
Neler Okuyacaksınız
Dünyada 4 Milyar İnsan Milli Ekonomi Modeli’ni Uyguluyor
Çok kıymetli veli kardeşlerim, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Ben hangi sözle başlayayım diye düşündüm. Hatırıma siyasete atıldıktan sonra sizden çektiklerim geldi. Dedim onları birkaç satırda özetleyeyim.
Arkadaşlar, bakın benim, gerçi bu da eğitimin içindedir, yanlış anlamayın. Dünyada uygulanan, hem de 4 milyar insan tarafından uygulanan muhteşem bir modelim var. Milli Ekonomi Modeli. Senelerce sizlere ben bunu anlattım. “Asgari ücreti 5 bin Türk Lirası vereceğim” dedim . “Hanımlar, ev hanımları 1500 Türk Lirası maaş alacak. Her Türk vatandaşı 1000 Türk Lirası maaş alacak. Tarım kesimini, hayvancısını, madencisini, ormancısını, denizcisini...” Söyledim. Hiç biriniz bana güvenip yanımda olmadınız. Dediniz ki, “hoca sen marjinalsin.” Yahu “benim aklım çok büyük. Ben kendimi sizden iyi biliyorum”, dediğim halde beni dinlemediniz. Ne oldu? 5 bin liraya razı olmadınız. 1400 liraya şimdi talim yapıyorsunuz. Yarın size çocuklarınız büyür, hesap sorarsa, “Ya bir adam vardı, size şu kadar para verecekti. Siz buna dönüp bakmadınız. Ama dünyada 4 milyar insan bunun dediklerini uyguladı. Cebini doldurdu, karnını doyurdu, geçimini temin etti. Siz niye bunun yüzüne bakmadınız?” dese ne cevap vereceksiniz? Şimdi ben o çocuklar adına size bunu soruyorum. Ne cevap vereceksiniz? Verecek cevabınız var mı? Yok. Bundan sonra sakın bir daha bu acı durumları yaşamaya mecbur kalmayın. Şunu iyi bilin, ilan ediyorum burada. İsterseniz iktisatçıların görüşlerini alın tek tek okuyun. Onlar zaten bu benim dediklerimi size açık ve net olarak ifade ediyorlar. Dünyada ekonomiyi, bak ben Akçaabatlı’yım . Akçaabatlıyım ama Horasan’dan gelmeyim. Hacı Bektaş'ın ülkesinden. Maveraünnehir Bölgesi'nden. Tam altı bin kilometre yol benim dedelerim kat etti. Ben Türk oğlu Türk'üm. Ama benim kaybım da bu oldu. Siz bana inanmadınız. Niye? Müslüman Türk'üm diye. Beni yakinen hepiniz tanıyorsunuz. Molla Google'a girin. Sorun bakın, “Haydar Hoca kimdir?” Size anlatır. Ama beni tanımadınız. Şimdi buna ben ne diyeyim? Diyorum ki, “bundan sonra bir daha yanılmayın. Aklınız başınıza geldiği zaman, zaman tükenebilir. Ya ben tükenirim ya siz tükenirsiniz. Ama bu mutlak ilimden istifade edemeyeceksiniz, etmeyeceksiniz.” Siz ülkeyi bir zamanlar karıştırmak isteyen, fitne çıkartıp dağıtmak isteyen insanlarla beraber oldunuz. Maalesef ne kendiniz, ne aileniz, ne de etrafınız huzur ve saadet dolu günleri yaşayamadınız. Var mısınız bundan sonra huzuru, saadeti, mutluluğu yaşamaya? Var mısınız?
Çocuklar bakınız, her şeyi anlattık. Ama her şey bugün ekonomide geliyor, onda başlıyor, onda bitiyor. Bu meseleyi de dünyada, Haydar Hoca'dan daha iyi bilen bir ilim adamı yoktur. Bunu iyi bilin. Eğer beni zamanında dinlemiş olsaydınız, yeminle konuşuyorum; bolluktan, bereketten yanınızdan geçilmeyecekti, tafranızdan geçilmeyecekti. Ama şimdi maalesef sokakta elini açıp dilenen insanların durumunu yaşıyorsunuz. Yanlış mı konuşuyorum? Yanlış mı konuşuyorum? Doğru konuşuyorum. Gençler, beni siz anlayacaksınız. Ve anlayacaksınız ki bu ülkeyi dünyanın doruk noktasına biz taşıyacağız. Var mısınız buna?
Titanik Gibi Batan Osmanlı’ya “Dur” Diyen Lider Mustafa Kemal Atatürk’tür
Bakınız, ben 2000, hatta 1999 yıllarında merhum Mustafa Kemal Atatürk'ten bahsederken şahsı asker olan bir arkadaşım “yav” dedi “sen her yere gidiyorsun, Atatürk'ten bahsediyorsun, gerek yok buna” dedi. Dedim “senin mesleğin nedir?” Dedi “asker.” “Ya asker yatacak, ‘Atatürk’ diyecek, kalkacak ‘Atatürk’ diyecek. Sen nasıl askersin” dedim, “ya.” Benim dedem Sarıkamış'ta şehit oldu. Rahmetlik annem dedem için “Mustafa Kemal Paşa'nın silah arkadaşıdır” demiştir. Evet. İşte ben böyle bir soydan geliyorum. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti üç kıtada hâkim bir imparatorlukken darmadağın oluyor. Elinden, kolundan, ayağından hiçbir tarafından tutan olmuyor. Ve Osmanlı Devleti, Titanik batar gibi batmaya başlıyor. Arkadaşlar bu işler o kadar kolay değil. Batıyor, batıyor, batıyor. Ama Allah'ın bir kulu çıkıyor. Ve bu batışa “dur” diyor. “Siz derhal burayı terk edin terbiyesizler.” Gayri millî olanların milli adamları dinlemesi asla mümkün değildir. Bunu iyi bilesiniz. Ben onları tanırım. Onlar Pontus'a “evet” derler. Müslüman Türk milletine “hayır” derler. Ama bunun hesabını er veya geç verecekler.
Türk Milleti Mustafa Kemal Atatürk'ün Kuvâ-yi Milli Harekatı'yla Birlikte Ruh Kazandı
Evet sevgili arkadaşlar, Türk milleti Mustafa Kemal Atatürk'ün Kuvâ-yi Milli Harekatı'yla birlikte ruh kazandı, mana kazandı. Öyle bir noktaya geldi ki, Misak-ı Milli hudutları dahilinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu. Bunu kuran adama biz yıllarca “dinsiz, kâfir” dedik. Demedik mi? Soruyorum, demedik mi? Söyledik. Utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan, Allah'tan korkmadan bu adama biz “dinsiz” dedik. Niye? Saltanatı lağvetti. Cumhuriyeti getirdi. Yani sizi adam etti. Siz saltanat döneminde insan bile değildiniz. Öyle değil mi? Kimin söz hakkı vardı? Allah aşkına söyler misiniz? Saltanat döneminde kimin söz hakkı vardı? Bir kişinin olduğunu söyleyin. Koskocaman bir bölgede bir tek insan konuşamazdı. Eğer konuşacaksa mutlaka yukarıdan sultanın müsaadesi olması lazımdı. İşte böyle bir dönemde “Mustafa Kemal” denilen insan hatta bunu iyi bilin. Vahdettin son padişah kızını Mustafa Kemal ile evlendirmek istiyor. Kızı “evet” diyor. Vahdettin Mustafa Kemal'i Anadolu'ya istiklal mücadelesini başlatmak için gönderiyor. Biliyor musunuz? Bak bunları size açıyorum. Ama Mustafa Kemal başta “evet” sonra “hayır” diyor. Niye? Diyor ki padişaha “Sen mandacısın; Amerika'nın mandası olmak istiyorsun. Ben bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti kurmak istiyorum.” Ve ayrılık, ayrılıkları böyle oldu. Ayağında çarığı, sırtında elbisesi, elinde tüfeği olmayan bir orduyla Mustafa Kemal bu mücadeleyi başlattı ve bu mücadeleyi de Allah'ın izniyle kazandı. Bunu böyle bilelim. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu.
Mustafa Kemal İlk Diyanet’i İlan Eden İnsandır
Mustafa Kemal ilk Diyanet’i ilan eden insandır. Bunu iyi bilin. Diyaneti Osmanlı korumadı. Haberiniz olsun. Şimdi kalkıyorsunuz. Siz bu adama “ee bu dinsizdir.” Yeminle konuşuyorum. Allah belanızı verir. Şimdi var mısınız bu gece istiğfar edip “Mustafa Kemal, Mustafa Kemal” demeye var mısınız? Evet, Mustafa Kemal bu, yani Atatürk bu. Bir devlet kuruyor, bu devlet bağımsız. Ne İngiliz'e, ne Amerika'ya, ne Avrupa'ya, ne Fransa'ya, ne İtalya'ya baş sallamıyor. Hepsini elinin tersiyle kaldırıp atıyor. Bu iradenin adına “Mustafa Kemal” denir. “Atatürk” denir. İşte biz bu saflardan yanayız. Var mısınız buna? Var mısınız?
Şimdi bu cumhuriyeti iddia edip yeniden bir harekete kalkmaya teşebbüs edenler var. Yalandan yere kendilerini yormasınlar. Vallahi kafaları buz gibi dağılacak, billahi kafaları buz gibi dağılacak. Bunu böyle bilesiniz. Var olan Türkiye Cumhuriyeti laik demokratik hukuk devletidir. Bu devlette yana olan sağ olsun. Bu millet sağ olsun. Bu vatan ve bu millet beraber olsun. Allah, Allah Türk milletinin, devletinin ömrünü uzun eylesin. Düşmanlarını zelil eylesin. Vatanı, milleti bir ve beraber eylesin. Bizleri birbirimizi sevip kucaklamayı, bize düşman olanlara da lanet gözüyle bakmayı Allah hepimize nasip eylesin. Allah hepinizden razı olsun. Sağ olun var olun.
Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız