info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Söylenenler ve yapılanlar
21/07/2013 Köşe Yazısı 101
Ak Partisi, PYD'nin Suriye'deki hâkimiyetinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Bu zamana kadar, hükümet eli ile yürütülen çözüm sürecinde karşı tarafın esas gayesinin devlet kurmak olduğunun altını defalarca çizdik.  "Esad giderse Türkiye'nin parçalanması daha da hızlanır" ikazında bulunduk. Bu ikazları dikkate almayan Ak Partisi, her fırsatta "Esad gitsin" derken, yakın gelecekte karşılaşacağı bu yeni yapılanmayı görmek mi istemedi acaba? PYD şu anda Suriye tarafında hem Özgür Suriye Ordusu ile hem de ondan ayrılan El Nusra ile hem de meşru hükümetin ordusu ile savaşmaktadır. Esad'ın kısa bir zaman içinde iktidarı terk edeceği ve Özgür Suriye Ordusu güçlerinin yönetimi ele geçireceği yönündeki öngörünün gerçekleşmediği ortadadır. Humus ve Halep'e yoğunlaşan Esad güçleri ile uğraşan Özgür Suriye güçleri, kuzey bölgesinde zayıflayınca PYD burada hâkimiyeti ele geçirdi.  Türkiye'de çözüm süreci ile hukuki meşruluk kazanan PKK'lı 'aktivist'ler sınır ötesindeki bu yapılanmaya katılarak Kürt devletinin Suriye ayağını tamamlamaktalar. Bu sebeple, bilerek veya bilmeyerek destek verilen bu sürecin icraata geçmesinden duyulan rahatsızlık samimi değildir. Türkiye'de ise Başbakan, halen Gezi Parkı eylemcilerinin hareketlerine sitem etmektedir. Bir açılışta tencere tava çalınmasının suç olduğunu ifade ederek, vatandaşlara tencere tava çalanları yargıya taşımalarını tavsiye etti. Başbakanı anlamak gerçekten mümkün değil. Bir tarafta Güneydoğumuzu ilan edilecek başka bir devlete ilga etmenin alt yapısına ses çıkarmamak, diğer tarafta Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşlarının tencere tava sesinden rahatsız olmak? Bir yanda, milletin ve devletin bekasını tehlikeye atacak eylemleri görmezden gelmek,  diğer yanda 'hepimiz biriz' derken, toplumu kutuplaştıracak eylemlere halkını bizzat yönlendirmek?