Neler Okuyacaksınız
Milliyetin İfsatı Dinden Geçtiği İçin Sürekli Milletimizin İnancıyla Oynuyorlar
Şimdi efendim, esasen bu hareketler Türkiye'de yeni değil. Uzun zamandan beri ülkemiz üzerinde hesapları olanlar bu tip faaliyetlere bazı zamanlarda yoğunlaşarak, faaliyetlerine devam ediyorlar. Özellikle de hatırlarsanız geçmişte, Ramazan aylarında ciddi faaliyetler yapıyorlardı. Düğün değil, bayram değil; yeni yeni konular ihdas edilerek, İslam’ın ve Müslümanların üzerine gidiyorlardı.
Şimdi bunların aslı, o günün şartlarında ortaya çıkmış meseleler olmayıp Türkiye'yi belli bir noktaya getirebilmek, insanımızın inancını zafiyetle karıştırıp kimliğinden uzaklaştırabilmek ve de nihai noktada da işgal edilmiş beyinlerin ülkesini işgal etmektir. Nihai noktada Türkiye'nin işgalidir söz konusu. Bu münasebetle de ya milliyetinizi sizin ifsat edecekler veyahut da dininizi. Ama milliyetin ifsatı da dinden geçtiği için, bunlar milletimizin inancıyla beraber devamlı surette oynamaktadırlar. Bazı insanlar bilerek burada rol alırlar, bazıları da bilmeden maalesef bedava aktör olurlar. Biz tabi gazete sütunlarında ve sayfalarında ortaya çıkanların hangi maksatla burada yer aldığını bilemeyiz, Allah'la kendi aralarında. Ama bilinen bir şey var ki, bunların tamamı ülkemiz üzerinde hesabı olanların aleti olmalarıdır. Bunu en azından çok net ve açık olarak görüyoruz.
Sonra İslam'ın kaynakları bellidir. İslam'da her şey yerli yerine oturmuştur. İslam'ın kaynakları; hüküm bakımından Kur'an-ı Kerim'dir, sünnet-i seniyedir, Peygamber Aleyhisselam Efendimizin sünnetidir, icmadır, kıyas-ı fukahadır. İslam'la uzaktan yakından zerre kadar münasebeti olan her insan, bu kaynakların ortaya koyduğu İslam'ın İslam olduğunu; bunların dışında bir Müslümanlığın olmayacağını çok iyi bilir.
İslam'da Reform Yapmak İsteyenlerin Asıl Amacı Milletin Kimyasını Bozup Onu Ayağının Altındaki Zeminden Kaydırmaktır
Bir binaya girerken, binanın kapısından girilir. Şimdi yapılan iş; kapıları kapatıyorlar, pencerelerden evlere girmeye çalışılıyor. Bu ne ise, bu da o; yani eski köye yeni kanun koymak. Bu hiç mümkün değil.
İslam'ı bozmak, İslam'da reform yapmak, yenilikler yapmak değil; o insanların kendilerini bozuyorlar, kendilerini helak ediyorlar. Aslında hiç kimsenin İslam'a zerre kadar zarar vermesi bizim inancımıza göre mümkün olmadığı gibi; mantıken de bunun kabulü mümkün olamaz. Zira kıyamete kadar korunacak olan bir mukaddes kaynak var; o da Kur'an'dır, o da İslam'dır.
Sen kendi kendini kandırır, kendi kendinle beraber oynar, kendi kendine zarar verebilirsin. Bu zarar İslam’a olmaz. Ya nereye olur? Bizzat kendine, bu işi yapan insana. Geçmişte bunun örneklerini biz gördük. İslam'da işte reform adı altında, Amerika Birleşik Devletleri'ne girip bilahare Türkiye'ye dönenler bu kaynakları hiçe sayarak; yeni yeni buluşlarla, yeni yeni görüşlerle sanki gelmiş gibi, İslam'a yeni bir özellik katıyorlarmış gibi görüşler serd etmeye, ifadelerde bulunmaya çalıştılar.
Şimdi hilkatin garibesine bakın ki, bu adamlar bugün rahatsız bu gelinen noktadan. Dün ifsatı başlatan, bu kampanyaları açan adamlar bunlardı. Yani hadislerden, sünnet-i seniyeden yola çıkarak Kur'an'ın birçok temel hükümleri ile oynayanlar bugün diyor “Bu iş, yapılan işler doğru değil”. Neymiş? Bunlar BOP dahilinde yapılan işlerdir. Peki bugünküler BOP projesindeydi de, o günküler ne projesinde? Sen dün alettin, bugün biraz ayıktın; bugün bunlar alet olmuşlar.
Asıl burada görülmesi ve anlaşılması gereken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin üzerindeki uzanan eldir. Yani milleti bozup az evvel de söylediğim gibi kimyasını bozduktan sonra, onun ayağının altındaki zeminden onu kaydırmaktır. Olay budur.
Onun için ben milletime tavsiye ediyorum; bu tip şeylere kulak asmasınlar. Ne televizyonlara ne haberlere ne gazetelere; bu manada eğilip de nedir, ne değildir dahi sormasınlar. Bizim her konuda yapacağımız iş, işlem bellidir. Anamızdan, babamızdan, dedemizden, ninemizden gördüklerimiz bize kafidir. Efendim yeni yeni müşteik taslaklarına bel bağlayıp da Deccal'in de oyuncağı haline gelmeyelim.
Binaenaleyh ben arkadaşlarıma bunu tavsiye ediyorum. Dini hükümler bellidir. Milletimiz bunu binlerce yıl hayatına geçirmiştir. Hiç kimsenin de bunda bir kuşkusu yoktur. Problemi olanlar, dinden şüphe edenler değil; kendisinden şüphe edenlerdir, diyerek bunu cevaplandırabilirim
Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız