Ne için 'değerli yalnızlık'?
İzlenen dış politika ile Türkiye'nin dünya nezdinde tek bir dostunun kalmaması, işin mahiyetinin anlaşılmaması için 'değerli yalnızlık' olarak ifade edilse de, Türkiye gerçekten yapayalnız kaldı. Suriye meselesinin ortaya atıldığı günlerde Türkiye'nin Sünni dünyanın başı olarak, "Yeni Osmanlıcılık hareketi" ile sahneye çıkarıldığından, 57 İslam ülkesi arasında Sünnilerin hamisi sıfatıyla bir etkisi olabileceğinden bahsetmiştik. ABD'nin Türkiye'yi BOP'ta eş başkanlığa getirmesinin bir nedeni de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Türkî Cumhuriyetler'de ve Arap İslam devletlerinde sahip olduğu "abi" pozisyonundan yararlanmaktı. Aradan üç yıla yakın bir süre geçti ve aynı konuyu ele alırken, maalesef Türkiye'nin sıfırlanan prestijinden, devletin başbakanının uluslararası arenada dikkate alınmayan çıkışlarından bahsediyoruz. Acı bir durum bu. 'Değerli yalnızlık' ciddi bir itibar kaybı yaptı. Somali'de Türk büyükelçiliğine saldırı düzenlendi; Musul'da Türk Başkonsolosu hedef alındı. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü basın açıklamasında, Türkiye'ye "sabrımız tükenmek üzere" ikazını yapabildi.Üstelik 'değerli yalnızlık' olarak kamufle edilmeye çalışılan bu hal, bugün Batı basınında da yer alan şekliyle tutarsız bir siyaset anlayışı şeklinde tezahür etmektedir. Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt, Erdoğan'ın dış politikasının 'anlık ve tutarsız' olduğunun altını çizdi. Başbakan Siirt Günleri etkinliğinde yaptığı konuşmada, bir aylık Suriye mesaisini şöyle anlattı: "Son bir ay içinde Fransa, Almanya, Yunanistan, Rusya, İngiltere, Malezya, Katar, İtalya, Pakistan, Hollanda, Danimarka, Endonezya liderleri ile ve BM Genel Sekreteri ile telefon görüşmeleri yaparak Suriye'deki durumun ciddiyetini ve derhal bir adım atılmasının gereğini kendilerine ilettik." Ne elde edildi, koca bir 'değerli yalnızlık'? Kimse tarafından ciddiye alınmayan çağrılar zinciri? 30 Ağustos resepsiyonunda ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin açıklamalarına göre G-20 öncesi müdahale olur öngörüsünde bulundu Başbakan. "Müdahale bir iki günlük değil, rejim çekilene kadar olmalı" diye de yineledi. Aynı anlarda Rusya'nın kararlı tavrı neticesinde İngiltere koalisyondan çekildi, Fransa geri adım attı, projenin mimarı ABD dahi müdahaleyi Kongre'ye havale ederek askıya aldı. Bizim Başbakan'ın öngörüsü yine 'değerli yalnızlığa' dönüştü! Rusya Lideri Putin ile G-20 zirvesinde bir araya geleceklerini beyan ettiğinde ise, Rusya'dan gelen resmi açıklamada, Türk Başbakan ile birkaç dakikalık selamlamanın dışında bir görüşmenin gerçekleşmeyeceği bildirildi. Obama, Suriye'deki karmaşayı bir mezhep savaşı şeklinde nitelemekle beraber, "Oradaki mezhep sorununu biz çözemeyiz, bizim olmayan bir savaşa giremeyiz" diyerek Suriye meselesinde ısrarcı Türkiye'yi 'değerli yalnızlığa' itiverdi? Başbakan, kimyasal olmadığı yönündeki BM kararının ardından "kimyasal silah bulunmadı diye niye vazgeçiyorlar, kimyasal bulunmadıysa da yüz binlerce insan ölmedi mi?" diyerek bir 'değerli yalnızlık' tespitinde daha bulundular. İnsanın aklına 'değerli yalnızlık'taki bu ısrar neyin karşılığı diye sormak geliyor. Rusya'nın tavrı Batıyı dize getirmiş ve Suriye'ye silahlı müdahale geri adım attırmışken; Türk halkı müdahaleyi istemezken, siyasetin tek başına devam eden yalnızlık siyaseti sizce hangi görüşe hizmet için olabilir?
Editörün Seçtikleri