Focus Dergisi'nin haberine göre, Almanya 1976'dan beri Türkiye'yi dinliyormuş. Almanya eski Başbakanı Helmut Schmidt'in izniyle Türkiye'yi dinlemeye alan Almanya, bugünkü dinlemelere ise Meclis Komisyonu'nca karar veriyor. Meclisteki Birlik Partilerinin (CDU/CSU) iç politika uzmanı Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Milletvekili Hans-Peter Uhl, Türkiye'yi  'insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve terörizm' nedenleri için dinlediklerini belirterek,  "AB adayı Türkiye'den bize neler gelebileceğini mutlaka bilmek zorundayız" dedi. Dost bildiğimiz Batı'nın Türkiye yaklaşımını özetleyen bir örnek? Haçlı seferlerinin ana gayesi batı tarafında halen unutulmamıştır ve tazeliğini korumaktadır. Siz bu güvensizlik ve düşman sendromunun karşılığına, Kıbrıs meselesini, Ege kıta sahanlığını, ruhban okulunu, azınlıklar konusunu, AB'ye 50 senedir üye olmamızı, NATO üyesi olmamıza rağmen dışlanmamızı, BOP'un 22. ayağı ilan edilmemizi, kaşınan etnik kimlik problemlerimizi, PKK belasını vs. uluslar arası ve halledilemeyen her çıkmazımızı koyabilirsiniz. Bugün dost bildiklerimiz, Kurtuluş Savaşı'nda karşı safta değiller miydi? Biz her şeyi sineye çeksek de batının Türkiye yaklaşımı bir adım dahi değişmemiştir ve değişmeyecektir. Başbakan adayı olarak takdim edilen Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun siyaset anlayışı Batı ile stratejik ortak şeklinde gelişmiştir. Umarız başbakanlık makamında da pembe gözlükler arkasından bakarak gerçeklerin görülemediği bir dış politika yanlışına düşülmez. Sayın Davutoğlu'nun "Stratejik Derinlik" isimli kitabında 130 sayfa ayırdığı Ortadoğu coğrafyasında Batı ile beraber hareket bizi bölgeden silmiştir. Suriye, Irak ve Mısır ile ilişkilerimiz bitmiştir. Musul Başkonsolosumuz halen IŞİD teröristlerinin elinde rehindir. Suriye sınırında bugün sayısı günden güne artan ABD'nin ve AB'nin beslediği terör grupları ile komşu olduk. Kürt devleti sorunu güneydoğuyu tehdit ediyor. Bölgede olumsuzlaşan Türkiye algısı bu dönemin eseri?Eğer bir derinlikten bahsedilecekse örnek alınması gereken T.C. Devleti'nin üniter yapısının ve bütünlüğünü mimarı olan Atatürk ün dış politika ve siyaset anlayışı olmalıdır. "Yurtta sulh cihanda sulh" görüşü, bütünlüğün muhafazasından Türk değerlerine sahip çıkılmasından sonra geliştirilen bir devlet geleneğidir. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asıl politikası bu olmalıdır.