info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Gündem
26/12/2013 Köşe Yazısı 97
Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları karşısında ifade verenlerin ilk savunmaları ve açıklamaları basına yansıdı. Biz bugün sadece şahısların beyanlarını vermeyi uygun buluyoruz. Oğlunun evinde 6 para kasası ile yüklü miktarda para bulunan İçişleri Bakanı Muammer Güler, bulunan paralar hakkında, "Oğlumun evinde bulunan para sattığı villanın parasıdır, bütün evrakları vardır. Tüm delilleri belgeleriyle sunacağım" dedi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında ise Rıza Sarraf'ın Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'na verilmek üzere danışmanına 'anket parası'adı altında 352 bin lira verdiği, ithalat işlemlerinde usulsüzlük yapılarak karşılığında 105 milyon lira rüşvet verildiği, teknik ve fiziki takipte Zafer Çağlayan'a toplam 32 milyon Euro, 6.7 milyon dolar, 3.4 milyon lira ve 300 bin İsviçre Frangı ödeme yapıldığı iddia edilmişti.  Çağlayan, "17 Aralık'ta başlayan süreç ve yaşanan bu olaylar, ortaya çıkış ve gelişme şekli itibariyle normal bir olay değildir. Amacı ve hedefi çok farklı olan, büyük bir tuzakla karşı karşıyayız. Ne benim, ne evladımın ve ne de onun kadar değerli çalışma arkadaşlarımın bir yanlışın içinde olması söz konusu olamaz" şeklinde beyanda bulundu. Kütüphanesindeki ayakkabı kutularında 4.5 milyon dolar bulunan Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, "paranın imam hatip lisesi yapımı" için kendisinde olduğunu belirtti.  Odak isim olarak ifade edilen Rıza Sarraf ise "Ben ağabeyimin Türk vatandaşlığına geçmesi için yol yordamı öğrenmek amacıyla Bakan Muammer Bey'den sordum. O da bana yasal yolları izah etti" derken, verildiği iddia edilen paralar konusunda "Borç parayı yerine ulaştırdım veya bağışta bulundum" şeklinde kendini savundu. Hakkında imarda yolsuzluk iddiası bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar "İddiaların şahsımla alakası yoktur. Yine aynı şekilde oğlum ve çalışma arkadaşlarımın da masum olduklarına inancım tamdır" dedi. Bu iddialar ve savunmalar henüz yargı aşamasındadır.  Mevcut tabloda Başbakan, bakanlarına sahip çıkarak gittiği Pakistan ziyareti sonrası kendisini karşılayan kalabalığa "Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz" diye hitap etti. Ne diyelim Allah sonumuzu hayreylesin.