Yeni anayasa çalışmaları hakkında basına yansıyan açıklamalarda yazılacak yeni anayasanın devleti değil, millet ön plana çıkaracağı ifade edilmektedir.
Farklı kesimlerin görüşlerinin alınması ve onların hazırladıkları anayasa taslaklarının da toplanması ile milletin ön planda olduğu vurgusu yapılmaktadır.
Ancak milletin devlet ile var olabildiği gerçeği unutulmamalıdır.
Sadece milletin dikkate alındığı yeni bir yapılanma, bugüne kadar “devleti ve milleti ile bölünmez bir bütün” olarak kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Devletini öncekinden daha iyi bir noktaya taşımayacaktır.
Milletlerin var olabilmeleri üç ana kurumun güçlü olmasına bağlıdır: Güçlü devlet, güçlü ordu, güçlü aile yapısı.
Bu üç ana kurumun varlığı milletlerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için olmazsa olmaz hükmündedir.
Bu unsurlardan herhangi birinde meydana gelecek zafiyet milletlerin tarih sahnesinden yok olmasına zemin hazırlar.
Ancak devleti ve milleti ile bir ve beraber olunan bir düzen saldırılar karşısında ayakta kalabilir.
Suriye’de yaşananlar bize örnek olmalıdır.
Arap Baharı adı altında gerçekleşen işgal harekâtında Suriye birinci yılı doldurmasına rağmen halen “Devlet Başkanı ve millet ile bir bütün”dür.
Ve ülke içinde yapılan ajan faaliyetlerine rağmen isyan kıvılcımı yakılamamıştır.
Çünkü halkı Devlet Başkanı Esad’dan memnundur ve ona sahip çıkmaktadır.
ABD’nin Suriye konusundaki ısrarı ile ülkedeki muhalif güçleri Irak’ta yaptığı gibi kendi eğitmesi veya muhalif liderleri barındıran Türkiye’nin desteğine rağmen Suriye halen parçalanmamıştır.
Hatırlanacaktır, 2003 senesinde Irak işgali sonrasında özel güvenlik şirketi Blackwater’ın paralı askerleri Irak’ta görev almışlardı.
Aynı askerler şimdi de Suriyeli muhalifleri eğitmek için sınırdan giriş yapmıştır.
Bu olay aslında bir işgal harekâtıdır. Birleşik Devletler, Suriye’ye sızmaya başlamıştır. Ancak birlik harcı parçalanmayı engellemektedir.
Yazılarımızda sık sık dile getirdiğimiz gibi işgal için her yolun denendiği Arap Baharında son halka Türkiye’dir.
Türkiye işgale destek verirken, bir gün şu anda yanında yer alanların, ülkemize de aynı oyunu oynayacağını unutmamalıdır.
Ve o gün, en çok ihtiyacımız olan “devletin milleti ile bir ve beraber” olmasıdır.
Bu birliği diri tutan mevcut düzenin değiştirilerek var olan temeli yıkmak, telafisi imkânsız çözülmelere zemin hazırlayabilir.
Allah böyle bir akıbetten devletimizi ve milletimiz korusun.