info@profdrhaydarbasenstitusu.org

2016 Yılının Değerlendirilmesi 2016’dan 2017’ye Bakış Programı - 31 Aralık 2016
19/01/2025 SİYASET 13

    Neler Okuyacaksınız

Muhterem arkadaşlar, ekranları başında bizi takip eden aziz milletimiz, 2017 yılının hakkımızda hayırlı olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyor; sağlık, sıhhat, afiyet diliyorum.

1980 Cumhuriyeti Koruma Kollama Harekatı’nın Olduğu Tarihlerde En Uyumlu Siyasetçi Bendim

Sevgili arkadaşlar, çok uzun bir konuşma yapmak yerine bir hatırlatma yaparak çok kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum, o da şu; biz 1980 Cumhuriyeti Koruma Kollama Harekatı’nda hakikaten millet olarak… Mesela bendeniz o zaman bir bölge müdürlüğünün temsilciliğini yapıyor, siyasi bir partinin müfettişi, aynı zamanda il başkanıydım. Fakat öyle oldu ki ihtilal sonrası, yani 1980 sonrası; sanki yolları ben kestim, gemileri ben batırdım, insanları ben kaçırdım ve insanları ben öldürdüm. Öyle bir sonuçla karşı karşıya geldik ki bütün bunları tamamen ben yaptım diye söylenmeye başladı, yani bizi çektikleri hesaba bakarak. Halbuki Türkiye'de o tarihlerde en uyumlu siyasetçi de bendim. Emniyet’te samimi arkadaşlarım vardı, zaman zaman oturup değerlendirmesini yapıyorduk ve bana “Hakikaten sizin gibi siyasetçiler olsa…” ki terör olayları da yeni başlamıştı “bu durumları yaşamayız” itiraflarında bulunmalarına rağmen. Ama gel gör ki manzara çok farklıydı. 
Birileri 80 harekâtı olmadan sokakta, caddede, cadde aralarında faili meçhuller yaptı. Bunu da emniyet gayet mükemmel bir şekilde biliyordu. Ama bildiği halde adına faili meçhul denildiği için “Ne diyelim de bunun önüne geçelim? Şurada iyi bir Haydar Hoca var. Diyelim ‘Bu Karadeniz'de İslam devleti kurdu’. Öne atalım onu, bu işi halledelim” ve hakikaten de geldiler, beni Karadenizli İslam Devleti kuran bir fail olarak tugaya bildirdiler. Fakat tugayda savcı, askeri savcı çok akıllı bir adam; hemen MİT'ten, istihbarattan, JİTEM işte onlardan bir rapor istedi eline. Baktı ki benim tek suçum ‘Allah’ demek, ‘la ilahe illallah’ demek. Yani bunu anında, 1 haftada tespit etti. Ben bunları yaşıyorum yani böyle. Bu raporu getirenlere “Siz bırakın o hikâyeyi” dedi “Bana siz bu faili meçhulleri getirin. Bunların faili kim?”. Uzatmayalım, orası beni ilgilendirmez. 40. gün arkadaşlar, Sayın Savcı Bey beni huzuruna çağırdı, dedi ki “Ben her yemek arkasından bir kadeh rakı içerim. Kimse bana karışamaz”. O zaman siyasi şube başkanı da takriben 6 veya 7 metre benim ötemde, o da dinliyor. “İhsan” dedi, “bu delikanlı da istediği kadar ‘Allah’ der. Buna da kimse karışamaz”.“Sen” dedi “yarın sabah pılını pırtını topla, çık, git” dedi. Allah Allah… Biz işte dedikodusu oluyordu Haydar Hoca ya 15 sene yatar, 20 sene yatar, idam edilir; devlet kurduk ya… Efendim ve hakikaten 1 gün sonra (benim) ben de tasımı, tarağımı topladım, dışarıya çıktım. 
İsmail Barlakçı diye, 3. şube reisi… Polislerle çok yakındım; yani her gün hemen hemen oturur, sohbet ederdik. Dedim “Ya benim arkamı niye bırakmıyorsunuz siz?”. “Ya Hocam” dedi “sen” dedi “tetiği çekmiyorsun” dedi “Senin arkandan gelende” dedi “can emniyeti var.” Vallahi billahi. Bunu ciddi, vallahi ciddi diyorum” dedi “E bir solcunun arkasında erkeksen git” dedi “Sağcının arkasında gidemezsin” dedi “Ama senin (arkasında) arkandan bir ordu gelsin” dedi “hiç kimsenin burnu kanamaz”. “O zaman ben de” dedim “sizi” dedim “bilirim yapacağımı size”. Ne yapacağım? Hiçbir şey.

12 Eylül Öncesi Bir Savaştan Daha Çok Kayıp Verdik

Böyle arkadaşlar, yani Türkiye'nin şartları o kadar enteresan ki benim asıl anlatmak istediğim bunların ötesinde bir şey. He Türkiye o gün birilerinin ta okyanuslar ötesi ile anlaşması ve onların da Türkiye'ye talimat vermesi; Türkiye’yi örgütledi. Yani bizim yakınımızda olsa diyeceğiz ki “Kapı komşumuz, kapısını vurduk, o da bize dedi ‘şunu şunu yapın’, biz de yaptık“. Hayır. O kadar ötede ki kapıyı vurma mümkün değil. Okyanusların ötesinde bir devlet bizim kapıyı çalıyor, talimat veriyor ve o talimat üzere Türkiye'de her şey şekilleniyor.
Arkadaşlar inanması gerçekten çok zor; 5.000’in üzerinde insan ölüyor, bir fitne yüzünden. Zaten 1980 Cumhuriyeti Koruma Kollama Harekâtı bende şok etkisi yaptı. Bu kadar… Yani biliyorduk ama bu kadar da olacağını bilemiyorduk. 5.000 insan ölür mü ya? Mesela Türkiye Kıbrıs'a çıkarma yaptı, o kadar asker ölmedi. Yani bir savaştan daha çok biz kayıp verdik arkadaşlar ve biliyorsunuz ben hareketlerin ismini söylemiyorum; o hareket siyasette öne geçti, ekonomide öne geçti, ne bileyim tarımda öne geçti, hayvancılıkta öne geçti. Nereye gidiyorsan o hareketten adam var. Niye? Okyanusun ötesi buna destek verdi diye.

Bu Anlayış Türkiye'nin Sonunu Getirecek Olan Bir Anlayıştır

Şimdi geliyoruz günümüze. Günümüzde bir başka harekete gene aynı güç; bir de omuz veriyor ona. Allah Allah… Tarımda bunlar, hayvancılıkta bunlar, madencilikte bunlar, siyasette bunlar, terörde bunlar, her şeyde bunlar. Arkadaşlar Türkiye hala bu kafayla mı siyaset yapacak? Bu kafayla mı idare edilecek? Bizim bir milli duruşumuz, bir milli tezimiz olmayacak mı arkadaşlar? Soruyorum. Yok, bunu çok samimi soruyorum; olmayacak mı? Böyle giderse, biz sürünmeye devam ederiz. E şey, nedir o; Fetö şunu yaptı. Lan Fetö kimdir? Emniyete sen koydun, adliyeye sen yerleştirdin, Milli Eğitim'e sen koydun, sağlığa sen koydun, her tarafa sen yerleştirdin. E suçlu varsa sensin. Ama yok; o gökten zembille indi, bütün bu yerleri işgal etti ve ona kimse hesap soramaz noktasına getirildi.
Şimdi bu anlayış arkadaşlar, benim görebildiğim kadarıyla Türkiye'nin sonunu getiren, getirecek olan bir anlayıştır. Bu akşam bizi takip eden aziz milletim şu kararı vermesi lazım; bize ait olan ekonomisi, tarımı, hayvancılığı, madenciliği, siyaseti, iç politikası, dış politikası, her şey bize ait olan milli bir duruş ile ayağa kalkmaya var mıyız hep beraber? Ona var mıyız? Buna varsak, vallahi de billahi de biz bu işi 24 saatte hallederiz. Ama yok değil, okyanusun ötesi bu işe müdahale etsin dersek; 24 yıl da geçse aradan, biz hiçbir şey yapamayız.

Milli Duruşu Ortaya Koyarak Devletimizi, Milletimizi Bir ve Beraber Yapmalıyız

Benim bu akşam özellikle söylemek istediğim bu milli oluşu, milli duruşu ortaya koyarak bir an evvel Türk milletinin bağımsızlığına kavuşması; devletimizi, milletimizi bir ve beraber yapmamız. Ne demek ya; o ocu, bu bucu. Böyle bir şey olamaz. Biz Müslüman Türk milletiyiz. Bak Hacı Bektaşi Veli ta Horasan'dan geldi arkadaşlar. Kardeşiyle beraber geldi, 30 bin insan yetiştirdi Hacı Bektaş’ta. Ben biliyorsunuz birkaç sene evvel devamlı oraya gidip geliyordum. 30 bin derviş yetiştirdi Hacı Bektaşi Veli ve bu insanlarla sadece Anadolu'yu değil Balkanlar’ı da fethetti, Balkanları da Müslüman etti. Anadolu'yu fetheden, Balkanlar'ı fetheden, Müslüman eden adam; Mustafa Kemal'in dedesi Kızıl Hafız. Rüyanızda görürseniz (Kızıl) Kızıl Hafız’ı, vallahi de birbirine motamot benziyorlar. Anadolu'yu, Balkanlar'ı Müslüman eden adam gavur, dinsiz; senin kıble ile alakan yok, sen Müslüman. Allah seni ıslah etsin. Bu muhakeme, bu kafa devam ettiği müddetçe biz bir adım atamayız.
Çok konuştuk mu? 2017'de çok konuşmayalım dedik. O zaman son cümlemizi söyleyelim; Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda bir ve beraber, siyaset değil, olmak şartıyla dini ve milli bütünlüğümüzü yaşamaya var mıyız arkadaşlar? Varsak, mesele kendiliğinden halledilecektir. Ben de size bu yolun ekonomi taşlarını döşemeye varım, hem vallahi hem billahi. O zaman Türkiye, dünyada 1 numara olacaktır. Zaten bizim önümüzde olma ihtimali olan bireylerin olması asla da mümkün değildir. 
2017 yılınızı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum. Sağ olun, var olun.

Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir