Sorun millette değil siyasilerde
Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde "Kürt meselesi vardır" çıkışıyla suni olarak alevlenen 'Kürt sorunu' hakkında o tarihten beri altını kalın harflerle çizerek "Kürt meselesi yoktur" diyoruz.Bir dediği diğerini tutmayan Sayın Cumhurbaşkanı, birkaç gün önce Balıkesir'de "Kardeşim, ne Kürt sorunu ya. Artık öyle bir şey yok. Neyin eksik senin?" diyerek halka seslendiğinde dediğimiz noktaya geldi diye düşünmüştük.Ancak Kars'ta yine dediklerinin tersini söyleyerek, "Türkiye'de her kesimden insan gibi Kürt kardeşlerimizin de sorunları vardır" deyiverdi.Bazı kalemler Kürtler üzerinden devam eden söylem farklılıklarını, seçim yatırımı olarak değerlendiriyor.Kürtleri Türklerden ayırarak yapılacak bir seçim stratejisi varsa bu Türk milletini tanımamaktır. Dahası, düşünülen neticeyi de vermez. Biz neden yıllardır "Kürt meselesi yoktur" diyoruz?Her ne kadar siyasiler Kürt meselesini sorun haline getirmişlerse de esasen hiçbir konuda ayrılık yoktur. Kürt Kürt olduğu için, Türk de Türk olduğu için bir kavgaya girmemişlerdir.Herkesin kardeş olduğu böyle bir ülkede 'maneviyatı, kültürü, siyaseti bir olan bu millette ayrılık vardır, bunu anayasal kurallarla temin edelim' diye düşünmek toplumu akışının dışına çıkarmaktır.Kürt kardeşlerimiz Türk'ün atılgan ve kara gözlü olanıdır. Aralarında olan huy ve davranış farkıdır.Bugün toplumun derdi, aş ve iştir. "Karnımı doyurun, eğitimimi sağlayın, sağlık hizmetlerimi temin edin" demektedir.Etnik ayrımcılık hesabı bulunmamaktadır. Asırlar boyu birbirini kardeş eden bu millet 'ayrıdır' şeklinde dedikodu ile ayrıma tabi tutmak bu millete karşı yapılacak en büyük ihanettir.Kürt ile Türk'ün dost ve kardeş olması inancının gereğidir.Acaba bugüne kadar farklı görüş beyan eden siyasetin endişesi nedir ki bir anda bu noktaya gelinmiştir?
Editörün Seçtikleri