info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Umarız bakış açımız değişir
16/09/2014 Köşe Yazısı 130
Başbakan Davutoğlu'nun hükümeti Avrupa Birliği'ne (AB) girişi hızlandırma kararını açıkladı.Yarım asırlık üyelik başvurumuz artık gündüz görülen bir rüyaya dönüşmüş durumda.Kalabalık nüfusumuz bahane edilerek serbest dolaşım hakkı dahi tanınmayan Türk milletinin AB üyesi milletlerle beraber olması zaten tarihi gerçeklere göre imkânsızdır.Müslüman Türk milletinin yok edilmesi, Hıristiyan batı için Haçlı seferlerinin gerekçesi olmuştur.Geçtiğimiz aylarda AB ülkeleri arasında yaşanan ekonomik krizden sonra birlikten ayrılmayı konuşan devletlere seslenen Merkel, "AB'nin inanç etrafında birleşmiş bir birliktelik" olduğunun altını çizmişti.Kısaca AB ilişkimiz, bizden siyasi tavizleri elde etmek gayesi ile kapıda oyalama şeklinde gelişmiştir.Kaldı ki, dâhil olmak için her türlü riski göze aldığımız ve tavizi sunduğumuz birlik, kendi içinde dağılmayı konuşuyor.Nüfusu yaşlanmış ve yeraltı kaynakları bitmiş AB ülkeleri, kapitalizmin etkisiyle ekonomik olarak da iflas bayrağını bir bir çekmekteler.Biz, 2000 senesinde birliğin aldığı müşterek paraya geçiş konusundaki kararın dağılmada etkili olduğunu vurgulayarak "15 sene" ömür biçmiştik.Zaman bizi haklı çıkardı. Nedenini Türkiye örneğinde izah edelim: Türkiye'nin GSMH'sının 2 katrilyon TL olduğunu düşünelim. Bizim de AB üyesi olduğumuzu farz edelim. Bize AB standartlarında verilmesi gereken para 500 milyar Euro olacaktı. Eğer AB bize bu parayı verirse merkezde para kalmaz.Ayrıca AB devletleri merkezden aldıkları parayı borçlarına kullandıkları için hazineleri de boşalıyor.Euroya geçişle beraber, ülkeler kazançlarını gerçek rakamları ile gösteremeyecek ve merkezden kendisine verilen destek değişecektir. Zamanla üye ülkeler arasında adaletsizlik oluşacaktır ki, bu birliğin dağılmasına sebeptir.Ülkelerin para basma hakları ellerinden alındığı için borçlanma yoluna gitmeye mahkûmlar. İlk örneğini Yunanistan'da yaşadığımız iflaslar böyle başlamıştır.Şu anda AB devletlerinin kapitalist sistemden kaçması da bu yüzdendir.İngiltere 2015 senesinde ayrılma konusunda referandum yapacak. Almanya, Fransa, İtalya Portekiz, İrlanda, Romanya ve Macaristan ekonomileri ciddi kriz yaşamaktalar.Ekonominin yapısından kaynaklanan bu sorunu mevcut sistemle çözmelerine imkân bulunmamaktadır.AB ülkeleri şu anda, Rusya'nın ekonomik gelişmelerini izliyor, hatta Fransız vekillerden Rusya'nın uyguladığı modelin üstünlüğünü dile getiren çıkışlar basına yansımakta?Rusya kapitalist sistemi terk etti ve Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) uygulamaktadır.Almanya Heidelberg'de yaptığımız MEM kongresinde söz alan Hollandalı Profesör Cornelia Versteegh AB hakkında şunun altını çizmişti:"Milli Ekonomi Modeli'nin beni en çok çarpan yönü AB'nin 15 seneden kısa bir süre içinde dağılacağı öngörüsü olmuştur. Kitabın tamamını okuyuncaya kadar bu şaşkınlığım devam etti. Kitabın sunduğu perspektif sadece ekonomik değil, ekonomiden öteye bir açılım sunmakta. Bence AB olarak bu kitabı çok iyi değerlendirmeliyiz. AB ayakta kalmak istiyorsa Baş'ın Mili Ekonomi Modeli'nin kurallarını hayata geçirmelidir."Evet, AB ekonomik krizde, ülkeler iflasta. Karşılarında MEM'i uygulayarak yükselen bir Rusya örneği var. Rusya'nın modelinin ABD'ye karşı bir model olduğunu vurguluyorlar. Peki, modelin doğduğu Türkiye ne yapıyor? Batının keşfettiği MEM'i görmezden gelerek, hala iflas eden batıdan medet umuyor.Ne diyelim Allah gören göz nasip etsin?