info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Zikrullah en büyük ibadettir
27/02/2012 Köşe Yazısı 117
Diyanet İşleri Başkanlı’ğının son dönemde yaptığı hizmetler gerçekten de takdire şayan.

Hatırlanacaktır, geçen sene hac dönüşü yazdığımız bir yazımızda, Sayın Başkan’ın Arafat vakfesi sırasındaki duasından bahsetmiştik. Feyiz ve muhabbet dolu sohbeti ve zikir ve kasideler eşliğinde beklenen vakfe anında yaptığı duası uzun süredir Diyanet çadırında görmediğimiz bir manzara idi.

Bu ibadet ve zikir dolu hava Diyanet ile hacca gelen hüccaca da gözle görülür bir şekilde yansımıştı.

Şimdi de Sayın Başkanın telkinleri ile camilerimizde cemaatin yetiştirilmesi maksadı ile ibadetlerin özü olan zikri teşvik edici sohbetler yapılmaktadır.

Yine sabah namazlarının arkasından mihrabiye okunmasının iyi olacağı ve İslam’daki zikrin önemi ile ilgili ayet ve hadislerle beyan edilen hutbeler de halkımızı ibadete teşvik eden önemli gelişmelerdir.

Bu uygulama bize Hz. Peygamberin (sav) zamanındaki sünnetin de günümüzde tekrar hayata geçirildiğini gösteren güzel bir harekettir.

Nitekim, sahabeyi kiram, mescidde namazın sona erdiğini Hz. Peygamberin (sav) zikre başlamasından anlardı.

Allah’ı zikir, taatlerin efdalidir. Çünkü zikrin sevabı Allah’ın kulunu zikretmesidir. Nitekim bunun delili, “Siz Beni zikredesiniz ki, Ben de sizi zikredeyim” (Bakara 152) ayetidir.

Cenab- Hakk Zariyat suresinin 56. ayetinde “Biz cinleri ve insanları ancak kulluk etsinler diye yaratık” buyuruyor.

Yaradılış gayemiz kulluktur. Kulluğun esası ise Allah’ı bilmek ve O’na ibadettir.

Masiva anlamındaki dünya Allah’ı hatırlamaya engeldir. Bu durum kulluğa zarar verir. Kulluk gayesinin unutulması da en büyük gaflettir.

Bugün itikadından ve dolayısı ile ibadetinden uzaklaşan insanımız için bu nasihatlerin çok faydası olacağı kanaatindeyiz.

Hayat mücadelesi içinde kaybolmuş, Rab’bı ile bağı kesilmiş insanımız dileriz bu sayede tekrar kaybettiklerine kavuşacaktır.

Toplumda gencinden yaşlısına insanımızın geçim derdi var; kavgalar hiç bitmiyor, beyler hanım ile, evlatlar anne baba ile hatta kendi ile kavgalı. Huzur yok.

Çünkü insanın huzur ve mutluluğu ancak vücudun kontrol mekanizması olan kalbin mutmain olmasına bağlıdır. Kalplerin mutmain olması ise ancak zikirle olur.

Kalplerin tezkiyesi yanında zikir aynı zamanda manevi bir temizlenmedir de. Ebedi bir hayata hazırlanıyoruz. Ve kimse günah işlemekten beri değil.

İman ehl-i kişi odur ki, bir günah işleyip nefislerine zulmettikleri vakit derhal tevbeye ve zikre sarılır.

Hadis i şerifte Resulullah (sav) şöyle buyurmaktadır: “Nerede bir cemaat toplanır ve Allah’ı zikrederlerse melaikeler onları kuşatır, etraflarında dönerler, ilahi rahmet onları kaplar ve Allah u Teala kendi katında olanlara onları anlatır.” (Müslim, Zikr, b.39; İbn-i Kesir 9, 4981)

Zikir ibadetini ve Cenab- Hakk’ın katındaki yerini özetleyen bu hadise mazhar olmak en büyük şereftir.

Zikrin öneminin anlatıldığı sohbetler dünya ve ahret adına kişiye kulluğunu hatırlatacağı ve onun doğru istikamete ulaşmasına vesile olacağı için çok yerindedir.

Ancak ne aradığını bilen insanının huzuru, mutluluğu olur. Diyanetin başlattığı bu uygulamalar hem insanımızı kullukta kemal noktaya taşıyacak ve hem de bireylerin halkın içinde Hakk’la olmasının şifrelerini verecektir.

Zikir ile Allah’ın anılması, kişiye her an Allah’ın huzurunda olduğu ve hesap vereceği şuurunu kazandırır.

Böyle bir hal ise, fertlerin ideolojik saplantılardan uzak bir şekilde Rab’bına yönelmesine vesiledir.

Bu hal kulluğun gereği olduğu gibi toplum hayatında asayişinde teminidir aslında.

Kişinin Rab’bı ile buluşmasına vesile olacak ve çoktan beri unutulmuş olan bu büyük ibadetin tekrar teşvik edilmesi fert ve toplum adına büyük bir hizmettir.

Diyanet İşleri Başkanı’mızı çalışmalarından dolayı tebrik ediyoruz. Cenab-ı Hakk bu hayırlı hizmetlerde kendisinin yardımcısı olsun.
Editörün Seçtikleri