info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Senyorajı devreye koymak zorundayız
31/01/2014 Köşe Yazısı 87
Türk ekonomisinin ülkedeki her olaydan hatta dış ülkelerde meydana gelen gelişmelerden etkilenen kırılgan yapısı hepimizce malumdur. Başka ülkelerde piyasa dengelerini değiştirmeyecek hadiseler, burada Türk Lirası'nın değerini alt üst etmektedir. 17 Aralık operasyonu sonrasında ülkemizde dört bakan istifa etti; bu tarihten beri, Dolar'ın ve Euro'nun yükselişine engel olunamamaktadır. Çareyi faizleri arttırmakta bulan Merkez Bankası'nın müdahalesi de bu artışın önüne geçmeye yetmemiştir. Türk ekonomisi ciddi bir deprem geçirmektedir. Bunun ana nedeni, cebimizde taşıdığımız Türk Lirası'nın değerini belirleme yetkimizin olmamasıdır. Cebimizdeki para, Merkez Bankası kasasında saklanan doların veya Euro'nun karşılığıdır. Globalleşmenin bir kuralı da, az gelişmiş veya gelişmekte olan devletlerin merkez bankalarına para basma yasağı getirilmesidir. Piyasalardaki emisyon açığının, hard currency denilen krediler ile kapatılması devletlerin gelirinin krediyi veren ülkeye transferi demektir. Bu yasak Türkiye için de geçerlidir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın para basma yetkisi yoktur. Üzerinde TL yazan banknotlar aslında Merkez Bankası'ndaki dövizin karşılığıdır. Bize ait, Türk insanının emeğinin ve üretiminin karşılığı bir TL kalmamıştır. GSMH'nın karşılığında paranın basılarak piyasalara sürülmesi yerine başka ülkelerden sendikasyon kredileri alınması yöntemi değişmedikçe yaşanan depremin durması da söz konusu olmayacaktır.    Üstelik sendikasyon kredileri için her yıl yüklü miktarda faiz de ödemekteyiz. Hal böyle olunca, Dolar'a ve Euro'ya yani kasada saklanan paraya Türk Lirası karşılığında değer biçmek de bize değil, paranın sahiplerine kalmaktır. Üstelik değer biçme, siyasi tavize dönüşmüş, menfaatlerin bağdaşmadığı her hadise TL'nin değer kaybına neden olmaktadır. Ülkemiz şartlarında yıllık GSMH'nın 1.5 trilyon TL olduğunu kabul edersek, bunun 700 milyar TL mukabili emisyonu genişletir, senyoraj hakkını kullanılırsak piyasaya bu nispette para girmiş olacaktır. Bunun yanı sıra her sene ülkemizdeki madenlerin 1 trilyon TL'lik kısmını paraya çevirmemiz de Milli Ekonomi Modeli'mizde yer alan Sosyal Devlet projelerimizi  hayata geçirmeye yetecektir. Ayakları üzerinde duran bir ekonomi; ülke içindeki ve dışındaki hadiselere göre değişmeyen bir piyasa dengesi istiyorsak, GSMH'ya ve yer altı kaynaklarımıza karşılık senyorajı devreye koymak zorundayız.