info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Haftanın Sohbeti - İnsan ve Yaratılış Gayesi / 1996 - 1997

    Neler Okuyacaksınız

İnsan, Gönlünden Allah’a Sefer Halindedir

Tabii burada Cenabı Peygamber Efendimizin ortaya koyduğu maksat, insanların dünyanın hevesine kapılıp da ahireti unutmamaları, ahireti devamlı surette yürüyen bir yolcu olduğunu unutmamalarını ihsas etmek içindir. Nitekim insan, kalbi manada Allah’a da sefer halindedir. Yani gönlümüzden Cenâb-ı Hakk’a biz sefer ediyoruz. Daim bir yolcuyuz. Bu yolculukta sıhhatimiz ve selametimiz için yapılması gereken ne ise, onun yapılması gerektiği hususunda Peygamber Aleyhisselam uyarıyor bizi diyebiliriz.
 
Şimdi ayeti kerimede Cenâb-ı Hak “Ulaike ala huden min rabbihim ve ulaike humul muflihun.” (Bakara Suresi, 5. Ayet) Hidayet üzre olan bir yol var ki “Sırâta’l-müstakîm. Sırâtallezîne en’amte aleyhim.” (Fatiha Suresi, 7. Ayet) Allah'ın nimet verip hidayete erdirdiği kulları vardır ki, onların olduğu yol “Sırâta’l-müstakîm” yani doğru yol. Allah'ın maksadını anlayıp, o maksat istikametinde hayırlı işler yapacak, yaptıracak yolun adı işte istenilen yol oluyor. Yapılması gerekenler de Salih ameller. Efendim başta taatlar, ibadetlerdir.  Hemen şunu ifade edeyim ki, günümüzde asıl noksanlık ubudiyet sahasındadır. Ne hikmetse ibadeti unutur halde bir yaşayışımız var. Hâlbuki Cenâb-ı Hakk'ın bizden istediği, dünya hayatının tamamını ibadet haline getirmektir. Bunun da olması için Allah'ın rızasına isteğimizi endeksleyeceğiz; yani Allah benden razı olsun maksadıyla yaptığımız işlerin tamamı ibadet olur. Böyle bir maksat ve gayeyle hayat sürmemiz gerekiyor. 

Salih Amelin Ölçüsü Cenâb-ı Hakk'ın Rızasıdır

Salih amelin ölçüsü, Cenâb-ı Hakk'ın rızasıdır. Yani o rıza olmadan, Allah'ın rızası olmadan, görünüş ne olursa olsun bunların Salih amel olması hiç ama hiç mümkün değildir. Hepsi Cenâb-ı Hakk'ın rızasına ve insanın da o rıza sahibi olan Allah'a itikat etmesine bağlıdır. İnanmayan bir insanın Salih amel işlemesi mümkün değil ki, niye işlesin, yapsın? Sebeple inanmıyor da temiz, güzel iş yapacak, yani bu kadar saçmalık olmaz, değil mi? İnanmayanın dürüst olması, samimi olması, güzel iş yapması; bir vehimdir, bir hayaldir.  
Sıratı Müstakim denilen yol bir tanedir, 10 tane değil, efendim. Cenâb-ı Peygamber Efendimiz bir gün, böyle elinde bir, efendim, odun diyelim yahut da ahşap bir parçayla yere çizgiler çiziyor, bir çizgi de ortadan çiziyor. Bu doğru yoldur, hakiki yoldur. Bütün bu yolların başında birer tane şeytan vardır ama doğru olan yol budur buyuruyor. Şimdi çok yol var ama bu yollardan ancak bir tanesi doğrudur. Bizim de yaratılış maksadımız o yolu bulmak, o yolda olmaktır. Başka bir şey değil. Kalpten giden yol, o işte o Sırat-ı Müstakim üzere olan yol, başka bir şey değil. Her insanda var bu. Tecellinin değişik olması, yolun değişik olmasını gerektirmez ki. Yol aynıdır, tecelli farklı farklıdır.


Cenab-ı Hakk'ın Kur’an’da Tarif Ettiği Mü ‘mini Kâmil Olmaya Çalışacağız

Şimdi haiz olacağımız şartlar, “Ellezine yu'minune bil gaybi.” (Bakara Suresi, 3. Ayet) Gayba inanacağız, iman ehli olacağız. Şimdi bizim imanımız; gözümüzle görürsek, kulağımızla işitirsek, elimizle tutar ve dilimizle tadarsak, böyle bir şeye inanıyoruz, bu iman değil. İman görmediğidir, işitmediğidir, tatmadığıdır. Allah'a imanda insanın hiçbir organı çalışmaz. Meleklere keza öyle, cinler öyle. Ama Allah Kur'an'ında bunlara bize haber veriyor. İşte gaip olan şeylere tereddütsüz, şeksiz bir Müslümanın inanması lazım. O bakımdan Kur'an'da “Ellezine yu'minune bil gaybi” buyuruyor, Allah.  Gayba inananlar. Bunun arkasından “Ve yukimunes sala.” Namazı ikam edenler. Değil mi, namaz çok mühim, dinin direği. “Essalatü imadüddin. ” Dinin direğidir namaz. “Essalatü miracül müminin.” Müslümanın da miracıdır. Namaz, namaz, namaz… Namaz kılacak, ondan sonra İslam'ın şartı dediğimiz, ki namaz da bu şartlardan bir tanesidir, şartları yerine getirecek. Getirmeye gayret edecek. Daha, kul hakkına titizlik riayet edecek. Kul hakkı nedir, bunu bilecek. Helal haram ayıracak. Günümüzde yine enteresan bir hal var. Kimse kazandığının hak yoldan veya batıl yoldan olup olmadığına dikkat etmiyor. Dikkat etmemiz lazım. Sadece biz değil, bizim yetiştirdiğimiz nesiller de kazancımız hayırlı olmazsa, onlara da hayırlı bir istikamet yetiştirmemiz hiç ama hiç mümkün olmaz. Evet kazanç. Daha, bizim yerimize gelecek olan evlâd-ü iyâl, onların yetişmesi. Sabır, kanaat, tevekkül… Yani, sabredeceğimiz yerde sabretmemiz lazım. Azmedeceğimiz yerde azmetmemiz lazım. Cenâb-ı Hakk'ı unutmamak için, hatırlamak için her an onu zikretmek lazım. Kısaca Cenâb-ı Hakk'ın Kur’an’da tarif ettiği, Mü'mini Kâmil olmaya çalışacağız. Hayırlara insanları teşvik edeceğiz; yanlış olan yollardan insanları uzaklaştırmaya çalışacağız. Dindeki manası affedersiniz, ifadesi “Emir bi’l-Ma‘rūf, Nehiy ani’l-Münker.” Kısaca bu denilenleri yaparsak zannım o ki, Allah'ın razı olduğu has bir kul oluruz, evet.


Sadece Kendimizi Değil, Etrafımızı da Düşünüp Kurtarmak Zorundayız

Şimdi, Kâmil anlamda kulluk olduğunu söylemek veya söylememek ayrı bir konu. Bir insan kendi nefsini kurtarmaya düşünmesi de güzel bir şeydir ama daha güzel olanı da hem aile efradını hem etrafını, cemiyetini kurtarmaya gayret etmesidir. Şimdi, eğer biz kendi nefsimizi tamamen düşünüp etrafımızı düşünmezsek, burada noksan yapmış oluruz.  Bizden sonra gelecek olan nesillerin, imhasının önüne geçmemiz lazım. Bakınız Hazreti Lût Aleyhisselam’ın döneminde, Hazreti Cebrail’i Allah gönderiyor: “Git, şu filan şehre bak bakalım, orada bizi tanıyan kullarımız var mı?” diyor. “Orasını ben helak edeceğim”. Hazreti Cebrail gidiyor, Sodom ve Gomore'ye bakıyor ki, binlerce insan ibadet ehli. Cenâb-ı Hakk'a geliyor, “ya Rabbi var” diyor. “Orada seni zikreden, başı secdede olan kulların var.” “Ya Cebrail, ben orasını buna rağmen helak edeceğim.” “Neden?”  “Zira onlar sadece kendi nefisleri için çalışmışlar, gayret etmişler ama etrafındakilere etki edememişler.” “Etrafındakiler çok ciddi suçlar işliyorlar, ayıktırmamışlar.” Binanaleyh, “onların kaderi bu akıbeti yaşamak olacak” diyor. Hakikaten de Sodom ve Gomore 'yi helak ediyorur. Bu açıdan olaya baktığımız zaman, yani sadece kendimizi değil, etrafımızı ve etba’mızı da düşünerek kurtarmaya çalışmak, bir Mümin-i Kâmil'in vazifesi olsa gerektir.

 
İbadetler Aynı Zamanda Bir Talim, Bir Terbiyedir

Kısa olarak şunu söyleyeyim, son nefes çok mühim bir andır. Allah, o anda şehadet ve tevhit cümlesini ifadeyle ruhunu teslim etmeyi nasip eylesin bizlere.  Şehadet cümlesini, yani “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu” demek suretiyle ruhumuzu teslim etmekte basit bir olay değildir. Hayatınızı o cümlenin etrafında yaşayacaksınız. Diliniz ve kalbiniz buna endeksli olacak ki, son anda bunları söylemeniz de mümkün olsun. Aksi takdirde diliniz alışmamış, kalbiniz alışmamışsa; sizin dilinizin üzerinde dağlar oturur, bir “lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah” cümlesini söyleyemezsiniz. Onun için alışkanlıklar çok mühim. İbadetler aynı zamanda bir talimdir, terbiyedir. Deriz ki, o talim ve terbiye ile ömrümüzü tamamlayalım; yani hiç olmazsa bizi takip edenlere tavsiyem, bol bol Cenâb-ı Hakk'a istiğfar edelim. Estağfurullah, ya Rabbi; biz anladık, yaptık; anlamadık, yaptık ama sen ulul azim bir Rabsın, beni affeyle. Estağfurullah demekle bunu kastediyorsun. Bunun ardından “Allahümme salli ala Muhammedîn ve ala ali Muhammed” diyerek Peygamber Aleyhisselam Efendimiz'e salat ve selam okuyalım ve de bu kalbi Resulullah'ın muhabbetiyle süsleyelim, tezyin edelim. O kalbin misafiri olan Cenâb-ı Hak ile “la ilahe illallah” tevhit cümlesinde, beraber olalım. O cümleyi söyleyen kul, söyleyen insan, kalbini ona alıştırır, buna alışan kalpte hangi anda olursa olsun o cümleyi söyler. Ölürken de bunu söyler. Böylece, dünyaya niçin geldiğini, neden yaşadığını, hem dünya hayatını yaşarken bunun müdriki olarak tamamlar ve hem de bu dünyayı terk ederken alıştığı için bu cümleyi söylemekle, iman ehli olarak ahirete rihlet eder, diyorum. Bizi takip edenlere saygılarımı sunuyorum ve kemali iman ile hayatımızı tamamlamamızı Cenâb-ı Hak'tan niyaz ediyorum efendim.
 

Bu sohbeti video olarak izlemek için play butonuna basınız



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir