Eğer samimi iseniz
Kobani hakikati, çözüm sürecinin aslında ne olduğunu ortaya koymuştur. Çözüm süreci denen şey, meğer Yahudi Barzani ile ilerlenecek bir yolmuş. Yapılan Türkiye'deki İsrail düşmanlığı nedeniyle bugüne kadar gizlenen oyunu 'akil'ler vasıtasıyla millete sindirme oyunuymuş... Çeşitli bahanelerle kendiliğinden rafa kaldırılan açılımın yeniden başlaması, istenen sonucu farklı yollarla hayata geçirme çalışmasıdır. Çözüm sürecinin konuşulmaya başladığı ilk günden beri şunun altını çiziyoruz. Eğer çalışma Kürt kardeşlerimize hak vermek için başlamışsa, mevcut Anayasaya göre zaten bu haklar tanınmıştır. Yapılması gereken iş, Anayasada yazan hakları fiili olarak hayata geçirmenizdir. O zaman milletin ve devletin birliği temin edilir. Aksi halde Kürtleri kandırmış olursunuz. Zaten şu anda gelinen nokta tam da budur. Siz yapacağınızı vaat ettiğiniz çalışmalarda "Kan dökülmesinin önüne geçeceğiz, analar artık ağlamasın" demediniz mi? Eğer bu fikirde samimi olsaydınız, önce Kobani'de IŞİD saldırılarına karşı yapayalnız kalan Alevi Kürtlere sahip çıkardınız. Zira süreci bitiren sizlerin Barzani yanlısı tavrı ve Kobani'deki Esad bahanesi hem orada pek çok cana mal oldu, hem de Türkiye'de buna karşı başlayan eylemlerde 50'ye yakın vatandaşımızın hayatını kaybetmesine yol açtı. Suriye'den kaçan sığınmacıları, Yezidileri, Türkmenleri, Arapları ayırt etmeden kabul eden Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca bu topraklarda var olan Kürtleri hiçe saymıştır. Yaşanan devletine güvenen Kürtlerin bir kez daha yüz üstü bırakılmasıdır. İkinci kez başlattığınız süreçte samimi iseniz, Alevi Kürtlerin devleti ile buluşmasını, birliği temin etmeniz gerekiyor. Ümit verdiğiniz Kürt vatandaşlarımız, yaşananlar ile ilk sürecin bir oyun olduğunu gördüler. Bugün onları temsil edenlerin ilk süreç kırılıp dökülse de yeniden canlandırabiliriz demeleri, tekrar başlayan açılıma halkın ikna olması için yeterli mi acaba? Kobani, Barzani'nin Alevi Kürtleri sildiğini gösterse de esas darbe Hükümetten gelmiştir. Bu sebeple süreci yenilemeniz, hakları gasp edilen, yıllarca eğitimden, sosyal hizmetten, sağlıktan mahrum bırakılan bölge halkını ikna için kâfi görülemez. Kısaca, Hükümet izlediği taraflı tutumla süreci çıkmaza sokmuştur. Ne Kürt kardeşlerimizin eylemleri, ne akan kanları derdi değildir. Eğer bu yönde samimi iseler, çözümün adresi, Hükümetin dışında bir isimle yola devam edilmesi ve beklenen taleplerin karşılanmasıdır.
Editörün Seçtikleri