info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Haftanın Sohbeti - Kıyamet Alametleri ve Ayetler / 2000- 2001
22/05/2025 DİNİ YAŞAM 7

    Neler Okuyacaksınız

İnsanın Ölümü Kaçınılmazsa, Dünyanın Sonunun Gelmesi de Mukadderdir

Çok muhterem dinleyenlerim, bu akşamki sohbetimizde, Kur'an-ı Kerim'in birçok surelerinde ve ayetlerinde yer alan, kâinatın son bulacağına dair, mevzudan yani kıyametten ve tabi ki onu takip eden ahiret hayatından biraz olsun bahsetmeye çalışacağız. Hepimizin bildiği gibi varlık âleminde yaşayan bütün canlı ve cansız ne varsa hepsinin ama hepsinin bir suresi var, bir sınırı var. Bu sure, bu sınır tükendiğinde bizim ifademizde yani dini literatürde, Dârü'l Bekâya varlıkla rıhlet ederler. Ölüm denilen hadiseyi yaşarlar. Nasıl canlılar ve bilhassa insan yaşadığı bu fâni dünyanın, fâni varlığı olarak sonu gelmesi mukadderse, yani ölümü tatması, onun için kaçınılmaz bir sonuç ise üzerinde yaşadığımız dünyanın da sonunun gelmesi mukadderdir. Bu kâinatın, yıldızlar âleminin, galaksilerin, gözümüzle gördüğümüz ve göremediğimiz bu sonsuz mükevvenatın da aynen canlılar gibi ve bilhassa insan gibi bir sonu var. İşte onun ölümüne biz kıyamet diyoruz. Kıyametin vuku hakkında birazdan okuyacağım çok ayeti kerimeler var. Yani bu sonuçtan bu âlem kaçması hiç mümkün değil. İsterseniz gelin, bu hususta ilgili Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerin bazılarına, surelerden bazı ayetlere göz atarak bunun vuku hakkında hiçbirimizin şüphesi kalmasın. Şüphesi kalmasın diyorum, zira imanın şartlarından bir tanesi de ölüm sonrası diriliş, hesaba çekiliştir. Bunun olması için de işte bütün bu âlemin nasıl var oldu ise Cenâb-ı Hakk, “Kün” diye emrediyor. “Feyekûn” hemen arkasından oldu ise aynen oluşuna inandığımız gibi bu düzenin, bu nizamın yok oluşuna da inanmamız lazım. 

Ahiretin Varlığına İman Etmek, İmanın Şartlarındandır – Kıyamet Alametleri

Beş vakit namazımızda okuduğumuz Sure-i Fatiha'nın, Estauzubillah, “Mâliki yevmiddin.” “Ceza gününün sahibi olan Allah-u Teâlâ’ya mahsustur”, manası. (Fatiha Suresi, 4.Ayet)  Ceza günü nedir? İşte o hesap günü. “Kim ne yaptı ise eteğindeki taşları dökecek hayır yönünden, şer yönünden yani fayda ve zararla her ne ise o gün işte bunun mükâfatını veyahut da mücazatını görecek.” Böyle bir gün kaçınılmaz bir sondur. Bunu hepimiz yaşayacağız ve buna iman etmek, ahiretin varlığına iman etmek de imanın şartlarından bir tanesidir. Altı şartı vardır, biri de budur. Yine aziz kardeşlerim, Zariyât suresinde “Ve muhakkak ki ceza da herhalde vakidir.” (Zariyât Suresi, 6.Ayet) Yani az evvel ifade ettiğimiz Ayet-i Kerime ışığı altında hesap görülecek. Tekvir suresinde bu mükevvenatın, gidişatının böyle sonsuza dek gitmeyeceği ve de bu düzenin mutlaka bozulacağına dair, Tekvir suresinde Yüce Rabbimiz bakınız. Estauzubillah, “İzeşşemsu kuvviret.” “Güneş dürüldüğü zaman”(Tekvir Suresi, 1.Ayet) yani hani yaprağı dürersin, bir buket haline getirirsin işte aynen onun gibi güneş de demek ki dürülecek, daha ne olacak? “Ve izennucumunkederet.” “Yıldızlar döküldüğü zaman.” (Tekvir Suresi, 2.Ayet)  Yıldızlar da şu âlemde seyrettiğimiz bütün yıldızların Kur'an'ın bu ayetine göre döküleceği yerinde durmayacağı inşallah hatırıma gelir. Estauzubillah ,” Ve lekad zeyyennes semaed dunya bi mesabiha” Bak, “Biz dünyanın semasını Cenâb-ı Hak yıldızlarla donattık”, diyor. (67. -Mülk Suresi 5. Ayet) İşte bütün bu yıldızlar ne yapacak Ayet-i Kerime'ye göre, böyle devamlı gitmeyecek, bunlar da dökülecek. “Ve-izâ-lcibâlu suyyirat.” “Dağlar yürütüldüğü zaman.” (Tekvir Suresi, 3.Ayet) Dağlar da böyle durmayacak, bunlar da o günün dehşetinden yürüyecekler. “Ve yüklü develer salıverildiği zaman.” (Tekvir Suresi, 4.Ayet)  O günün hali öyle olacak ki bütün mevcudat hercümerç olacak. Dağlar, taşlar, denizler, yıldızlar, her şey bu halin dehşetinden, bakınız ayette Rabbimiz ne buyuruyor? “Vahşi hayvanlar toplandığı zaman.” (Tekvir Suresi, 5.Ayet)   Onlar, nedir bu başımıza gelen, nedir bu hal diye onlar da bir araya gelecek. “Ve denizler ateş ile dolduğu zaman.” (Tekvir Suresi, 6.Ayet)   Bunların biraz olsun izahını yapacağız. “Ve ruhlar çiftleştirildiği zaman.” (Tekvir Suresi, 7.Ayet)   “Ve diri olarak gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman.” (Tekvir Suresi, 8.Ayet) “Hangi günahından öldürüldü” diye “Ve defter açıldığı zaman” ayetler böyle devam ediyor. (Tekvir Suresi, 9. ve 10. Ayet) 

Zerre Kadar Hayır Yapmışsan Faydasını, Şer İşlemişsen Cezasını Göreceksin

Sevgili kardeşlerim, mevcudatın içinde var olan bildiğimiz maddi varlıkların fiziki kurallara göre mutlak surette bir hayatı var. Çekirdek etrafında maddenin en küçük parçası olan atom, çekirdek etrafında dönen elektronların varlığı nedeniyle bize var görülmektedir. Aslında elektronlar arasındaki mesafe onu bir futbol sahasına benzetecek olursak, koskocaman bir futbol sahasındaki 5-6 tane topa benzer. O boşluklar içerisinde elektronların süratle dönüşü bize sanki bütün o sahanın her tarafında top varmış intibaını veriyor. Bu ne ise işte şu kâinatta seyrettiğimiz bütün varlıkların hali de budur. Aslında bir hayaldir, bir vehimdir. “ Leibun ve lehvun” “Oyun ve oyuncak.” (Hadid Suresi, 20.Ayet) Ama karşımıza o kadar enteresan tarzda ve şekilde geliyor ki onun dışında başka varlıkları görüp işin açıkçası onun arka planındaki gücü, kuvveti görüp bazen kulluğumuzdan taviz veriyoruz, sekte yapıyoruz, ihmallerimiz oluyor. İşte Kur'an-ı Kerim'de buna benzer ayet-i kerimeler var olan sureler, “Ey insan aklını başına al.” Bak, sadece sen değil ve senin gibiler de değil, hayvanlar da değil, bütün mevcudat aynen senin gibi ölüm kaderini yaşayacak. Ayet ne diyor? “Denizlerden ateş çıktığı zaman.” (Tekvir Suresi, 6.Ayet)  Bakın yerin katmanlarına indiğinizde merkezde ne var? Hepinizin bildiği gibi lavlar var. Hatta bazen depremlerde hatırlarsınız bu lavlar toprak üstüne arşa çıkarak bizim temaşa ettiğimiz bir varlık yönüne de dönüşüyor. Onun için bazı depremlerde sıcak suların, termallerin ortaya çıktığı bir vaka. O zaman bu öyle bir hararetle, öyle bir şiddetle yerin altından üstüne püskürecek ki yanardağ gibi denizler de bu püskürme ile beraber kaynamaya başlayacak. İşte kıyamet, bu ifade ettiğimiz ayet-i kerimeler muvacehesinde, daha var, belki unuturuz, gaflete geliriz diye Rabbimiz birçok surede ayetlerinde önümüze koydu ki, “sakın ha dünyaperest olmayın”, “dünyaya tapmayın”, “öleceksin kâinat da yok olacak, sonra dirileceksin hesaba çekileceksin.” Yaptıkların ne? Bunlar tek tek sorulacak. Zerre kadar hayır yapmış isen mutlaka onun faydasını, zerre kadar şer işlemiş isen onun da cezasını göreceksin. Öyle bir muhakeme ki bundan kaçış yok. 

İman, Allah’ın Her An Seni Gözetlediğini Kabul Etmektir

Zaten iman ne demek biliyor musunuz sevgili kardeşlerim? İman odur ki sen onu görmüyorsun ama onun seni gördüğünü kabul edecek ve her zaman benimle beraberdir, beni kontrol ediyor, murakabe ediyor, gözetliyor. Yaptığımı Kirâmen Kâtibîn denilen sağ ve sol omuzumdaki Melâike-i kiramla zapt ettiriyor. Yarın, “Ikra' kitabek” (İsra Suresi, 14. Ayet) “Yani ölümden sonra dirileceğim, hesaba çekileceğim önüme bir kitap verilecek. O benim kitabım olacak. Hayatımda işlediğim, yaptığım işlerin kitabı olacak.” Bana o gün denilecek ki, “oku bakalım kitabını, ne yazdın yani ne yaptın?” Hiç kimse şahit olmayacak. Şahitler kendinden olacak. Elin olacak şahit, ayakların olacak şahit, bütün organların o gün yaptıklarına şahit olacak. İşte senin işlerinin şahidi bizzat senin organların olacağı için bu organlarını yani elini, dilini, ayağını, gözünü, kulağını öyle değerlendir ki yarın bunlar senin aleyhinde konuşmasın, senin aleyhinde şahitlik yapmasın sevgili kardeşlerim. İyi bir Müslüman olmak demek, bu hali düşünerek yanlıştan kaçınmak, insanların hayrına, güzeline, doğrusuna olan işleri yapmak demektir. Fenayı terk edeceksin, güzelle beraber olacaksın, güzele sarılacaksın, hayır hasenatı unutmayacaksın, düşkünlere, yardımlara, herkese el uzatacaksın. Aziz kardeşlerim, bütün bunları yaptığınız zaman işte sen mükemmel bir kul olma yolunda her gün adım adım yürüyorsun ve Allah'ın sevdiği, seçtiği salih ve saliha kullardan oluyorsun. Hepimize Allah böyle güzel yolu ve bu yolda yürümeyi nasip etsin ki onun sevdiği ve onun rızasına erdiği kullardan olalım. Dönüyorum yine konuya sevgili kardeşlerim. Bakınız İnşikak Suresi diye Kur'an-ı Kerim'de bir başka surede, bu da çok enteresan. Kıyameti anlatırken Yüce Rabbimiz, “Gök yarıldığı zaman ve Rabbini dinlediği ve layık kılındığı zaman.”(İnşikak Suresi, 2. Ayet) Nasıl sen ben birbirimizi dinliyor isek o gün verilen emri gök dinleyecek. Ne zannediyoruz biz başıboş geldik gidiyoruz böyle bir şey miyiz? Sakın böyle düşünmeyelim. “E yahsebul insânu en yutrake sudâ” “Başıboş yaratıldığını mı zannediyorsun?” (Kıyâme Suresi, 36.Ayet) Düşünsene ne müthiş bir muhakeme kabiliyetin var. Konuşuyorsun, düşünüyorsun, muhakeme ediyorsun, seviyorsun, üzülüyorsun, yürüyorsun, yiyorsun, içiyorsun. Mükemmel hem manen hem madden. Ayette Cenâb-ı Hakk'ın beyan ettiği gibi. “Lekad halaknel insane fi ahseni takvim.” “Seni en güzel surette yarattım.” (Tin Suresi, 4.Ayet) Hakikaten her şeyin mükemmel. Düşünsene şu gözlerini, ellerini, yüzünü her şeyin çok mükemmel. Bunun bir mislini şu teknik imkânların bu duruma gelmesine rağmen senin yapman, ortaya koyman mümkün mü? Allah sana hazinesinden bunları ikram etti. Her şeyi verdi, sıhhat verdi, muazzam düşünce verdi, kabiliyetini ikram etti, çoluk çocuk verdi. Ne bileyim? Handı, hamamdı, kervansaraydı, mülktü, maldı… Her şeyini bolca ikram etti. İşte bütün bunların hesabının sorulacağını da unutmadan, eğer bunlara teşekkür eder, ama bu değil, hayır, beni de çileyle, meşakkatle, zorlukla, darlıkla denedi, ona da sabredersen, hepsi kazanç olarak, işte mutlaka vuku bulacak olan o kıyametin sonrası vücuda gelecek ahiret hayatında senin önündeki en büyük sermaye olacak sevgili kardeşim. Evet, bakınız ayet-i kerimelerde “Ve yer uzatılıp dümdüz olduğu zaman.” (İnşikak Suresi, 3.Ayet) Yani efendim “Bir lastik gibi, üzerinde yaşadığımız dünya, kâinat, yıldızlar, her şey Allah'ın elinde, Allah'ın iradesinde, Allah'ın kudretinde istenilen şekle dönecek” diyor Rabbimiz. “Ve içinde ne var ise atıp boşaldığı zaman.” (İnşikak Suresi, 4. Ayet)  Sevgili kardeşlerim bu ve buna benzer ayetler, bakınız burada bir tane değil bir sürü hem sureler hem ayetler, yüzlerce ayet, bütün bunların manası ve mahiyetine mutlaka âlem son bulacak. Ve insanlar son bulan âlemden sonra yerden ot biter gibi dirilecek, Yüce Rabbimizin huzuruna hesaba çekilecektir. O gün Allah hepimize yardım eylesin.

Elimizde İmkân Varken Kıyamet ve Ahiret Hayatına Hazırlık Yapalım

Ben bundan sonraki sohbetimin bölümünde kıyametin bazı alametleri var, müsaadenizle bunlara da temas edip nedir ne değildir diye en azından bilgimi bilgimiz olsun. Ve bunları yanlış anlamayın, çoluk çocuğumuza, etrafımıza, etbaamıza anlatalım da yanlışlardan uzaklaşalım, doğru dost doğru mükemmel insan olalım inşallah. Evet, sevgili kardeşlerim o alametlere geçmeden yine bazı ayet-i kerimeler mana olarak sizlere ifade edeceğim. Yine Rabbimiz buyuruyor ki, “Sorar ki kıyamet günü ne zamandır?” Yine aynen bu, “Lâ uksimu bi yevmil kıyâmeti” (Kıyâmet Suresi) diye başlayan surenin sorar, “Ne zaman bu kıyamet?” “Amma yetesâelûne anin-nebe'il-azîm.” (Nebe Suresi 1.ve 2.Ayet) “O büyük günden sual ediyorlar.” Bugün hakkında insanlar muhtelif kanaattedirler, muhtelif düşüncededirler. Herkesin düşüncesi bu konuda aynı değildir. “Bazısı var” der, “bazısı yok” der. Ama şurası bir gerçek ki bugün mutlaka var. Evet, “Artık o zaman ki göz kamaşmış bir halde bulunur ve ay tutulmuş olur.” (Kıyamet Suresi, 7.ve 8. Ayet)  Neden? Çünkü kâinatın artık düzeni nizamı bozuldu. “Ve güneş ile ay toplatılmış bulunur.”( Kıyamet Suresi, 9. Ayet) Artık onların biri orada, biri orada değil. “O gün insan der ki, kaçacak yer nerede?” “Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.” “O günde durulacak makam Rabbinin tarafından tayin edilecektir.” (Kıyamet Suresi, 10-11-12 Ayet) Böyle ayeti kerimelerde o günün dehşeti, o günün azameti Cenâb-ı Hak tarafından beyan ediliyor. Hz. Fahri Âlem Efendimizde hadisi şeriflerinde “bu halin vukuunu ve vuku bulmasından önceki durumları bize beyan ederek mutlak surette böyle bir güne hazırlanmamızı, hazırlıklı olmamızı beyan ediyor.” Düşünsenize Âlemler onun yüzü suyu hürmetine yaratılmış ama o bütün bunlara rağmen benim için her şeyi var. “Allah rahmeti, bereketi, azameti, lütfu hep benim için”, bunu demiyor ve o güne senden ve benden daha çok hazırlık yapıyor. Onun dostları, onun arkadaşları hepimizin bildiği gibi adı sahabe olan insanlardır. Onlar da aynen onu taklit ederek hayatını hayatına geçirerek o güne hazırlanıyor. Derim ki; Sevgili kardeşlerim, elimizde imkân varken, ömrümüz vefa etmişken, sıhhatimiz yerindeyken geliniz o peygamberi, onun ashabını ve onların yolundan giden insanları aynen olduğu gibi hayatlarını hayatımıza geçirelim ki mutlak vuku bulacak olan kıyamete ve ahiret hayatına hazırlık yapalım. O gün gelip çattığında “aman nedir bu hal” demeyelim. Sonraki pişmanlık para etmez, hepinizin bildiği gibi. Sevgili kardeşlerim bu güzel günde, bu güzel zamanda sizleri hakka emanet ediyor, saygı, hürmet ve muhabbetlerimi arz ediyorum efendim. 
 

Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir