info@profdrhaydarbasenstitusu.org

BTP Gençlik Kampı - Afyonkarahisar / 20 Ekim 2007

    Neler Okuyacaksınız

Dünya İnsanlığını Rahatlatacak, Huzur ve Saadete Kavuşturacak Tez Türk Milleti’nden Çıktı 

Hoş geldiniz faslıyla bir iki cümle edeceğim ve müsaadenizi istirham edeceğim. Efendim, gerçekten dünya, özellikle Türkiye tıkanmıştır. Tabii, dünya ve Türkiye'nin tıkandığı bu noktada bunun önünü açacak mutlak surette görüşlerin, formüllerin ve tezlerin olması lazım idi. Bizim zamanımıza gelene kadar tıkanan Türkiye’nin ve dünyanın önünü açacak, öyle bir tez geliştiren maalesef ne dünyada ne de Türkiye'mizde olmamıştır. Amerika Birleşik Devletleri'nden en büyük güç kabul edilen geçmişte Rusya'ya kadar, bugün Çin de bunun içerisindedir, Hindistan da bunun içindedir. Dünya insanlığı bir girdabın içinde boğuşmaktan ve dipsiz bir kuyuya doğru adeta dönüşü olmayacak bir ümitle hızlı bir şekilde sürüklenmektedir. İşte tam bu noktada bir Türk bilim adamı, dünyanın ve özellikle ülkemizin şartlarını düşünerek bu girdabın önüne geçmeyi, ona bir kurtuluş umudu olmayı ve de yedisinden yetmişine her kesimin ve herkesin müreffeh bir hayat yaşamasını temin edecek, her kesimin ve herkesin müreffeh bir hayat yaşamasını temin edecek, bir formülizasyon, bir tez geliştiriyor. Bu tez ki, bizim tarihimizle, örfümüzle, medeniyetimizle, kültürümüzle, siyasetimizle barışan bir milimetre ona ters düşmeyen, bir tez. Önce bu tez gündem edildiğinde biz duygusal olur düşüncesiyle dünyanın seçkin iktisatçılarına bunu tartıştıralım önüne koysunlar araştırsınlar ve desinler ki, “bu doğrudur” ve desinler ki, “bu yanlıştır.” Maksadımız doğrumuzu ve yanlışımızı tespit olmak üzere işte bu seçkin saygın ilim adamlarının önce ana vatanımızda Türkiye'de, büyükşehir İstanbul'da büyük bir kongre tertip edildi. 
Bu kongre o tarihte Amerika Birleşik Devletleri’nden, Avrupa'dan, Uzakdoğu'dan ve Türkiye'den, Türk dünyasından… Ben şu anda isimlerini sayılarını hatırlayamayacağım ama yüzün üzerinde bir komite, ayrı ayrı komiteler tertip edildi, tartışıldı. Ben Amerika Birleşik Devletleri'nden gelen bilim adamı arkadaşımın sözü karşısında samimiyetimle ifade edeyim ki, bir Türk insanı olarak çok mutlu oldum. O dünya insanlığını rahatlatacak, huzur ve saadete kavuşturacak tezi evet hayata getiren, kavuşturan insan “Ey Türk Milleti sizden çıktı” diyerek kendisinin içinde bulunduğu dünyanın da yani Amerika Birleşik Devletleri'nin de buna muhtaç olduğunu ifade ettiler. 
Onu takip eden diğer konuşmacı arkadaşlarımızın zaten beyanları bu istikametteydi. Rusya'dan gelen kıymetli iktisatçılar, katılanlar bilirler. Victor Minin, yine Victor isminde bir başka ilim adamı. Ben, hafızam biraz zayıf olduğu için kusura bakmayın. Onlar da “Türkiye artık umduğuna, ümit ettiğine kavuşmuştur. Dünyanın gözü aydın olsun” diye bunu ifade ettiler. 

Milli Ekonomi Modeli Tezi Nobel Ödülüne Aday Gösterildi

Tabi Bakü'de yaptığımız ikinci kongre hakikaten tarihi bir kongre oldu. Türk Dünyası'nın ve Rusya blokunun içinde bulunduğu devletlerin tamamının katıldığı bilim adamları olarak kongrede bu tez ele alındı, enine boyuna tartışıldı. Aynı kanaate varıldı. Ömer Eyercioğlu, Profesör Doktor Ömer Eyercioğlu 'nun yönettiği oturumda Nobel ödülüne aday gösterildiği şeklinde bir de karar aldı. Öyle mi Ömer Bey? 
Sevgili arkadaşlar, üçüncüsü de hatırlarsanız Avrupa'nın Heidelberg, yani bizim lisanımızda haydarberk diye ifadesini bulan şehirde yapıldı. Orada da bütün bilim adamları, Avrupa topluluğunun, birliğinin, ülkelerinden gelen, yanılmıyorsam 25 ülkenin ilim adamı, aynı kanaate vardılar ve onlar bir adım daha ileri giderek “bu tezden biz nasıl istifade ederizi” konuştular. Orada yaptığımız özel bir toplantıda bilim adamlarının bize “mutlaka bizim bu tezden istifade etmemiz gereken konular var. Ve biz inanıyoruz ki ülkelerimiz bu tezde kalkınacaktır. Lütfen bizimle beraber olunuz, bize destek veriniz.” Şu anda herkesin umudu olan Avrupa Birliği hakkında Avrupa İlim Adamları “bizi bu badireden kurtarınız” teklifinde bulundular. 
Şimdi, kardeşlerim şunda tereddüdünüz olmasın. Biz bu işi biliyoruz. Ben sadece ben değil, benim kadrom bu işi biliyor. Biz bu işi yaparız. Bu seçimlerde, 22 Temmuz seçimlerinde yüce Türk Milleti'nin önüne çok büyük bir imkân ve fırsat gelmişti. Ama öyle enteresan oyunlar, öyle güçlerin ittifakı karşımızda bir blok oluşturdu ki; Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı bu savaşın karşısında hiçti. Bunu çok iyi bilin. Yani “biz tek başımıza bütün dünyayla savaştık. 200 bin insanımız bu bizim hakkımızdır. Eninde sonunda Türkiye'yi biz idare edeceğiz” demiştir. Şimdi tabii biz görüşlerimizi ve tezlerimizi sundukça muhaliflerimiz her türlü yalana, iftiraya, saldırıya geçerek madden, manen şahsımı ve siz muhterem arkadaşlarımı caydırmak istiyorlar. Bilsinler ki ölümde dâhil bu kadroyu ve şu anda onun başında bulunan âcizane bendenizi hiç kimse hiçbir şekilde bundan vazgeçiremeyecekler. Hiç endişe etmeyin.


Türkiye’yi Kurtaracak Olan Kadro ve Lider Bellidir 

Bir hatıramla ben iki cümle dedim, otuz cümleyi geçti herhalde. Yarına konuşmanın devamını bırakayım. Trabzon'dan Ankara'ya geliyoruz. Milletvekili olduğunu söyleyen üç arkadaşımız bizden sonra uçağa bindiler. Selam verdiler. “Aa hocamız da buradaymış” dediler. Ama ben kendilerini tanımadığım için sadece “merhaba” demekle yetindim. Ayrı ayrı koltuklarda olduğumuz için de sohbet imkânı bulamadık. Ankara'ya indiğimizde uçağa bindiğinde yakınlığı olan bu kardeşlerimize ben de tabi olarak “geçmiş olsun” dedim. İşin enteresan tarafı benim yakınımda üçüncü koltukta oturan arkadaş enteresandır. “Ya hocam” dedi, “siz gerçekten 2000 bin Türk lirası  verecek miydiniz?” Tabi seçimden şu kadar zaman geçmiş. Efendim “ben” dedi, Manisa milletvekili ismini zikretti. “Filanca” dedi. “Siz de gerçekten dedi bu 2000 Türk lirasını verecek miydiniz?” Ben de tabi bir anda bununla karşılaşınca dedim “Sayın kardeşim milletvekiliyim diyorsun. Dünyada yüzlerce profesörün tartıştığı ve dünyayı kurtaracak dediği tezi bir defa okumuyorsun. “Nasıl vereceksin” diye gelip bana ayaküstü soru soruyorsun. Bakkaldan bulgur, pirinç mi alıyorsun ki bir dakikada ben sana şu kadar zamanda anlayamadığın konuyu anlatayım.” Biraz da tabi tavırlı olarak. Arkadaşı ona döndü “ben” dedi “eseri okudum” dedi. “Kaynaklar var” dedi, “evet verir” dedi, “ama yaptırmazlar.” Dedim “siz vekil misiniz?” “Evet” dedi. Vekilin dediği şeye bak, sen kimi temsil ediyorsun? 
“Yaptırmazlar zihniyetine inanan bir insanı seçen de, seçtiren de, seçilen de hepsi gaflettedir” bunu iyi bilin, hiçbir şey yapamazlar. Onun için bu meclisten hiçbir şey beklemeyin. Bunlar hiçbir şey yapamazlar. İyi tiyatrocudurlar. Bilmiyorum ihtisasları var mı bu konuda ama yapamadıkları belli, yapamazlar. Ekonomiyi batırmışlardır. Şu anda olup bitenleri siz iç yüzlerini bilmiyorsunuz. Türkiye'nin 80 milyara yakın bir parası hazinede var, milyar dolar. Bunun bir tek kuruş kendisine ait değil. Şimdi ne kadar iyi olduğumuzun hesabını yapar mısınız? Evet, cebinizde para size ait değil. Bu ekonomi ne kadar sağlıklıdır? Üç kişinin cebinizdeki paraya uzanıp alıp memleketine gittikten sonra yaşanan çöküş bir daha Türkiye'nin geriye dönüşü imkânı olmayacak bir çöküş olacaktır. Ama yüce milletimiz bunu göremedi. Bunu biz ya göstermekte zorluk çektik veyahut da dediğim gibi o dünya güçleri daha farklı metotlarla bizim dediklerimizi setretmede başarılı oldu. 
Şimdi sizin vazifeniz şu arkadaşlar. Bugün ve yarın eğitim tamamlanacak. Seminer notları elinizde memleketlerinize döneceksiniz. Ve şunu iyi bileceksiniz, Türkiye'yi tek bir kadro ve tek bir insan kalkındırır. Ben her türlü konuda bunun hesabını vermeye, bunu dünya kamuoyuna takdim etmeye her türlü yolla varım. Hiç kimsenin bunda kuşkusu olmasın. Bakınız aylardan beri yıllardan beri hep bizi gizliyorlar. Ama yine biz bugün Afyon'da burada ortaya çıktık. Evet diyeceğimiz söz belli değil mi? Türkiye'yi kurtaracak olan kadro ve lider bellidir. “Ey millet kendine dön, titre ve kendine gel” demektir. Aksi takdirde batış ve çöküşün önüne hiç kimse geçemeyecektir. Bakın biz siyaset sahnesine çıktığımız gün ne söylediysek bugün onlar aynen bir fiil hayata geçiyor. Onun için kimse tereddüt etmesin. Biz bilerek konuşan insanlarız. Türkiye'yi bu badireden çıkartacağız. “Türk insanını, dünyanın en güçlü insanı, laik demokratik hukuk devletimizi dünyanın en güçlü hukuk devleti yapacağız, inşallah” diyor. Hepinize saygı, hürmetlerimle selamlıyorum. Allah muvaffak eylesin. Sağ olun, var olun.     
 

Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir