info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Enerjide milli politikalar şart
03/04/2018 Köşe Yazısı 107
Son yapılan araştırmalar, 2000 senesindeki yüzde 67 seviyesindeki enerjide dışa bağımlılık oranımızın 2017 yılında yüzde 76'ya ulaştığını gösteriyor.
Enerji ithalatının artması ekonomiye de ciddi bir yük getirmekte.
Mesela Türkiye, dünyada elektrik üretimini en pahalı temin eden ülkelerin başında geliyor. Çünkü elektrik üretimi yurt dışından gelen doğalgazın elektrik enerjisine dönüştürülmesi ile yapılıyor.
Biz, doğalgaz ihtiyacımızı Rusya ve İran'dan boru hatları ile Cezayir ve Nijerya'dan ise sıvılaştırılmış şekilde tankerler vasıtası ile sağlıyoruz. Elektrik ise, Rusya'dan gelen doğalgaz ile üretiliyor.
Dünyanın enerji ihtiyacı 2030 yılına kadar yüzde 53 artacaktır. Bu bağlamda 2030 yılına kadar 20.2 trilyon dolar enerjiye yatırım yapılması gerekmektedir.
Kaynaklar savaşının yaşandığı günümüzde enerji stratejik bir konudur.
Bazı çevreler, Suriye'deki işgalin asıl nedeni olarak enerji projelerini göstermektedir.
Türkiye, kendi kaynaklarını devreye koyarak enerji elde edebilecekken, enerji savaşlarının merkezinde "enerjiye muhtaç" hale getirilmiştir. Bu; ısınma, aydınlanma, üretim ve hatta ulaşım konularında dışa bağımlılık manasına geliyor.
Hatırlanacaktır; geçtiğimiz yıllarda Bursa'daki doğalgaz çevrim santralinde meydana gelen bir arıza yüzünden İstanbul'un altı ilçesinde hayat durmuş, metrolar çalışmamış, kışın da etkisi ile ısınmak ciddi bir sorun halini almıştı.
Oysa Türkiye, sahip olduğu yeraltı ve yerüstü kaynakları ile dışa bağımlı olmadan ihtiyaçlarını temin edecek potansiyele sahiptir. Günümüz şartlarında buna mecburdur da.
Enerjiyi milli politikalar ile elde etmek ise, bizim kadar çok kaynağa sahip bir ülke için hiç de zor değildir.
Kaynakların değerlendirilmesi ile hem halkımızın taleplerine bedava şekilde karşılık verilecektir ki bu sosyal devlet olmanın gereğidir; hem de herhangi bir kesinti veya arıza halinde hayatın felç olması engellenecektir.
Ancak bu mesele hükümetlerin izlediği programlarla ilgili bir hassasiyet?
Var olan enerji kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda kapsamlı tek parti programı bize, Bağımsız Türkiye Partisi'ne (BTP) aittir.
Bizim programımıza göre; 
1- Her yerleşim yerinin civarına yapılacak düşük maliyetli hidroelektrik santralleri enerji kaybı olmadan ülkenin elektrik enerjisini sağlayacaktır.
2- Rüzgarlı olan bölgelerde, rüzgar enerjisinin devreye gireceği rüzgar gülü projeleri ile elektrik enerjisi temin edilebilir.
3- Doğalgaz ise Azerbaycan'dan gelen Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) bir an önce tamamlanması ile buradan gelecek 31 milyar metreküp gazın temini ve Irak petrol boru hattına paralel döşenecek doğalgaz boru hattının inşasından gelecek on milyar metreküp gaz ile sağlanabilir. Böylece sadece Rusya'ya bağımlılıktan kurtulacağız ve doğalgaz ucuzlayacaktır.
4- Alternatif enerji kaynaklarının kullanımı da yaygınlaştırılacaktır. Nükleer enerji santralleri kurulması, güneş enerjisi, jeotermal enerjisi, bio-mas enerji, yakıt hücreleri (alevsiz gaz yakılması, metan-hidrojen enerji yakımı), akıntı enerjisi, dalga enerjisi ile de milli politikalarla enerji temin edilecektir.
Vatandaşlarımızın şunu hatırdan çıkarmaması gerekir; hangi sahada olursa olsun, Türkiye dışa bağımlılıktan derhal kurtulmalıdır.
Dışa bağımlılık kendilerine de zam olarak yansımaktadır.
BTP'nin sadece enerjide değil, bağımsız bir Türkiye'nin temin edileceği her sahada milli politikaları mevcuttur.
Öyle ki, BTP'nin tek başına iktidar olması halinde hem sanayi, hem de hane halkları elektriği, ülke şartlarında gerekli yatırım ve hazırlık süresi dikkate alındığında 18 ay sonra bedava kullanabilecekti. Biz bunun alt yapısını hazırlamıştık.
Bunlar halkımıza anlatıldığı halde kendilerine hiçbir şey vaat etmeyenleri iktidara taşıdıkları için bugün faturalara yansıyan zamlar karşısında seslerini çıkarmaya da hakları yoktur.