info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Kaynak olmaz mı?
04/09/2014 Köşe Yazısı 94
Türkiye'nin kaynakları her dönem tartışma konusu edilmiştir. Kapitalist sistemin hâkim olduğu ülkemiz, para eder kaynakları olmaması bahanesiyle hemen hemen Cumhuriyet tarihi boyunca dışarıdan borç almaya mahkûm edilmiştir. Mesela, sınırı geçtiğimiz an var olan petrolün bizde olmaması bugüne kadar hiç sorgulanmamış; bilakis en yetkili ağızlardan 'bizim petrolümüz yok' beyanları yıllarca dillendirilmiştir. Oysa Shell'in eski genel müdürlerinden Robinson, "Tüm Amerikan petrol şirketleri bilir ki, yapılan araştırmalar Türkiye'nin bir petrol denizi üzerinde olduğunu göstermektedir" itirafını yıllar öncesinde yapmıştı. Bendeniz, "Türkiye'nin yer altı kaynakları kıyamete kadar bizi bakar" derken, ilmi verileri dikkate alarak bu hakikati beyan etmiştim. Bor da üstü örtülen önemli kıymetlerimizden biridir. "Türk Boraks Madencilik adını alan İngiliz ortaklı şirket, Kırka Sarıcakaya bölgesinde yaptığı sondajlar neticesinde tespit ettiği rezervi 10 milyon ton olarak beyan etmiştir. 45 yıllık imtiyaz talep etmiştir. Şüpheler üzerine aynı bölgede MTA'nın yaptığı araştırmalarda rezervin 400 milyon ton olduğu, sonraki çalışmalar sonucunda ise Eskişehir'deki Kırka Bor Sahası'nın 1 milyon ton rezervli, dünyanın en büyük yatağı olduğu ortaya çıkmıştır." Dünya bor rezervinin yüzde 67'si ülkemizdedir. Bilinen altın rezervi bakımından 6500 ton ile dünyada ikinci sırada bulunmaktayız. Türkiye; petrolün, borun, altının yanı sıra bakır, kurşun, çinko, gümüş, linyit gibi çok çeşitli madenler bakımından zengindir. Ancak küresel güçlerin etkisindeki politikalar, gerek madencilik sahasında, gerek enerji sektöründe var olan tüm kaynakların üzerini örtmektedir. Milli Ekonomi Modeli yer altı kaynaklarının devlet millet ortaklığı ile işletilmesini kurallaştırmıştır. Bugün Rusya bunu hayata geçirmeye başladı bile. Biz MEM'de, Türkiye'de gerçekleşecek yapısal değişiklikler için kaynakları sayarken vergilerden çok yer altı kaynaklarımızı önemsiyoruz. Yer altı kaynaklarının karşılığı olan para senyoraja dönüştürülmeli; bu para piyasada olmalıdır. Türkiye'nin kaynaklarına uzak, bunun ne manaya geldiğini bilmeyen siyasiler milleti maalesef bu kaynaklardan mahrum etmektedir. Ama bunun sorumlusu da yine millettir.