Hatada ısrar ediliyor
Döviz için sabit kur politikası terk edilip, dalgalı kur politikasına geçildiğinden bu yana piyasalar devamlı yükseliyor ve de durulmak bilmiyor. Gerçek değeri 1.050.000 Lira civarında olan dolar spekülatif bir biçimde 1.500.000 Türk Lirasının üzerine çıkmış durumdadır. Dövizin nerede ne zaman duracağı da maalesef belli değildir.
Piyasaların dengeye oturması için bakanlar ve başbakan çeşitli açıklamalar yapmış olsa da bu başıbozukluğun önüne maalesef geçememişlerdir. Her meselede olduğu gibi bu meselede de hastalığın teşhisi şarttır. Teşhisler yanlış olursa tedaviler de yanlış olacaktır ki, bakanların istifa etmesi de zaman gelir, piyasaların dibe vurmasına mani olamaz. Bize göre hastalık tam tespit edilirse spekülatif oyunların önüne geçmek de rahatlıkla mümkün olabilir.
O halde hadise nedir? Hadise IMF ile yapılan program çerçevesinde anlaşmanın ortaklar tarafından hazmedilerek kabul edilip edilmemesi dengesinden kaynaklanmaktadır. Biz iki yıldan beri bu programın Türkiye'ye hiç bir fayda getirmeyeceğini savunmaktayız. Hala da bu programın Türkiye'nin menfaatine olmayacağı gerçeğini ısrarla vurgulamaktayız. Programın getirdiği ve getireceği zararlar bir yana bir de bu programın IMF ile yapılan sözleşme mukabili oynak tavırlar, IMF taraftarlarının kafasını bozmakta bu ani krizlerin de ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Sayın Başbakan'ın "bazı çevreler" demek suretiyle suçlu olarak gösterdiği kimler ise bu çevrelerin sıfatlarını da belirlemesi siyasetin gereğidir. Ama bu çevreler sayın başkanının söylemesine gerek yoksa hemen ifade edelim ki bu para oyunlarından rant elde eden IMF yanlısı para babalarıdır. Aksi taktirde paranın ateşiyle oynama imkanı parayı elinde bulundurmayan çevrelere mal edilirse bu çok ciddi bir yanıltma ve aldatma olur ki o taktirde asıl failler devamlı gizlenir ve olaylar da faili meçhuller olarak çoğalır durur. Bize göre bu olayın arkasında "mutlaka bu program uygulanmalıdır" diyen ve bunun için de 15 kanunun çıkmasını esas kabul eden IMF ve de onun yandaşları vardır ki, hiç kimsenin bu gücün setredilmesine mani olması da mümkün değildir.
Tekrar ifade ediyor ve diyoruz ki, program da, son olaylar da Türkiye'nin akıbetinin hiç de hayra karşı olmadığını gösteren alamet ve de işaretlerdir.
Piyasaların dengeye oturması için bakanlar ve başbakan çeşitli açıklamalar yapmış olsa da bu başıbozukluğun önüne maalesef geçememişlerdir. Her meselede olduğu gibi bu meselede de hastalığın teşhisi şarttır. Teşhisler yanlış olursa tedaviler de yanlış olacaktır ki, bakanların istifa etmesi de zaman gelir, piyasaların dibe vurmasına mani olamaz. Bize göre hastalık tam tespit edilirse spekülatif oyunların önüne geçmek de rahatlıkla mümkün olabilir.
O halde hadise nedir? Hadise IMF ile yapılan program çerçevesinde anlaşmanın ortaklar tarafından hazmedilerek kabul edilip edilmemesi dengesinden kaynaklanmaktadır. Biz iki yıldan beri bu programın Türkiye'ye hiç bir fayda getirmeyeceğini savunmaktayız. Hala da bu programın Türkiye'nin menfaatine olmayacağı gerçeğini ısrarla vurgulamaktayız. Programın getirdiği ve getireceği zararlar bir yana bir de bu programın IMF ile yapılan sözleşme mukabili oynak tavırlar, IMF taraftarlarının kafasını bozmakta bu ani krizlerin de ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Sayın Başbakan'ın "bazı çevreler" demek suretiyle suçlu olarak gösterdiği kimler ise bu çevrelerin sıfatlarını da belirlemesi siyasetin gereğidir. Ama bu çevreler sayın başkanının söylemesine gerek yoksa hemen ifade edelim ki bu para oyunlarından rant elde eden IMF yanlısı para babalarıdır. Aksi taktirde paranın ateşiyle oynama imkanı parayı elinde bulundurmayan çevrelere mal edilirse bu çok ciddi bir yanıltma ve aldatma olur ki o taktirde asıl failler devamlı gizlenir ve olaylar da faili meçhuller olarak çoğalır durur. Bize göre bu olayın arkasında "mutlaka bu program uygulanmalıdır" diyen ve bunun için de 15 kanunun çıkmasını esas kabul eden IMF ve de onun yandaşları vardır ki, hiç kimsenin bu gücün setredilmesine mani olması da mümkün değildir.
Tekrar ifade ediyor ve diyoruz ki, program da, son olaylar da Türkiye'nin akıbetinin hiç de hayra karşı olmadığını gösteren alamet ve de işaretlerdir.
Editörün Seçtikleri