Çok muhterem İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Salih Bey kardeşim her yıl bizim mezuniyet törenimize böyle iştirak eder. Hakikaten beni içlendiren çok dolu konuşmalar yapar. Evvela ona teşekkür ediyorum. Sağ olsun, var olsun.
İkinci olarak teşrif eden, davetimize icabet eden Avrasya Üniversitesi yönetimi, öğretim görevlileri, kıymetli velilerimiz, arkadaşlarım hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Şimdi ben birincilere ödül mü vereceğim, ne vereceğim? Ödül vereceğim. 
Hüseyin Aydın. Hüseyin Aydın, al sana koskocaman bir ödül. 
Bu Abdülkadir. Kimsin sen? Baş. Birkaç cümle müsaadenizle ben de ifade edeyim. Abdülkadir benim oğlum. Bu yıl çalışmasıyla birincilik aldı. Ben inanıyorum ki bütün arkadaşları da bunun gibi birincidir. Ama nasip buna olmuş? Abileri Hüseyin Baş, Hasan Baş bu okuldan mezun oldular. Bir tanesi inşaat mühendisi oldu. Diğeri de bu yıl inşallah hukuk mezunu oluyor. Birinci dönemin bütün derslerini verdi. İkinci dönemin de zannıma göre iki tane dersi kaldı. Yani sınava girecek. “Baba” dedi “hepsi iyi gitti.” İnşallah bir hafta sonra da o da bir hukukçu olarak bize teslim edilir. Abdülkadir'i çalıştıran hocalarına teşekkür ediyorum. Onların bana verdiği bilgiye göre “kesinlikle üst seviyede bir fakülteyi kazanacaktır. Bunda kuşkunuz olmasın” dediler bana. Bilmiyorum, Abdülkadir bizim yüzümüzü inşallah ak edecek. Öyle mi? Ben de ondan bir hukuk bekliyorum. İnşallah bize verecek. 

Laik Demokratik Hukuk Devletimizin Bireylerini Yetiştirmeye Gayret Ediyoruz

Kardeşlerim neyse bizim hesabı kapattık. Şimdi gelelim sizin hesabına. Kardeşlerim b iz gerçekten ülkenin, milletin, devletin ve dinimizin bütünlüğünü korumaya çalışan bir eğitim anlayışı içerisinde laik demokratik hukuk devletimizin bireylerini; mesela çöpçüsünü, mesela öğretmenini, mesela hamalını, mesela doktorunu, mühendisini, öğretim üyeliğini hepsini yetiştirmeye. Bu sıfatlarla bezenmiş insanı yetiştirmeye gayret ediyoruz ve bunu gaye edindim. Allah nasip etti. Hayata atılanlarda da, atılan kardeşlerimizde de bu vasıfları görmekteyiz. Allah da bizi mahcup etmedi. Birincisi bu. 
İkincisi her velinin çocuğunu üniversiteye koymak gibi bir sevdası vardır ki onun en tabi hakkı da budur. Ben şimdi, sade burası değil, İstanbul, Ankara, affedersiniz Kilis, Antep, Bursa, Akçaabat, aşağı yukarı dokuz yerde okullarımız var. Bu okullarımızdan başarı oranı İstanbul'da geçen istedim, geçen yıl 100 kişi mezun etmiş, 96'sı üniversiteye girmiş. Ondan bir yıl evvel gene 100 kişi mezun etmiş. 100 kişi derken yüzlediği anlatmaya çalışıyorum. Bunun 95 kişisini üniversiteye koymuş. 2011 yılında yine %95, 2012 %95, 2013 yılında %96. Buraya gelince burası %75, şu anda %80 seviyesine çıkmıştır. Bursa, efendim listemizde ise üç yıl üst üste Türkiye birinciliği almıştır, mezuniyet açısından. Yani kısaca veli kardeşlerim, sizin arzu ettiğiniz çocuk tipini, genç tipini biz burada yetiştirmeye gayret ediyoruz. Ve inşallah %100'ünü de üniversiteye koymayı Allah bize nasip edecektir. Ama bu el ele vermek, beraber olmaktan geçer. Katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun. Mezun olan bu kızlarımın, oğullarımın da gözlerinde öpüyorum. Cenâb-ı Hak bunlara bir ömür boyu saadetler, huzur ve mutluluk ihsan etsin. Sağ olun, var olun. Özer Bey siz de hoş geldiniz.  
Şimdi bütün çiçekler solar ama benim bu evlatlarımın verdiği çiçek, bir ömür boyu solmaz. 
Arkadaşlar bana nasıl bir hediyeyle gönlümü kazanmasını bildikleri için ayrıca teşekkür ediyorum. Türk Bayrağı, Ay ve Yıldız aynı zamanda bir kalem. Hem İslam'ın ve hem de Yüce Türk Milleti'nin sembolü bunlar. Hayırlı olsun. 
 

Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız

---

---