Sosyal adaleti sağlamak şarttır
Ülke olarak içinde bulunduğumuz ekonomik kriz sebebiyle hemen her kesim şikayetlerini farklı şekilde dile getirmeye devam ediyor. Son olarak Emek Platformu'nu oluşturan sivil toplum örgütleri önceki gün Ankara'da düzenledikleri geniş çaplı gösteride "hortumlamaya, yolsuzluğa, yoksulluğa hayır" diyerek; hükümete, "mevcut ekonomik uygulamalar düzeltilmez ise genel greve gidecekleri" mesajını verdiler.
Esasen toplumun bütün kesimi aynı dertten muzdarip. Enflasyon, halkın alım gücünün her geçen gün azalması, sermaye piyasası ve bankalarda paranın tekelleşmesi neticesi gelir dağılımında meydana gelen eşitsizlik, işsizlik, bunun yanısıra hortumlama ve yolsuzluklar ülkemizin temel problemleri haline gelmiş durumdadır.
Esnaf, memur, köylü, işçi vb. topyekün milletin beklediği
1) Enflasyonun (pahalılığın) önüne geçilmesi
2) Hortumlama ve yolsuzluklara dur denmesi
3) IMF ile işbirliğinin terkedilmesi
4) İşsize iş, yoksula aş temin edilmesi
Bütün bunlar bir lüks olmayıp, halkın idaresine talip olanların temel vazifeleridir. Bu vazife hakkıyla yerine getirelemediği içindir ki, bugün esnaf, işçi, memur sokaktadır. Genel grev mesajları verilmektedir. Bu durum ciddi sosyal çalkantıların da habercisi olabilir. Bu itibarla "ülkeyi içinde bulunduğu bu badireden çıkaramayanların bu kabiliyete sahip kadroların önünü açması" bir zaruret haline gelmiştir.
Çözüm, insanımızın üretimine ve emeğine dayalı bir ekonomik anlayışın hakim kılınmasıdır.
1) Bozulan sosyal dengeler ve gelir dağılımı düzeltilecek, ekonomik refah geniş kitlelere yayılarak işsizliğin ve yolsuzluğun önüne geçilecektir.
2) Milli ekonomi modeli esas alınarak haksız rekabetin de önüne geçilecek ve insanımızın girişimciliği teşvik edilecektir.
3) Türkiye'deki enflasyon, maliyet enflasyonudur. Dolayısıyla çözüm de üretim faktörlerinin maliyetlerini azaltmakla mümkün olabilir.
4) Bu noktada kamunun ödediği yıllık faizler sıfıra indirilerek oluşacak fark, proje mukabilinde kredi olarak, üretime kaynak şeklinde aktarılacaktır.
5) Emisyon hacmi genişletilerek proje karşılığı kredi ile üretim teşvik edilecektir.
Yıllardır yapılan yanlış teşhisler ve bunun neticesinde uygulanan yanlış tedbirler sonucu ülke olarak bugünkü kriz ortamına girdik. Problem eski, ancak çözüm basittir.
Yeter ki IMF benzeri kuruluşlarla işbirliği terkedilsin, kendi insanımızın emeğine ve gayretine dayalı milli anlayışa dönülsün.
Esasen toplumun bütün kesimi aynı dertten muzdarip. Enflasyon, halkın alım gücünün her geçen gün azalması, sermaye piyasası ve bankalarda paranın tekelleşmesi neticesi gelir dağılımında meydana gelen eşitsizlik, işsizlik, bunun yanısıra hortumlama ve yolsuzluklar ülkemizin temel problemleri haline gelmiş durumdadır.
Esnaf, memur, köylü, işçi vb. topyekün milletin beklediği
1) Enflasyonun (pahalılığın) önüne geçilmesi
2) Hortumlama ve yolsuzluklara dur denmesi
3) IMF ile işbirliğinin terkedilmesi
4) İşsize iş, yoksula aş temin edilmesi
Bütün bunlar bir lüks olmayıp, halkın idaresine talip olanların temel vazifeleridir. Bu vazife hakkıyla yerine getirelemediği içindir ki, bugün esnaf, işçi, memur sokaktadır. Genel grev mesajları verilmektedir. Bu durum ciddi sosyal çalkantıların da habercisi olabilir. Bu itibarla "ülkeyi içinde bulunduğu bu badireden çıkaramayanların bu kabiliyete sahip kadroların önünü açması" bir zaruret haline gelmiştir.
Çözüm, insanımızın üretimine ve emeğine dayalı bir ekonomik anlayışın hakim kılınmasıdır.
1) Bozulan sosyal dengeler ve gelir dağılımı düzeltilecek, ekonomik refah geniş kitlelere yayılarak işsizliğin ve yolsuzluğun önüne geçilecektir.
2) Milli ekonomi modeli esas alınarak haksız rekabetin de önüne geçilecek ve insanımızın girişimciliği teşvik edilecektir.
3) Türkiye'deki enflasyon, maliyet enflasyonudur. Dolayısıyla çözüm de üretim faktörlerinin maliyetlerini azaltmakla mümkün olabilir.
4) Bu noktada kamunun ödediği yıllık faizler sıfıra indirilerek oluşacak fark, proje mukabilinde kredi olarak, üretime kaynak şeklinde aktarılacaktır.
5) Emisyon hacmi genişletilerek proje karşılığı kredi ile üretim teşvik edilecektir.
Yıllardır yapılan yanlış teşhisler ve bunun neticesinde uygulanan yanlış tedbirler sonucu ülke olarak bugünkü kriz ortamına girdik. Problem eski, ancak çözüm basittir.
Yeter ki IMF benzeri kuruluşlarla işbirliği terkedilsin, kendi insanımızın emeğine ve gayretine dayalı milli anlayışa dönülsün.
Editörün Seçtikleri