Nereden çıktı bu tampon bölge?
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, geçtiğimiz hafta IŞİD'in petrol sattığı ülkelerden birinin Türkiye olduğunu açıklamıştı. ABD Senatosu'ndaki IŞİD oturumunda Türkiye bahsinin gizli olarak devam etmesi dünya kamuoyuna "Türk halkı konu hakkında hassas olduğu için hükümetin IŞİD'a olan desteği açıklanmadı" şeklinde yansıdı. Bu gelişmenin ardından Suriyeli Kürtler Suriye sınırından Türkiye'ye giriş yapmaya başladı ve ardından Erdoğan başkanlığındaki güvenlik zirvesinde 'tampon bölge' gündeme geldi. Aktardığımız tabloya göre, "Türkiye'de 'ABD istiyor' diye hayata geçirilen icraatların en yenisi Suriye'de açılması konuşulan tampon bölgedir" desek yanlış olmaz. Üstelik AKP mesuliyeti BM'ye atmış durumda. Zirvede 'tampon bölge' için BM kararının beklenmesi sonucuna da varıldı. Genelkurmay Başkanlığı tampon bölge oluşturulması için harekat planlamasına başladı bile. Hangi gerekçe ile ve ne için dahil edildiğimiz halen izah edilemeyen Suriye işgali, Rusya'nın araya girmesi ile engellenmişti. Şimdi ise Suriye'de tampon bölge ile ikinci bir Suriye harekatının ilk adımı atılıyor olabilir. Maalesef Türkiye yine müdahil edilmiş durumda. Pazartesi günü Yeni Mesaj gazetesinde yayınlanan makalemizde Suriye'den sınırlarımıza geçiş yapan Kürtlerin Türkiye'ye girişlerine dikkatleri çekerek şöyle demiştik: "İnsanın aklına, savaştan kaçma bahanesi ile yurda meşru yollardan giren Kürtler, burada eğitilecek mi sorusu gelmiyor değil. Yoksa Suriye işgali, Türkiye'de eğitilen ve belki de zaman içinde sınırın Suriye tarafındaki PYD güçleriyle birleşerek düzenli orduya dönüşecek Kürt ordusu ile mi gerçekleştirilecek sorusu takılıyor." Hakikaten oluşturulacak tampon bölge, rahatlıkla ülkemizde eğitilen Kürtlerle sınır ötesinde buluşacak güçlerin karargâhı haline getirilebilir. ABD'nin BOP çerçevesinde Suriye üzerindeki işgal planı devam ettiği düşünüldüğünde bu coğrafya da tampon bölge ilan edilmesi işini kolaylaştıracaktır. Ancak Suriye'ye zarar gelmesine müsaade etmeyen Rusya yine set olursa zararlı çıkacak olan Türkiye'dir. Güneydoğu'muzda 30 yıldır patlamaya hazır bir saatli bomba bizi tehdit ederken; bunu yok farz ederek yeni gelişmelere göre yola beraber çıkmayı düşünmek izahı mümkün olmayan bir tavırdır. Yıllardan beri kendi insanına dahi kan kusturanlar ABD'nin basit bir oyunuyla beraber bugün kahraman edasıyla anılmaktalar. Bölgede IŞİD'a karşı PKK'nın gösterdiği savunma duruşuna destek vermemizin gereği pek çok ağızdan dillendirilmektedir. Hatta silah verilmesi dahi konuşulmuştur. Yaşadığımız hal, 'ölümle korkut, sıtmaya razı et'ten başka bir şey değildir. Tüm bu olanlar milletin basiretinin körelmesinden veya yok olmasından kaynaklanmaktadır. Bu oyunlar açık açık sergilenirken partizanlıkla vahamete göz yumanların Allah'a hesap vermesi sizce mümkün olacak mıdır? Bu coğrafyada yaşamalarına izin verilecek midir? Türkiye neyin peşinde, ne yapmak istiyor? Anlayana aşk olsun?
Editörün Seçtikleri