info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Medine’deyiz
16/08/2012 Köşe Yazısı 96
Peygamber şehri Medine’deyiz. Hz. Resul’ün misafirleriyiz.
Hz. Fatıma’nın (as), İmam Hasan’ın (as), İmam Zeynelabidin’in (as), İmam Musa Kazım’ın (as), İmam Muhammed Bakır’ın (as), Hz. Ebubekir’in, Hz. Ömer’in, Hz. Osman’ın ve pek çok sahabenin konuklarıyız.
Dil, millet ayrımı olmadan sadece tevhid inancında, Hz. Resul aşkında buluşanlar Mescid-i Nebevi’yi dolduruyor.
Ağzı oruçlu müminler, Ravza’nın bahçesinde hazırlanan büyük sofralarda, kimin getirip bıraktığını bilmediği hurma ve zemzem ile iftar ediyor.
Burada bir hurma ve bir yudum zemzem insanı doyuruyor. Aslında onları doyuran bu birkaç lokma da değil, feyiz, muhabbet, İslam Peygamberi’nin misafirleri olmanın verdiği şeref...
Gelenler bilirler, huzur şehridir Medine…
Birbirlerini gönül dili ile anlayan Müslümanlar, İslam kardeşliğinin, tevhid akidesinin gönüllerden hayata yansıyan en güzel örneğini yaşarlar.
Burada Türkler, Endonezyalılar, Özbekistanlılar, Hindular, İranlılar, Iraklılar vs. dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanlar kardeş...
İslam aleminde günümüz kavgalarının nedeni olan ayrım, Hz. Resul’ün misafirleri arasında görülmüyor.
Demek ki, bizim baştan beri ifade ettiğimiz, “Müslümanlar kardeştir, ayrım dış kaynaklıdır” görüşümüz doğrudur.
Nasıl ki, Mescid-i Nebevi’de, bir milletten olan Müslüman diğer milletten olana karışmıyorsa -ki İslam akaidi de bunu gerektirmektedir- ülkelerine döndüklerinde de aynı saygıyı ve hürmeti din kardeşine göstermesi gerekir.
Bu saygı ve hürmet, mübarek Ramazan ayında dahi yanı başında akan kana ve devam eden zulme müsamahalı bakmayı da engelleyecektir.
Hz. Peygamber’in Mekkeli Muhacirler ile Medineli Ensarı kardeş etmesi, İslam aleminin adeta bugün yaşadığı bölücü fitneler içindir.
İdeolojik gerekçelerle kamplaşma veya sırf diğerine iyi görünmek için kardeşini yok sayma, Hz. Resul’ün hayatında söz konusu olmamıştır.
İnançların savaşı kıyamete kadar devam edecektir.
Hak ve batıl mücadelesinde, büyük İslam alemi bir olmak zorundadır.
Biz burada yüzlerce farklı milletten din kardeşimizle omuz omuza, yan yana kıldığımız teravih namazlarında; İslam Peygamberi’nin makamında bunun başarılabildiğini gördük.
Hz. Peygamber’in biz Müslümanlardan beklediği de birbirimize sahip çıkan bu görüntüdür.
Bu halin memleketlerine döndüğünde her mümin için devam etmesi, ahir zaman fitnelerinden korunmamız için gereklidir.