Türkiye cumhurbaşkanını arıyor. Geçmiş yıllara kıyasla reisicumhuru ilk defa halkın seçecek olması elbette milleti de konuya daha duyarlı hale getiriyor. İktidar partisinin adayı, üzerinde konuşulan tek aday olması hasebiyle 'belli' denilebilir. MHP ve CHP ise diğer partilere yaptıkları ziyaretlerle isimden ziyade "nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı" sorusuna cevap arıyorlar. Biz de Pazartesi günü CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bu konuyu konuştuk.  Daha önce Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında ve Başkanlık Divanı'nda konuyu ele alarak hazırladığımız bir dosyayı kendilerine takdim ettik.   Kuvvetler ayrılığı ilkesine devlet ve millet adına sahip çıkan, halkın nazarında yok olmuş adalet duygusunu ve devlet adamına güveni tazeleyecek bir cumhurbaşkanı adayı bulmak zorundayız. Biz olayları siyasi bir gözle değil de hukukun üstünlüğü ve anayasaya saygı çerçevesinde değerlendirecek; siyasi manevralardan etkilenmeyecek bir adayın önemine inanıyoruz. Sağ veya sol, Alevi ya da Sünni her kesimin onayını alacak; toplumu kucaklayacak, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini korumak hassasiyetini bir görev bilecek adayın arkasındayız.   Medeniyet, siyaset ve kültür anlayışı Türk Milleti ve Türk Devleti ile yoğrulmuş; emperyalist güç odaklarına karşı ülkeyi ve milleti savunacak cesarete sahip bir cumhurbaşkanı istiyoruz. İnsan haklarına, evrensel değerlere, kültüre ve sanata önem veren bir kimlik aday gösterilmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi ile yukarıda altını çizdiğimiz hususlarda mutabık kalmamız sevindiricidir.  CHP ile girilen diyalogun MHP ile niye olmadığı sorusu ile karşılaşıyoruz.  Birincisi, teklif Cumhuriyet Halk Partisi'nden tarafımıza iletilmiş; aynı girişim Milliyetçi Hareket Partisi'nden veya iktidar kanadından gelmemiştir. CHP Genel Başkanı ile mahalli seçimler öncesinde gerçekleştirdiğimiz ilk buluşmamızda Sayın Kılıçdaroğlu'nun tarafsız, karşısındakinin fikrine değer veren ve bunu milletin ihtiyaçlarını karşılama gayesi ile hayata geçiren tavrı kendisinin "devlet adamı kumaşını" belli etmiştir. İkincisi, MHP lideriyle geçen genel seçimler öncesinde ittifak konusunda bir temasımız söz konusu olmuş ancak kendilerinden seçimlerden bir hafta öncesine kadar bir geri dönüş dahi olmamıştır. Seçimlerden bir hafta önce ise 'biz listelerimizi hazırladık' diyerek bize yaklaşımlarını belli etmişlerdir. Hal böyleyken MHP cenahına karşı hiçbir mesuliyetimiz söz konusu edilemez. Bağımsız Türkiye Partisi olarak bizler, devlet ve millete karşı üzerimize düşen görevlerimizle ilgili görüşlerimizi aynı samimiyetle yapmak isteyenlerle paylaşmaya hazırız. Bu samimiyeti sadece Cumhuriyet Halk Partisi ve lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nda görüyoruz. Atatürk'ün partisinden de beklenen bu yaklaşımdır.  Kendilerine teşekkür ediyoruz.