Yüksel Ablamız Hakk'a yürüdü
Bayramdan evvelki son iki yazımızda, eski Ramazanlara ve geçmişteki bayramlara olan özlemlerimizden bahsetmiştik. İslam dini ile yoğrulmuş İslam medeniyetinin çöküşüne ve ibadetin hayatımızdan nasıl çıktığına değinmiştik. Eskiye olan hasretin ancak iç tabiatımızda yapacağımız devrimle sona erebileceğinin altını çizmiştik. Toplum geneli hakkında üzülerek dile getirdiğimiz bu değişim, ne mutlu bizlere ki yakın çevremizde aynı tahribatı yapamamış. Bayram sabahı kıldığımız sabah namazında ve daha sonrasında eda ettiğimiz bayram namazında karşılaştığımız manzara bizleri ziyadesiyle memnun etti. Türkiye'nin her yerinden ve yurt dışından bu mübarek bayram gününü bizimle beraber paylaşmak için gelen binlerce kardeşimiz, namazı eda ettiğimiz iki katlı camiyi doldurdular. Yollara serilen seccadeler üzerinde kalabalık dışarıdan namaza dahil oldular. Müthiş bir kalabalık adeta sel olup akan insanlar safları doldurdular.Çocukluğumuzda yaşadığımız bayram sevincini yine yaşadık. Bayram namazı sonrası bayramlaşmalar yapıldı. Toplu halde, evimizde hazırlanmış bayram kahvaltısına, yemeğe misafirler buyur edildi.Binlerce kardeşimiz bahçemizde kurulu sofralarda nöbetleşe Ramazan sonrası ilk kahvaltılarını ettiler. Müthiş bir manzara... Gurur veren bir tablo yaşandı. Geçmişin birlik havası, kardeşlik ruh, dayanışması şahsımızda yaşanan bu bayram gününde tekrar dirildi.Üç gün devam eden bayram ziyaretleri aynı yoğunluk ve aynı muhabbetle devam etti. Maalesef, bu güzel tabloyu acı bir olayla bitirdik. Çok kıymetli ablamız emekli banka müdiresi Yüksel Beşer hanım, bayramın üçüncü günü Hakk'a yürüdü. Biz de cenazesine katılmak üzere acı haberi alır almaz İstanbul'a geçtik. Son vazifemizi ifa için merasiminde yer aldığımız Yüksel Abla, bizi on yıldır tanıyordu ve bendenize yazdığı beş mektubu vardı. BTP saflarında yer almadan önceki yaşantısı ve hayata bakışı ile bizim yanımızdaki dünyası taban tabana zıt olan bu mübarek Abla; müthiş bir dönüş yapmış, iman ehli, vatan ve millet sevdalısı bir BTP neferi olmuştu. Kendisine Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyorum. Özenle sakladığım mektuplarından bazı bölümleri, onun kaleminden bizi anlattığı satırları sizinle paylaşmak isterim: "Sayın Hocam; Zatıâlinizi ve ekibinizi tanıyalı ve Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) saflarına dâhil olalı yaklaşık 10 yıl oldu. Bu tarih benim için bir milattır. Evveli ve sonrası var. Evvelinde olaylara bakışım, değerlendirmem isabetsiz idi. Sonrasında ise, sayenizde öğrendiklerimle hakkın ve hakikatin ne tarafta olduğunu idrak ederek, gelişmeleri değerlendirmem isabet kazandı. Sizlere müteşekkirim" "Bunları sizin eşsiz birer hazine olan eserlerinize, hiçbir eşi benzeri bulunmayan Ehl-i Beyt külliyatınıza ve bunlara ilaveten TV programlarınıza, İcmal Dergisi ile Yeni Mesaj Gazetesindeki makalelerinize, konferanslardaki sunumlarınıza, sempozyumlardaki tebliğlerinize borçluyum." "Yönetimdeki kişiler Prof. Dr. Haydar Baş beyin yazılı ve sözlü eserlerinden habersiz görünüyorlar ya da öyle davranmayı tercih ediyorlar. Müslüman bir Türk ilim adamı çıkıyor, dibe vurmuş dünya ekonomisini kaldıracak eşsiz bir ekonomi modelini, Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) 7 - 8 sene önceden başlayarak dünya çapında 7 kongre ile 500'e yakın dünya genelinde yetkinliği olan bilim adamlarına sunuyor. Otoritelerin tamamı, MEM'in dünyayı kurtaracak tek 'tüketim eksenli analiz' modeli olduğunu belirterek, oybirliği ile Nobel Ödülüne aday gösteriyorlar. 100'ü aşkın ülke, modeldeki bölümleri kendi ülkelerinde uyguluyorlar. Türk yetkililerinden ise maalesef bir ses çıkmıyor?" "En yetkilisinden, en aşağıdakine kadar bütün devlet erkânı, meclistekiler, akademisyenler, memleket hizmetindeki görevliler tamamen sessiz kalıyor. Sanki dünya çapındaki böyle bir olaydan adeta haberleri yok!.." "Memleketinin menfaatini düşünen büyük bir devlet adamı olan Cumhuriyetimizin kurucusu rahmetli Atatürk sağ olsaydı bu muhteşem proje karşısında bunlar gibi mi davranır mıydı? Dünya çapındaki bu büyük başarıdan da muhakkak ki gurur duyardı. Atam sen rahat uyu. Bu eşsiz Ekonomi Modeli elbet uygulanacak ve bunun uygulanmasını hiçbir güç önleyemeyecektir?" "Sayın Hocam, dünya çapındaki MEM başarınızın arkasından el atmış olduğunuz ve İslam dünyası için olağanüstü önemi haiz Ehl-i Beyt mevzuu ve bu konuda yapılacak olan çalışmalar Türk dünyası için inşallah 500 yıllık, Arap âlemi için ise 1350 yıllık gafletten, uykudan uyanışa vesile olacaktır. Bu adımlar aynı zamanda İslam birliği ve dirliği için çok önemli bir başlangıçtır. 21. yüzyıl inşallah İslamiyet'in yükselişini yaşayacaktır?" "İnşallah sayenizde Ehl-i Beyt'e gereken önem verilerek, Müslümanların birlik olması, tek vücut olması sağlanacaktır?" "...Atatürk'ün arkasından maalesef Türk Milleti hak ettiği yere gelemedi. 20. yüzyıl Yahudi ve Hıristiyan âleminin dünya hâkimiyeti girişimleri ve entrikaları ile geçti..." "21. yüzyılda da Türkiye'yi tekrar kurtaracak bir kurtarıcıya Türk Milletinin acilen ihtiyacı var. Bu kurtarıcı sadece ve sadece ve sadece Sizsiniz Hocam. Yüce Rabbimizin 20. yüzyılda ASKER ATATÜRK'ü, 21. yüzyılda da ÂLİM ATATÜRK'ü, HOCA ATATÜRK'ü Türk Milletine kurtarıcı olarak gönderdiğine inanırım..." "Kurtarıcımız olduğuna kanaat getirdiğimiz Hocamızın gerek bütün dünyayı, gerek bütün İslam âlemini ve dolayısı ile Türk milletini kurtaracak bir kısım eserlerine ve icraatlarına bakacak olursak: I. Milli Ekonomi Modeli Projesi: 2- Bütün İslam âlemini kurtaracak ve kalkındıracak olan muhteşem Ehl-i Beyt projesi." "Birkaç yıldan beri sizin sayenizde Ehli Beyt'ten haberdar olduk. Türk Milleti olarak 500 yıldır Ehli Beyt bilgisinden, sevgisinden, sadakatinden uzak ve mahrum olmamız sebebi ile zeval içerisinde bulunmamızın acısını içimizde hissettik..." "Peygamber Efendimizin (sav) buyruğuna muhalefetten zevale düşmüş olan bütün İslam âlemi bir kurtarıcı beklemiyor mu? Bekliyor. Bu kurtarıcı da, tarih boyunca İslamiyet'in bayraktarlığını yapmış olan Türk Milletinden çıkacaktır. Bu kurtarıcı da sizsiniz Hocam..." "Zatiâlinizde Hz. Ali (ra) Efendimizin nuru ve ruhu olduğuna da inanıyorum. Zira Hz. Ali (ra) halifelik kesinlikle kendi hakkı olduğu halde mağdur edilmesi üzerine şunları ifade etmiştir: "İslam'ın parçalanıp yok olmasına tanık olmaktan korktum, bunun acısı benim için halifelik ve hükümetten mahrum olmaktan daha büyüktür. Çünkü bir kaç günlük dünya kârıdır ki zelil olup, son bulacaktır." Hz. Ali, dinini ve devletini düşündü. Sayın Hocam, siz de 28 Şubat mağduru olmanıza ve hakkınızda 35 bin sayfalık iddianameler hazırlanmasına rağmen, bu devlet 'benim devletim', bu ordu 'benim ordum' diyerek mağduriyeti Hz. Ali (ra) misali sineye çektiniz. Siz de devletimizi, milletimizi düşündünüz?" "Ehl-i Beyt çalışmaları, inşallah bütün İslam âlemini tek vücut, tek yürek yaparak semeresini verecektir...""Yaşanmış ve geçmiş olanlar bakımından İslam ülkeleri ile özellikle Yahudi ve Hıristiyan ülkeleri mukayese ettiğimizde şöyle bir tablo ortaya çıkıyor. İslam ülkeleri: Özellikle Türkiye'nin Milli Ekonomi Modeli ile dünya halklarına muhteşem katkısı olacaktır zira kapitalizm batmış durumdadır. Hıristiyan ve Yahudiler, geçmişte ve günümüzde İslam ülkelerini sömürmüş, Müslüman halka da işkence ve eza etmiştir. Türkiye'nin dünya ülkelerine Milli Ekonomi Modeli'ni kazandırarak, ekonomik refah sağlamaktan başka Müslüman olmayan halkları İslamiyet'e davet ederek ahiretlerinin de kurtuluşunu sağlamaya vesile olacaklardır...""Sayın Hocam, bu yazdıklarım tamamen size malum olan ve bizlere öğrettiğiniz bilgilerden ibarettir ama biliyorsunuz ki, imtihanda da öğrencilerin yazdıklarını hocaların kendilerine öğrettiği bilgilerdir. Tekrar en derim saygılarımı sunuyorum..." Bağımsız Türkiye Partisi, önemli bir neferini, bendeniz yeri doldurulamayacak kadim bir dostumu kaybettim. Kıymetli eşleri Emekli Başsavcı Selim Mecit Beşer beye de Allah'tan sabırlar niyaz ederim. Ablamıza Allah'tan tekrar rahmet dilerim, mekânı cennet olsun.
Editörün Seçtikleri