Türkiye'nin geleceği BTP, Alevi ve Sünni beraberliğidir
Uzun yıllardan beri Ehl-i Beyt'i gündem ediyoruz. Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğunu hatırlatarak, ortak paydamızın Ehl-i Beyt olduğunu vurguluyoruz. Bu uğurda yüzlerce program 7 tane uluslararası sempozyum düzenledik. Unutulan, unutturulan Ehl-i Beyt'i tekrar milletimizin gönlüne nakşetmek için yılmadan, ısrarla çalıştık. Bunda da büyük başarılar kaydettik. Eskiden toplumda "kestikleri yenmez, pişirdikleri sofraya konmaz, onlardan kız alınmaz, onlara kız verilmez" denilirdi. Osmanlıdan bu yana "katli vaciptir" fetvaları ile nesilleri yok edilmeye çalışılan Alevi dünya, kapıları işaretlenerek Türkiye'de de dışlanmıştı. Hanımları her türlü muameleye layık görülmüş, en ağır şekilde yaşadıkları insanlık dışı hal İslam dairesi içinde meşru gösterilmişti. Bunun ötesinde Aleviler faili meçhullere kurban edilmiş; Çorum, Maraş, Sivas olayları gibi katliamlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kara sayfalarına yazılmıştı. Kısaca Aleviler bizim Ehl-i Beyt açılımımıza kadar toplumda üçüncü sınıf vatandaş muamelesi dahi görmemekte idi. Bir Sünni olmamıza rağmen, Alevilerin dahi söylemeye cesaret edemedikleri gerçekleri gündem eden bizlerin gösterdiği gayretle toplum bu kardeşlerimizi kabul ettiği gibi, siyasiler de onlara yönelmeye başladılar. Sayın Kılıçdaroğlu, bir defa ben Aleviyim diyemezken, şimdi 'Seyyid'im diyerek kendine bir paye peşinde? Seyyid olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu bir önceki seçimde, "Partinin koridorlarında Alevi sözünü duymak istemem" şeklinde konuşuyordu. Alevilerin tüm karşı çıkışlarına rağmen, 3. köprüye Yavuz ismini veren Başbakan da bu kardeşlerimize yeşil ışık yakıyor. Bir gecede Nevşehir Üniversitesi'nin ismini Hacı Bektâş-ı Veli Üniversitesi olarak değiştirdi. Cemevine ibadethane statüsü vermeyen Başbakan, "Alevilik Ali'yi sevmekse, ben de Aleviyim" deyiverdi. Kısaca toplumda ciddi bir Alevi açılımı gerçekleşti. Ancak dün yüzüne bakılmayan hatta toplumdan soyutlanan Alevi kardeşlerimiz, geldikleri noktanın müsebbibi bizleri yalnız bırakırlarsa oy avcılarının elinde eski hallerinden de kötü bir noktaya gerileyeceklerdir. Bu yolu ancak Alevi kardeşlerimizle beraber yürüyebiliriz. Yalın kılıç çıktığımız çalışmamızda yaptığımız siyaset, Şii ve Sünni dünyanın birliği üzerine bina edilmiştir. Mahalli ve genel seçimlerde Bağımsız Türkiye Partisi'nin adayları Alevi ve Sünni kardeşlerimiz arasında hiçbir ayrıma gidilmeden kesinlikle adil olarak belirlenecektir. Bir ve beraber olmamız, bugüne kadar dünya sahnesinde görülmemiş bir İslam birliğinin tesisini gerçekleştirecektir. Eğer yalnız kalırsak ve de Alevi kardeşlerimiz bu oyuna gelirse Alevi açılımı Türkiye'de yarım kalmaya mahkûm olacaktır. Zira gücümüzün olmadığı yerde sözümüz de geçmeyecektir. Biz cumartesi günü, İstanbul da Ehl-i Beyt sevenleri ile Gadir-i Hum Bayramı'ndayız. Ehl-i Beyt'e gönül veren tüm vatandaşlarımızı yanımızda görmek istiyoruz.
Editörün Seçtikleri