Tek çare
Kendi kendine yeten yedi tarım ülkesinden biri olan Türkiye artık bu vasfı taşımıyor.
AB talimatları doğrultusunda hazırlanan 2013 stratejik kalkınma programı çerçevesinde 10 milyona yakın kişinin tarım sahasından çıkarılması hedeflenmişti ve bu rakama hızla ulaşılıyor.
Samanı ithal hale getirilen ülkemizde hayvancılık da bitme noktasına gelmiştir.
Üstelik ithal samana son iki ayda 25 milyon dolar verildiği açıklandı.
Mikrofon uzatılan çiftçi perişan, hayvan yetiştiricisi bakamadığı için elindeki hayvanları çıkarmanın derdinde.
Milletlerin elinden, toprağa bağlı ürünleri yetiştirme imkânının alınması, küreselleşmenin kullandığı silahlardan biri ve maalesef ülkemizin tarım ve hayvancılık sahasında geldiği acı tablo bu silahın bize yöneldiğini gösteriyor.
Tarıma dayalı ürünlerin yeteri miktarda olmaması açlık tehlikesini getireceği gibi, dengeli bir beslenme temin edilemezse orta ve uzun vadede devletlerin geleceği için gerekli beyinlerin yetişmesi de sağlanamaz.
Bugün gelişmişlik düzeyinin göstergelerinden birisi, kişi başına tüketilen hayvansal ürün miktarıdır.
Mevcut şartlarda ülkemiz bu sıkıntıların hepsini yakın gelecekte yaşayacaktır.
Bağımsız Türkiye Partisi’nin parti programında deklare ettiği tarım ve hayvancılık sahasına yönelik projeleri, küresel bir silah olan tarımın ve hayvancılığın korunması ve gelişmesi içindi.
Alt yapısı tamamlanmış, kaynakları hazırlanmış bir şekilde özellikle köy kırsalında halkımıza anlattığımız bu projeler eğer dikkate alınmış ve uygulanmış olsa idi, bugün tarım ülkesi olmaya devam eder, et yemeğe millet olarak doyardık.
Biz, hayvan yetiştiricisi kardeşlerimize, sıfır faizli yani faizsiz krediler vereceğiz.
Böylelikle başta orta ve küçük işletmeler olmak üzere, üreticilerin büyümesine, hayvan sayısının artmasına imkân tanıyacağız.
Üreticiye yem desteği vereceğiz.
Devlet, yüksek fiyatla alım garantisi getirecek. Tarımda da hayata geçireceğimiz bu proje ile devlet, piyasa fiyatı üzerinde destekleme fiyatı verecek
Damızlık hayvan tedarik edilecek.
Biz, et ithalini değil, tam tersine ithal ete uygulayacağımız gümrük vergileri ile yerli üreticiyi koruyacağız.
Bugün uygulanan politika ile tarım ve hayvancılık bitirilmiş, çiftçi ve hayvan yetiştiricisi devre dışı bırakılmıştır.
Sarımsak ithal eden ülkemizde tarım toprakları ekilmemektedir.
Hayvan yetiştiricisi ahırları boşaltmış, ülkedeki et sıkıntısı kilosu 11 TL’ye ithal gelen et ile karşılanmaktadır.
Gelinen noktada, çiftçinin ve hayvan yetiştiricisinin “yok edildiği” artık görülmesi gerekir.
Çiftçinin tek çaresi, Ona sahip çıkan, destek olmayı projelendiren Bağımsız Türkiye Partisi ile olmak, onu desteklemektir.
AB talimatları doğrultusunda hazırlanan 2013 stratejik kalkınma programı çerçevesinde 10 milyona yakın kişinin tarım sahasından çıkarılması hedeflenmişti ve bu rakama hızla ulaşılıyor.
Samanı ithal hale getirilen ülkemizde hayvancılık da bitme noktasına gelmiştir.
Üstelik ithal samana son iki ayda 25 milyon dolar verildiği açıklandı.
Mikrofon uzatılan çiftçi perişan, hayvan yetiştiricisi bakamadığı için elindeki hayvanları çıkarmanın derdinde.
Milletlerin elinden, toprağa bağlı ürünleri yetiştirme imkânının alınması, küreselleşmenin kullandığı silahlardan biri ve maalesef ülkemizin tarım ve hayvancılık sahasında geldiği acı tablo bu silahın bize yöneldiğini gösteriyor.
Tarıma dayalı ürünlerin yeteri miktarda olmaması açlık tehlikesini getireceği gibi, dengeli bir beslenme temin edilemezse orta ve uzun vadede devletlerin geleceği için gerekli beyinlerin yetişmesi de sağlanamaz.
Bugün gelişmişlik düzeyinin göstergelerinden birisi, kişi başına tüketilen hayvansal ürün miktarıdır.
Mevcut şartlarda ülkemiz bu sıkıntıların hepsini yakın gelecekte yaşayacaktır.
Bağımsız Türkiye Partisi’nin parti programında deklare ettiği tarım ve hayvancılık sahasına yönelik projeleri, küresel bir silah olan tarımın ve hayvancılığın korunması ve gelişmesi içindi.
Alt yapısı tamamlanmış, kaynakları hazırlanmış bir şekilde özellikle köy kırsalında halkımıza anlattığımız bu projeler eğer dikkate alınmış ve uygulanmış olsa idi, bugün tarım ülkesi olmaya devam eder, et yemeğe millet olarak doyardık.
Biz, hayvan yetiştiricisi kardeşlerimize, sıfır faizli yani faizsiz krediler vereceğiz.
Böylelikle başta orta ve küçük işletmeler olmak üzere, üreticilerin büyümesine, hayvan sayısının artmasına imkân tanıyacağız.
Üreticiye yem desteği vereceğiz.
Devlet, yüksek fiyatla alım garantisi getirecek. Tarımda da hayata geçireceğimiz bu proje ile devlet, piyasa fiyatı üzerinde destekleme fiyatı verecek
Damızlık hayvan tedarik edilecek.
Biz, et ithalini değil, tam tersine ithal ete uygulayacağımız gümrük vergileri ile yerli üreticiyi koruyacağız.
Bugün uygulanan politika ile tarım ve hayvancılık bitirilmiş, çiftçi ve hayvan yetiştiricisi devre dışı bırakılmıştır.
Sarımsak ithal eden ülkemizde tarım toprakları ekilmemektedir.
Hayvan yetiştiricisi ahırları boşaltmış, ülkedeki et sıkıntısı kilosu 11 TL’ye ithal gelen et ile karşılanmaktadır.
Gelinen noktada, çiftçinin ve hayvan yetiştiricisinin “yok edildiği” artık görülmesi gerekir.
Çiftçinin tek çaresi, Ona sahip çıkan, destek olmayı projelendiren Bağımsız Türkiye Partisi ile olmak, onu desteklemektir.
Editörün Seçtikleri