri Gelmeye Başlamıştır
Şimdi Kur'an-ı Azimüşşan Hazreti Fahri Alem Efendimiz, dedesi Abdülmuttalib'in Hanif dini icaplarına göre, senenin muayyen zamanlarında Hira Nur Dağına ibadet için çekilirdi., müzevi bir hayat yaşardı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz bu sünneti, dedesi rihlet ettikten sonra da devam ettirdi. Yine böyle 40 yaşlarındayken Hira Nur Dağ'ında Cenâb-ı Hakk'ı tezkir etmek üzere, zikretmek üzere çıktığı zaman 40 yaşlarında Hz. Cebrail geliyor ve az evvel ifade ettiğim Ayet-i Kerim'i Allah'ın sevgilisine vahd ediyor, Hz. Cebrail. Peygamber Aleyhisselam bu vahiden sonra evine giriyor. Tabi ciddi bir olay. Bilmediği bir âlem önüne açılıyor. O âleme yeni dâhil oluyor. Ve kendisiyle bu zamandan sonra, en fazla yardım eden de hanımı ve hepimizin annesi Hz. Hatice Validemiz oluyor. Bundan sonra artık risâlet başlamıştır. Zaten ondan önce 6 ay süreyle, eserlerin ifadesine göre, Peygamber Aleyhisselam'a rüyalar şeklinde bu ilhamlar gelmeye başlamış idi. Ama 40 yaşında Hira Dağ'ında alemin Hz. Cebrail'in emriyle oku emriyle beraber, Kur’an ayetleri gelmeye başlamıştır diyebiliriz efendim.
Kadir Gecesini İbadetle Geçirelim, Bolca Allah’ı Zikredelim
Evvela gece münasebetiyle kardeşlerimiz güzel bir gusül abdesti almalarında çok ciddi faydalar var. Artı beden temizlenince artık kalp dünyamızı temizleyeceğiz. Biz kuluz, insanız bilerek ya da bilmeyerek hata ediyoruz, günah işliyoruz. Oturacağız ya Rabbi işlediğim günahları affet diye istiğfarda bulacağız. Estağfirullah, estağfirullah. Efendim istiğfarın büyük faydaları var. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “Ben günde 70'in üzerinde istiğfar ediyorum sahabem, sizde edin.” Anlatabildim mi? Şimdi Kur'an'da tövbe edin vardır ama onun açılması tefsiri peygamberin hayatıdır. Şimdi arkadaşlarımızın dediği gibi, eğer Kur'an'a bakarak biz işimizi yapmaya başlasak hiç bunların hiçbirini yapamayız. Allah'ın sevgilisi istiğfar edin diyor. Ben günde 70 her gün ama bir gün üç gün değil. İki, Peygamber Aleyhisselam Efendimize, Salatü Selam okuyacağız. O kalbin nesidir o? Donanımıdır, süsüdür, tezyinatıdır. Bakın, Allah Kur'an'ında “İnnallahe ve melaiketehu yusallune alen nebiyyi, ya eyyuhellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima.” (Ahzab Suresi, 56. Ayet)
“Ben Muhammed'ime meleklerimle beraber salat okurum. Salatü Selam okurum.” Yani: “Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed.” Yapsın okuyan Allah. Kolay değil, o kadar kıymet vermiş. Kime? Peygamberimize. Kim? Onu yaratan Rabb'ı. O kadar seviyor Rabb'ı. Şimdi bakınız o mübarek gecede melekleriyle birlikte zikrettiği Peygamberini biz de Salatü Selam ile zikredelim. Ne kadar? Her azından bir tesbih. Daha fazla okumak istiyorsun üç oku, beş oku ama oku. Bunun hiçbir mahsuru yok. Anlatabildim mi? Yani bakın yine burada ayeti kerimede Allah ve melekleri Salatü Selam okur. Resulullah da bunu sahabesi ile uyguladı. Dolayısıyla yani Kur'an'ın açılmış şeklidir. Ne? “Peygamberin sünneti, Peygamberin hayatı”.
Onun için her şeyi Kur'an'da bulamazsın. Nasıl bulursun? Peygamberin hayatına baktığın zaman. Binaenaleyh sünnete ve hadise bilmeden dil uzatanlar, aslında Kur'an'a dil uzatıyor. Adam diyor ki “Ben şuraya buraya bakmam. Mezhep İmamlarının dediklerine bakmam”. E be kardeşim o zaman hadi bakalım verdik sana Kur'an-ı Kerim'i, hiçbir hadisten istifade etme. Kıl bana bir namaz. Hadi elini öpeyim. Tut bana bir oruç. Yap bana bir hac. Mümkün değil tabii. O halde niye bu palavra atıyorsun sen?
Mezheplerin Vazifesi, Peygamberin Yaptıklarını Ortaya Koymaktır
Mezheplerin vazifesi, Peygamber nasıl yapmış onu koymaktır ortaya. Yani hamallık yapıyorlar.
Mezhepteki âlimler, ulema sınıfı kendilerinden hiçbir şey izah etmiyor. Ortaya koymuyor. Peygamberlere gelen rivayetleri değerlendirerek, “bu budur” diyor. Biriyle bir yoldan hadis ulaşıyor. O ona itibar ediyor. Ötekine bir başka yoldan ona itibar ediyor. Anlatabildim mi? Olay bu kadar basit. Yani benim görüşüm budur demiyor. Peygamber bunu böyle yaptı diyor. Rivayetlerin sıhhat derecesine göre, bazıları ben diyor şu sıhhatteki hadisleri kabul ederim. Bazıları ben de şunu da kabul ederim diyor. İzah edebildin mi? Mesela İmam-ı Azam sayın hadisleri, haberi vahitlerin üzerindeki hadisleri kabul ediyor. İmam-ı Şafi diyor ki hayır diyor, Peygamberin kokusu vardır diyor. Zayıf da olsa, haberi vahit de olsa diyor hadislere diyor, onu da ben hayatıma geçiririm diyor. Yeter ki o Peygamber ait olsun. İzah edebildin mi? Aralarındaki teknik fark budur. Hepsi Peygamberin dediğini yapa yoksa o Peygamber'de yok, Kur'an'da yok, kendisi öyle bir şey yapmıyor. Kur'an'da var, Peygamber uygulamış, o da bakıyor onu ona içtihat ediyor. Olay bu yani.
Kadir Gecesi Allah'ı Zikredeceğiz, Salat-u Selam Okuyacağız
Nereden bahsediyorduk bu gecey i nasıl geçireceğiz? Salatu Selam okuyacağız, bolca Salatu Selam okuyacağız daha. Allah'ı zikredeceğiz. Neyle? Kelime-i Tevhitle, güzel isimleriyle. Az evvel okuduk ya hadis-i şerifte diyor: “Bu isimleri sayan, Allah'ım 99 ismini sayan, cennetliktir.” “Men ahsaha dehalel cenneh.” Kale Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem. Buhari ve Müslüm. Sayı hadis, bu hadis. Anlatabildin mi? Ondan sonra gene Allah'ı sev. Hocam ben öyle zikrettim Allah'ı, Kelime-i Tevhitle de zikredersin, “La ilahe illallah.” Bakın bir insan, bir Hadis-i Şerifte, sayı hadiste on defa “La ilâhe illallahu vahdehu la şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehû'l-hamdü. Ve huve hayyullahi yamutu biye dil khayr. Ve hüve alâ külli şey'in kadîr.”
Bunu zikrederse, bir köle azad etmiş sevabı alır diyor. Yüz defa zikrederse Allah'ı bu şekilde, üç tane köle azad etmiş sevabı alır. Bunların çok sevapları var. İzah edebildin mi? Ha Kur'an'da bunlar yazmaz ama Resulullah’ın hayatında var bunlar. Ha bunu okumak da Kur'an'ı okumaktır. Kur'an'ın dışında bir şey değil. İzah edebildin mi? Evet bunu okuyalım.
Allah'ı zikredelim. Kur'an okumasını bilenler; o gece bir cüz, iki cüz ne kadar okuyabilirlerse Kur'an okusunlar. Ama bilemedi, alsın Kur'an'ı açsın her satırda İhlas-ı Şerifi okusun. Üç ihlas bir hatim sevabıdır. O yine o şekilde Kur'an'ın bir cüzü en azından her satırında okuyarak, okumaya çalışsın. Bu da Kur'an. Nedir ihlas? “Kul hüvellâhü ehad, Allâhüssamed, Lem yelid ve lem yûled, ve lem yekün lehû küfüven ehad.” Ha bunu okusun her satırda. Büyük sevap alırlar.
Şimdi efendim yine iddia ediliyor. Eğer Kur'an'ın manasını bilmiyorsun, ne yapacaksın yani okumayı? Bu da çok yanlış. Doktora gidiyorsunuz. Doktor size bir reçete takdim ediyor ve bu reçetede bir sürü ilaç isimleri var. Biliyor musunuz bunların terkibini, manasını? Yok. Gideyim ben eczacının fakültesinde okuyayım, ondan sonra bu ilaçları yiyeyim mi diyorsun? Yoksa doktora, hekim efendiye tabi mi oluyorsun? İtimat ediyorsun, alıyorsun. Kur'an alimleri ilaç gibidir. Bunları ruhuna, nefsini hazmettirdiğin zaman o sana şifa olur. “Minel kur'âni mâ huve şifâun.” “lil mu'minine “ Ama mümin için. (İsra Suresi, 82. Ayet).
Adamın gözü kör olursa ona bir şey değil. Bakın bahar mevsiminde yağmur yağar, nebatatı yeşertir, her taraf günlük gülistanlık olur. Ama bazı cins yılanlar vardır ki onların da gözüne düştüğü zaman kör eder. Yani rahmet ilahi böyledir. Onun için Allah'a kör olmaktan muhafaza buyursun. Evet bunu okuyalım. Daha, namaz kılalım, iki rekâtta bir selam vererek. Çok büyük sevabı vardır. Efendim ne olacak? Sevabı sizin, günahı benim. Çok ciddi büyük sevapları vardır. Bunu yaptığımız zaman, bin ay ibadet etmiş sevabı alırız. Ahiretimizi mamur ederiz. Kulluğumuzda istikrarlı bir insan, insanı kâmil adayı olmuş oluruz inşallah. Geceyi Cenâb-ı Hak hayırlısıyla idrak etmeyi, bu faziletinden istifade etmeyi nasip etsin. Ve hepimize mübarek kılsın diyorum efendim.
Umre, Kâbe-i Muazzamayı Tavaf Etmek ve İhrama Girmekten İbarettir
Şimdi Umre hac mevsiminin dışında Kâbe-i Muazzamayı tavaf etmek ve ihrama girmekten ibarettir. Şimdi Umre'nin vakfesi yoktur. Zillhicce’nin 9. günün içerisine alan, Zillhicce ayı içerisinde hac mevsimi kesinleşir. Hucubiyeti yani edası şart olur. Bunun dışında yani hac mevsiminin dışında Beytullah'ı yaptığımız ziyaretlerin adına da Umre denir. Umre yapanlara mutemir denir. Cenâb-ı Hak hepimize nasip eylesin. Biraz Ramazan mevsiminde Ümmet-i Muhammed, Mekke'ye Medine'ye giderler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'in, ravzasını ziyaret ederler. Teravih namazlarını kılarlar. Ve ihrama girdikçe sonra, mikat bölgesinde Umre'lerini dediğim tarzda, Kâbe-i Muazzamayı tavaf etmek suretiyle tamamlarlar. Şu anda da gerek Türkiye’den gerekse İslam âleminin çeşitli bölgelerinden müslüman kardeşlerimiz bu güzel ibadeti ifa ediyorlar. Allah bizlere de nasip eylesin. Ve hac ile birlikte sevabını ihsan etsin diyoruz efendim.
Fitre, Mümin Olarak Dünyaya Gelmenin Karşılığıdır
Şimdi mümin olarak dünyaya gelmenin karşılığıdır aslında fitre. Yani bir fitre aslında havaic-i asliyyesini (temel ihtiyaçlarını) efendim temin eden her mümin kardeşimizin üzerine vacip olan, bir vergi diyelim, vergi dalıdır. Ama bugün bunu vermeyecek olan insan Havaic-i asliyyesi müsait olan insan, ben şahsen bilmiyorum. Her insan bunu verebilir. Artı bundaki incelik, fitreyi veren insan aynı zamanda alabilir de. Yani her kardeşimize, doğan her kardeşimize, vacip olan bir ibadet tarzıdır. Bu sene ben miktarını bilmiyorum. İlgili müftülüklerden vatandaşlarımızın öğrenip mutlaka bunu vermeleri, gerek maddi, gereksen manevi menfaatlerinin gereğidir. Bu aynı zamanda insanları birbirine bağlayan bir bağdır. Bir manevi bağdır. Bu konuda kardeşlerimize hayırlar diliyor. Tekrar Ramazanlarını tebrik ediyor. Gelecek Ramazanlarımı yaşamayı Cenâb-ı Hak'tan niyaz ediyoruz efendim.
Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız