info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Hz. Hüseyin'in yüzüne bakabilmek
06/11/2013 Köşe Yazısı 119
Elini kaldırıp yine Rabia işareti yaptı Sayın Başbakan. Ve ekledi, "Maalesef insanlık Kerbela'yı Hz. Hüseyin'i anlayamamıştır."Rabia işaretinin, zulmün karşısında direnişi gösterdiği iddia edilse de baş parmağın içeri alınıp dört parmağın gösterilmesi ile ortaya çıkan bu şekil, dört halife döneminden sonraki Emevi devletini anlatır.Emevi zihniyeti ise, Resulullah'ın "oğlum" dediği İmam Hüseyin Efendimizi, Allah'ın rızasını kazanacaklar umudu ile kandırdığı Müslümanlara öldürten zihniyettir.Hakkın batıl ile örtüldüğü, yanlışın yalanlar ile gizlendiği dönemler gördü İslam tarihi.Gadir-i Hum günü hilafeti ilan edilen, 120 bin sahabenin duyduğu vasi tayininin 3 ay sonra unutulmasına şahit oldu.Resulullah'ın Ehl-i Beyt'im dediği, Hz. Fatıma'nın Hz. Ali'nin, Hz. Hasan'ın ve Hz. Hüseyin'in ümmetin nazarında yok sayıldığı günlerden geçti.İşte, İmam Ali Efendimizin velayetinin unutturulması bir Emevi zihniyetidir.İşte, Ehl-i Beyt'in gizlenmesi bir Emevi zihniyetidir.İşte, camilerden Hz. Ali'ye küfredilmesi bir Emevi zihniyetidir. Ve masum imamları koltuk elden gidecek kaygısı ile hapislerde süründüren, can endişesi içinde yaşatan da bir Emevi zihniyetidir.Hz. Hüseyin Efendimizi, 70'e yakın ok ve kılıç darbesi ile şehit ettikten sonra, O'nun mübarek vücudunu çırılçıplak bırakan, başını gövdesinden ayıran, mızrağa takan ve bedenini atlara çiğneten de Emevi zihniyetidir.Dini, halifelik koltuğu uğruna kullanan zihniyetin ta kendisidir, Emeviler. Sayın Başbakan bu Emevi zihniyetini hatırlatan işareti yaparken, mazlumun yanında olmazsa Hz. Hüseyin'in yüzüne bakamayacağından bahsetti. Üstelik kadrosundakiler, "Biz Yezid'in  yanındayız" derken?Hz. Hüseyin'den bahsederken dahi, O'nu katledenlerin işaretini yaparken nasıl samimi bulunabilir?Evet, Hz. Hüseyin mazlumdu. Çünkü 72 yareni ile çıktığı yolculukta, öleceğini bile bile Yezid'in 30 bin kişilik ordusu ile savaşmış, kanını yanlışları ikaz için esirgememiştir.Üstelik O'nun kanı, sadece Yezid gibi din ile alakası olmayan bir kişinin iktidarına kıyam değil, Sakife ile başlayan sapmayı durdurmanın tek yolu olmuştur.Şahadete yürüyeceği günün sabahında karşısındaki Yezid ordusuna bir konuşma ile Ehl-i Beyt'in önemini ve onlara itaati anlatmıştır.Bu konuşmanın netice vermeyeceğini gören İmam şu duayı buyurmuştur:"Allah'ım! Biz Peygamberin (sav) Ehl-i Beyt'i, O'nun torunları ve yakınlarıyız. Allah'ım! Bize zulmeden ve hakkımızı gasp eden kimseleri zelil ve mahvet." (Maktel-i Harezmi, c.1, sayfa 249)Mazlum olan hakkı gasp edilen Ehl-i Beyt'tir.Bugünün mazlumları da tek suçları Hz. Ali'yi, Hz. Fatıma'yı, Hz. Hasan'ı ve Hz. Hüseyin'i sevmek olan Alevi kardeşlerimizdir.Çünkü onlar tarihte Emevi zihniyetinin devamı olan çevrelerce, haklarından mahrum edildiler, sürgün edildiler ve katliamlara tabi tutuldular.  İslam âleminin yumuşak karnı Şii-Sünni ayrılığı gündem edildikçe, Müslüman dünya kendini kendi kanında boğmaya mahkûm edildi. Sivas, Çorum ve Maraş katliamları halen hafızalardadır.İmam Hüseyin'i şehit edenlerle, O'nun izinden gidenlere eziyet edenlerin bizce farkı yoktur. Hz. Hüseyin'in yüzüne bakabilmek, işte bu acı akıbetin devamını günümüzde yaşayan kardeşlerimize sahip çıkmakla olabilir.Azınlıkların mabetlerini ibadethane kabul ederken, Alevilerin Cemevini bu dairenin dışında bırakmak, onlara yaklaşımda samimi bulunmamaktadır.Ya da 3'üncü köprünün adını Alevi kıyımı yapan Yavuz'un adını koymak?  Açıklanan beyanlar yapılanları, Alevileri kimliğinden uzaklaştırıp, asimile etmek olarak değerlendirilmiştir.     Hz. Hüseyin Efendimizin yüzüne bakabilmek, Ehl-i Beyt'i sevmekle ve Ehl-i Beyt'i sevenlere sahip çıkmakla olabilir.Bu sahip çıkış kendini icraatlar ile onlara haklarını vermekle, öteki değil, bizden muamelesi yapmakla gösterecektir.Hz. Hüseyin'in yüzüne de ancak bu şekilde bakılabilir?
Editörün Seçtikleri