Tam bağımsızlığın ilk adımı
Yarın 19 Mayıs.
Dört tarafı düşman çizmeleri altında ezilen vatanımızın kurtuluş meşalesinin yakıldığı 1919’dan 93 yıl geçmiş.
Yokluk ile verilen büyük bir dirilişin başlangıcıdır 19 Mayıs. Bir bilek, bir yürek olmanın adıdır.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez vs. fark etmemiştir. Herkes cephede vatan savunmasındadır.
Askerimiz, düşman askerlerinin gıpta ile bahsettiği ‘şehitlik mertebesi’ne bir an önce erebilmek için “önce ben şehit olayım” duaları ile canını feda etmiştir.
Kurtuluş Savaşı’nda verilen mücadele ve yazılan kahramanlık destanları halen gönüllerde ve dillerdedir.
Bu savaşın kazanılmasında ve sonrasında kurulan yeni cumhuriyetin ayakları üzerinde durabilmesinde zafer, tam bağımsızlıkta gizlidir.
Her ne şartta olursa olsun içeriden veya dışarıdan gelecek bir müdahaleye izin verilmemiştir.
Hem siyasi bir müdahaleye izin verilmemiştir, hem de milletin birliğini bozacak hassasiyetlerin önü kesilmiştir.
Bu sebeple, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle neticelenmesinin ardından başlayan Lozan görüşmelerinde müslim ve gayrimüslim ayrımı dışında bir farkı Türk heyeti kabul etmemiştir.
Ancak, o tarihte Türklerin kabul etmediği şartları ileride iknaya zorlayacaklarını söyleyenlerin ifadeleri meşhurdur.
Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti, emperyalizme karşı verdiği mücadelede henüz bir asrı dahi geride bırakmamıştır.
Devletimizin bekası, kuruluşundaki “iç siyasette ve dış ilişkilerde tam bağımsızlık” ilkesi ile mümkündür.
Tam bağımsız Türkiye, devleti ve milleti ile bir bütün olduğu sürece ezilen halklar ve sömürülen devletler için her zaman ve devirde örnek olmaya devam edecektir.
Dört tarafı düşman çizmeleri altında ezilen vatanımızın kurtuluş meşalesinin yakıldığı 1919’dan 93 yıl geçmiş.
Yokluk ile verilen büyük bir dirilişin başlangıcıdır 19 Mayıs. Bir bilek, bir yürek olmanın adıdır.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez vs. fark etmemiştir. Herkes cephede vatan savunmasındadır.
Askerimiz, düşman askerlerinin gıpta ile bahsettiği ‘şehitlik mertebesi’ne bir an önce erebilmek için “önce ben şehit olayım” duaları ile canını feda etmiştir.
Kurtuluş Savaşı’nda verilen mücadele ve yazılan kahramanlık destanları halen gönüllerde ve dillerdedir.
Bu savaşın kazanılmasında ve sonrasında kurulan yeni cumhuriyetin ayakları üzerinde durabilmesinde zafer, tam bağımsızlıkta gizlidir.
Her ne şartta olursa olsun içeriden veya dışarıdan gelecek bir müdahaleye izin verilmemiştir.
Hem siyasi bir müdahaleye izin verilmemiştir, hem de milletin birliğini bozacak hassasiyetlerin önü kesilmiştir.
Bu sebeple, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle neticelenmesinin ardından başlayan Lozan görüşmelerinde müslim ve gayrimüslim ayrımı dışında bir farkı Türk heyeti kabul etmemiştir.
Ancak, o tarihte Türklerin kabul etmediği şartları ileride iknaya zorlayacaklarını söyleyenlerin ifadeleri meşhurdur.
Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti, emperyalizme karşı verdiği mücadelede henüz bir asrı dahi geride bırakmamıştır.
Devletimizin bekası, kuruluşundaki “iç siyasette ve dış ilişkilerde tam bağımsızlık” ilkesi ile mümkündür.
Tam bağımsız Türkiye, devleti ve milleti ile bir bütün olduğu sürece ezilen halklar ve sömürülen devletler için her zaman ve devirde örnek olmaya devam edecektir.
Editörün Seçtikleri