info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Kim için iç güvenlik?
06/02/2015 Köşe Yazısı 119
Seçim arifesindeki Türkiye, İç Güvenlik Paketi olarak kısaltılan kanun tasarısını tartışıyor.Özgürlüklere saygı ve hakların korunması konusunda AB ve AİHM'den ikaz üstüne ikaz alan hükümet, eğer bu paket yasalaşırsa daha da zora girecek.Yargıya ait güçlerin polis şeflerine, kaymakam ya da vali gibi mülki amirlere verileceği tasarıda, hâkimlerin, savcıların görev ve yetkileri bir manada yürütme organının emrine sunulacak. Kolluk güçlerinin gözaltına alabilme yetkisiyle ortalık polis devletini andıracaktır.Yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrılığıyla övünen sistemimiz bu tasarı hayata geçirilirse, vasfını tamamen yitirecektir.Belki de bundan daha da önemlisi, üstünde konuşulan tasarıya göre devlet vatandaşını tehdit olarak görmeye başlamıştır. Gidişat, vatandaşın devlete ve kolluk güçlerine olan güvenini yitirme tehlikesini de taşımaktadır.Ülkemizde "vatan, bayrak, birlik ve bütünlük" konularında vatandaşlarımız arasında görüş ayrılığı yoktur.Sıkıntı AK Partisi Hükümeti'nin terör gruplarına verdiği destekle suni bir biçimde nüfusumuzu arttıran, ülkemizde en ücra dağ köylerinde dahi rastladığımız muhalif güçlerin endişesi olmalıdır.Suriye'de iç savaşı körükleyen, Mısır'daki muhaliflere ülke imkânlarını sunan hükümet vatandaşından endişe edeceğine, bu suni yapılanmaların üzerine gitmelidir.Bir gazetede çıkan ve İstanbul'un göbeğinde Bağcılar'dan Mısır'a yayın yapan Rabia TV'nin haberi de hükümetin politikasının ispatıdır.Suriye'deki muhalifleri hastanelerimizde tedavi ettirdiğimiz, silah ve mühimmat geçişine izin verdiğimiz yabancı basında yer almaktayken, Mısır'ın Türkiye'den yayın yapan Müslüman Kardeşler yanlısı yayınlara tepkisi ortadayken halen hangi vatandaşımıza karşı tedbir almaya uğraşıyoruz? Alevi Kürtlerin çıkartıldığı Kobani'ye yerleşecek Peşmergeleri sınırlarımızdan açılan koridordan aynı zihniyet geçirmedi mi?Ülkemizde bir tehdit söz konusuysa, maalesef bu teröre verdiğimiz sonsuz müsamahadan kaynaklanmaktadır.New York Times'ta verilen habere göre, Suudi Arabistan, geçtiğimiz Kasım ayında Rusya'ya Suriye'den desteğini çekmesi şartıyla petrol fiyatlarını yükseltme önerisinde bulunmuş.Putin ise Suriye'yi ve Esad'ı paraya satmamıştır. Sünni dünyanın başı Türkiye, Müslüman coğrafyaya yönelik saldırılarda ilk safta ve namluyu doğrultan konumundayken; Rusya, İslam'a kucak açan politikalarıyla Ortadoğu'da barışın adı olmuştur. Ne diyelim, güleriz ağlanacak halimize?