Tek taraflı bağımsızlığını ilan ederek Ukrayna'dan ayrılan ve Rusya'ya bağlanma kararı alan Kırım, Batılı devletler ile Rusya'yı karşı karşıya getirdi. Gözlemcilerin eşliğinde ve demokratik bir ortamda gerçekleşen seçimlerin üzerinden aylar geçmesine rağmen, Batı halen Rusya'nın Kırım'ı ilhak ettiğinden bahsediyor. Malum Batı için demokrasi; işgal, kan, kaynakların paylaşımı demektir. Bundan farklı bir şekilde, halkların gelecekleri konusunda özgür iradeleri ile verdikleri kararlar ise demokratik bir mana ifade etmemekte?   Öyle ki, Avrupa devletleri Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasının ardından, enerji ve finans sektöründe bir dizi yaptırıma gittiler. Rusya'yı etkilemeyen gelişmeler karşısında Devlet Başkanı Putin, yaptırım kararlarının yerli üretimi teşvik edeceğini ifade etti. Bu kararlara Rusya'dan misilleme ise gecikmedi.    AB, ABD, Norveç ve Kanada'dan gıda ürünleri alımını bir yıl süreyle yasakladı. Şu anda et, tavuk, peynir, sebze, meyve gibi gıda ürünlerinin alımı yasaklanmış durumda.  Moskova'da yayınlanan Vedomosti adlı ekonomi gazetesinin üst düzey Rus yetkililere dayandırarak verdiği haberinde, 'gıda ürünleri ithalatının yasaklanması sonrası sıra otomobile gelebilir' deniliyor. Rusya'nın Avrupa'dan tarım ürünleri alma konusunda getirdiği kısıtlama herhalde en çok bizlere yarayacak. İlk temaslarımızın 2005 yılındaki Milli Ekonomi Modeli (MEM) Kongresi vesilesiyle başladığı Rus dostlarımız vasıtasıyla bugün Rusya Federasyonu'yla geldiğimiz nokta, devlet düzeyinde bir mutabakata varmamızdır. 2013 yılının Mart ayından itibaren MEM, Rus Duması'nda kanunlaşarak uygulanmaktadır. Aynı yılın Kasım ayında Lefkoşa'da gerçekleştirdiğimiz MEM Kongresi'nde KKTC'nin tarım ürünlerini Rusya'ya pazarlama konusunda Rus devleti ile anlaşmıştık. Bu KKTC için dünyada tanınması adına atılan ilk ciddi adımdı. Türkiye açısından da mutabakat sonrası önemli girişimlerimiz oldu.  İstanbul'da Haziran ayında Rusya Liberal Demokrat Parti (LDPR) ile vardığımız mutabakatın bir maddesi ticari ilişkilerin geliştirilmesiydi. Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu'nun da katıldığı merasimle attığımız imzalar, Türkiye'de Meclis'te dahi bulunmayan BTP'nin Rusya devleti ile yaptığı bir anlaşmadır, Türkiye ve Rusya ilişkilerinde yeni bir dönemdir. Aracılığımızla başlayacak tarım ürünleri ihracatıyla Türkiye, kendine uzaklarda pazar aramak zorunda kalmayacak, çiftçimiz de ürününü para etmiyor gerekçesiyle sokağa dökmeyecektir. Ortak paydamız MEM etrafında gelişen dostluklarımız, bizden fikir aldıkları sahalardaki uygulamalarının Rusya'yı ayağa kaldırması, bu devletin bendenize olan güvenini sağlamlaştırmıştır. Yakın tarihte fiiliyata dökülecek ticari ilişkilerimiz, barış yanlısı Rusya'nın tarım ürünleri ihtiyacını karşılarken, Türkiye'deki çiftçimize de arayıp da bulamadığı büyük ve devamlı bir pazar imkânı sunacaktır.