info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Savaş kimin işine yarar?
18/09/2001 Köşe Yazısı 101
ABD Başkanı Bush Afganistan'a gerçekleştirilecek harekâta az bir zaman kala, Washington'da yaptığı konuşmada "Terörizme karşı bu Haçlı Seferi, bu savaş zaman alacaktır. Amerikalılar sabırlı olmalıdır" ifadelerini kullandı.

Öte yandan Afganistan'daki Taliban yönetimi ABD'nin kendilerine saldırması halinde "cihat ilan edeceklerini" açıkladı. Bu noktada "Acaba yıllarca sürecek bir savaş ortamından kim kârlı çıkacaktır?" sorusuna cevap aramak, saldırının gerçek failleri hakkında bir fikir edinmek bakımından önemlidir.

Şüphesiz "yıllarca sürmesi muhtemel bir savaş" ABD'deki silah tüccarlarının ve "satış"tan para kazanan grupların işine gelmektedir. Bilindiği gibi ABD'de uzun zamandır bir barış ortamı mevcuttur. Körfez Savaşı ile Bağdat'ın bombalanması gibi kısa süreli çatışma hadiseleri yaşanmıştır. Ancak Amerika'da "savaş ekonomisi" ve "silah ticaretiyle" ayakta duran bazı kimseler, geniş çaplı ve uzun süreli bir savaş ortamı istemektedirler. Bu senaryo onların işine gelmektedir. ABD'de yaşanan terörist saldırıyı da bu çerçeveden değerlendirmek lazımdır. Bütün istihbarat birimlerini, haberleşme sistemini aşan "içeriden alınan üst seviyede bir destekle" gerçekleştirildiği kesin olan ve tam bir profesyonellik gerektiren bu saldırının, savaş ekonomisiyle ayakta duran silah tüccarları tarafından düzenlenmiş olma ihtimali asla göz ardı edilmemelidir. Zira ABD'nin bir savaşa girmesi en çok bu zevatın işine gelecektir.

Bugün ise ABD, Bin Laden'i gerekçe göstererek, Afganistan'a müdahalenin eşiğindedir. Ve yapılacak olan bu saldırı bir Haçlı Seferi olarak nitelendirilmektedir. Bu anlayış ABD'de yaşayan 7 milyon Müslümanı çok zor bir duruma soktuğu gibi, bütün bir İslam alemini de zan altında bırakmaktadır. ABD gibi süper bir gücün, saldırıyı gerçekleştirdiği kesin delillerle ortaya konmamış olan Bin Laden'i ve Arap asıllı bir takım kimseleri -ki bu isimlerden FBI ve CIA dahi emin değildir- gerekçe göstererek, Müslümanları ve sivil halkı hedef alması "adil" ve "mantıklı" bir yaklaşım tarzı değildir, "Süper gücün" yapması gereken saldırıyı gerçekleştirmesi muhtemel bütün devlet ve grupları, hiç birini göz ardı etmeden araştırmak ve "hakiki" faili bulmak için, ciddi olarak "çalışmak"tır.

Aksi halde yaşanan "prestij kaybının" telafisi ve halkın tepkisinin önüne geçilmesi için, alelacele bir takım "suçlular" belirleyerek, bunlarla beraber masum Müslüman halkların üzerine gitmek şüphesiz ABD'nin uluslararası kamuoyunda ciddi puan kaybetmesine sebep olacaktır.