info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Parlamenter sistem
16/07/2012 Köşe Yazısı 105
Dünkü yazımızda sıkça konuşulmaya başlayan yarı başkanlık sistemi hakkında bilgiler vermiştik. Fransa ve Finlandiya’da uygulanan yarı başkanlık sisteminin bizce en büyük sakıncası cumhurbaşkanına verilen yasa çıkarmayı da kapsayan geniş yetkilerdir.
Bugün ise bizim de uyguladığımız ve değişmesinden bahsedilen “parlamenter sistemi” genel hatlarıyla inceleyeceğiz zira uygulamada ülkeden ülkeye farklılıklar görülebilir.
İngiltere’de 1707 yılında ilk örneğini gördüğümüz parlamenter sistem, Türkiye dâhil 43 ülkede tek parlamentolu ve 33 ülkede ise çift meclisli yani “meclis ve senato” şeklinde uygulanmaktadır.
Bu sistemde temsili demokrasinin vazgeçilmezi olan siyasi partiler temel unsurdur.
Her sistemin faydaları veya sisteme yönelik eleştiriler olabilir. Önemli olan devlet yapılanması içinde yönetime bireylerin ne kadar dâhil olabileceğidir.
Buradan hareketle çeşitli etnik gurupların, ırkların veya ideolojilerin hâkim olduğu toplumlarda parlamenter rejim daha iyi neticeler vermektedir.
Çünkü parlamenter rejim, sağ ve sol yelpaze içinde birbirinden farklı görüşler istikametinde kurulmuş partilerin mecliste temsil edilmesine imkân tanır.
Daha fazla katılım, mecliste çok seslilik demektir.
Çok partili hayatı uygulatan bu rejim de seçmen bireye değil, partiye oy vermektedir.
Bu sistemin eleştirilen yönlerinden biridir.
Bahsi geçen yarı başkanlık sisteminde ise Fransa örneğinde gördüğümüz gibi çok sayıda siyasi parti cumhurbaşkanlığı seçimlerine iştirak etse de 2. tura en çok oyu alan iki aday katılabilir. Diğer partilerin adaylarının bu tura katılma şansı yoktur.
Yine parlamenter sistemde seçmen, belli süreler için kendisi adına harekete edecek vekilleri meclise taşır. Vekillerde meclis içinden cumhurbaşkanını seçer.
Halk tarafından seçilmeyen cumhurbaşkanı genelde sembolik yetkilere sahiptir.
Cumhurbaşkanı, seçim sonuçlarını ve teamülleri dikkate alarak hükümeti görevlendirir.
Hükümetin parlamentodan güvenoyu alması gerekmektedir.
Yasama, yürütme ve yargı olarak ifade edilebilecek devlet oluşumunda bunların birbirinin etkisinde kalmadan hareket edebilmesi esastır.
Başkanlık sisteminde bir şahsın elinde toplanan yürütme erki, bakanlar kurulunun oluşumunda da tek iradedir.
Parlamenter rejimde ise başkanlıkta veya yarı başkanlıkta yaşanan “tek elde otoriterleşme” ihtimali çok zayıftır.
Sisteme getirilen en büyük eleştiri istikrarsızlığa sebep olabilecek koalisyon hükümetleridir. Zira koalisyon halinde yürütme ve yasamanın kilitlenmesi gündeme gelebilmektedir.
Bu yazımızda parlamenter sistemi anlattık. “Yarı başkanlık mı, başkanlık mı, parlamenter sistem mi?” sorusunun cevabını gerekirse başka bir makalede ele alacağız.
Editörün Seçtikleri