info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Türk ekonomisi darboğazda
20/10/2014 Köşe Yazısı 96
Ülkemiz Suriye, Kobani, Akil Adamlar ile meşgulken, olan Türk ekonomisine oluyor. Suriyeli sığınmacılara akıtılan paralar, sınır ötesine gittiği iddia edilen silah ve mühimmatların karşılanması ekonomide ciddi bir açık nedeni.  Maliye Bakanı Şimşek'in ifadesiyle Eylül ayında bütçede 9.2 milyar lira açık verildi. Cari açık, enflasyon, döviz kurları tırmanmış durumda. Bu gündem yoğunluğunda artarda gelen zamların farkına varamıyoruz. Ekim ayında elektrik ve doğalgaza yüzde 9'luk bir zam yapıldı. Kış öncesi doğalgazda Rus indirimi beklenirken, Bakan Şimşek bu indirim gerçekleşse bile önceliklerinin dağıtım şirketleri olduğunu açıkladı.  Memurlara fazla mesai ücreti olarak saat başına 1 lira 56 kuruşu uygun gören Hükümet, yeni para kaynakları bulmanın yolunu yine özelleştirmelerde arıyor. Elektrik üretim santralleri, otoyol ve köprüler, BOTAŞ'ın iletim hatları, Türkiye Elektrik İletim AŞ, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Haydarpaşa projesi, Eti Maden'e ait sülfürik ve borik asit fabrikaları gibi kamuya ait önemli kurumlar özelleştirme için sıra bekliyor. Ve Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 15 ve daha yukarı yaşlardaki resmi işsiz sayımız 2 milyon 867 bin kişi. Ne özelleştirme çözümdür; ne de sadece üretime dayalı bir ekonomi işsizliği halledebilir. Gelir getiren kamu kurumlarının satımı bütçede ihtiyaç duyulan paranın bulunmasına yetemez.  Kaldı ki, bu gidişle yakında satacak bir kamu kurumu da bulunmayacaktır. Özelleştirmelere hız verilirken güneş ısısının yakamadığı tek maden olan 'bor'un da satışı konuşulmaktadır. 412 yıllık bor rezervine sahip olduğu tespit edilen Türkiye, adeta bedava denebilecek meblağlarla bu kıymetleri yabancı şirketlere ruhsat karşılığı sunmakta... Kamu hizmetlerinden maksat sosyal devlet anlayışı ile devletin millete el tutmasıdır. Oysa köprü ve yollar gibi herkesin kullanmak zorunda olduğu kalemlerin satılması haksız rekabeti doğuracağı gibi yabancıların eline geçen bu hizmetlerin ederinin çok üstünde değerlerle millete sunulmasına da neden olacağı ortadadır. Milletin alın teri ile yıllar süren çalışmalarla var edilen kamu kurumlarını heba edercesine yabancılara sunmak Türk ekonomisine zerre fayda vermeyecektir. İşsizlik, cari açık, enflasyon sarmalında boğulan Türk ekonomisinin tek kurtuluşu, 'petrol rakamları düşse de ekonomim zarar görmez' meydan okumasında bulunan Rusya gibi Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaktır.