info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Ramazan'ı fırsat bilmek
23/11/2001 Köşe Yazısı 83
Af ve mağfiret kapılarının ardına kadar açık olduğu Mübarek Ramazan günlerinin manevî iklimini yaşamaktayız. Bu mübarek ayda yerine getirdiğimiz oruç ibadeti nefislerimizi tezkiye etmenin yanında, düşkünün, açın ve yoksulun halini anlamamız içinde güzel bir vesiledir. Bu sebepten olacak ki dinimizde zekât ve sadakanın Ramazan ayı içinde verilmesi teşvik edilmiştir.

Bilindiği gibi İslâm'ın beş şartından biri olan zekât, büyük bir ibadettir. Allah-ü Teala, "Namazı kılın ve zekâtı verin" (Bakara: 110) buyurmuştur. Bu ayetten anlaşıldığı üzere zekât, namaz derecesinde öneme haizdir. Hür ve zengin olan her müslümana farz olan zekât, ödeme hususunda çabuk davranılması ve zekâtın Ramazan ayı içinde dağıtılması da efdaldir. Zira Muharrem, Ramazan-ı Şerif gibi hürmet edilen ayların seçilmesi, zekât ibadetinin ecir ve mükâfatının da çoğalmasına vesile olur.

Peygamber Efendimiz, Ramazan ayında eline geçeni dağıtırdı. Ashab-ı Kiram'ın ifadesiyle bu hususta "bir yel gibi"ydi. Peygamberimiz aynı zamanda fakirin incinmemesi için verilen sadakanın gizli tutulmasını teşvik etmiş ve "üç şey iyilik hazinelerindendir. Bunlardan birisi de verdiği sadakayı gizlemektir" buyurmuştur.

Sadaka, zekât, hâyır, hasenat vb. ibadetleri usullerine riayet ederek, on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif'in içinde yerine getirmeye gayret etmeli; aynı zamanda zekât ve sadakanın cimrilikten temizlenmek ve Allah'ın rızasını kazanmak için birer vesile olduğunu iyi bilmeliyiz.