Osmanlıcayla, Kasaların, para sayma makinelerinin, 'tape'lerin, Yolsuzluğun,  Adaletsizliğin, Adaleti arka bahçen gibi görmenin, Binlerce icra dosyasının, Yıkılan ailelerin, Yitirilen ahlaki değerlerin, Peşmergelerin geçişinin, BOP eş başkanlığının, Arap Baharı'na desteğin, Misyonerliğin, Papa ile diyaloğun, İslam dini üzerinde en sol hükümetlerin dahi yapmaya cesaret edemediği tahribatların, Ölen maden işçilerinin, Eğitim sistemini yap-boza döndürmenin, İşsizliğin, Gezi protestolarında yitirilen canların, Özelleştirmelerle peşkeş çekilen kamu kurumlarının, Yabancılara satılan toprakların, Toprağından olan çiftçilerin, Dünyanın en pahalı mazotunu kullanmanın, Simit parasına bile yetmeyen asgari ücretin, Her gün sayıları artan kadın cinayetlerinin, Çocuk istismarlarının, Tüm bunlara rağmen hiçbir şey olmamış gibi kurulduğunuz Ak-Saray'ın, Üstünü örtebilir misiniz acaba? Bir de hatırlatma yapalım. Osmanlıca paralel yapının temel tezidir.  Hani siz onlardan ayrıydınız? Siz de biliyorsunuz ki, Osmanlıcanın öğretilmesinin yolu sizin anlattığınız değildir. Siz bunu gece karanlığı gibi kullanmak istiyorsunuz.