Kutlu Doğum Haftası
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamberimizin (sav) dünyaya teşriflerinin sene-i devriyesini kutluyoruz.
Resulullah (sav), eşi benzeri olmayan Cenab-ı Hakk’ın (cc) tevhidini, bir olduğunu, O’ndan başka mabud bulunmadığını ancak ona kulluk edileceğini bütün insanlığa tebliğ etmiş ve Müslümanların da bir ve beraber olmasını ve O’nun ipine sımsıkı sarılmasını buyurmuştur.
Hem Cenab-ı Hakk’ın (cc) bir olduğunu tebliğ etmiş hem de Ümmet-i Muhammed’in tefrikaya düşmemelerini, ancak Müslümanların kardeş olduğunu beyan etmiştir.
Günümüzde çeşitli hile ve desiselerle parçalara bölünen İslam âleminin, Resulullah’ın (sav) gösterdiği tevhid ve kardeşlik yoluna, bir ve beraber olmaya, bütün nifak unsurlarından uzaklaşıp, bir bilek ve bir yürek olmaya ihtiyacı vardır.
Günümüzde ümmetin asıl meselesi tevhid olması gerekirken bazı çevrelerde İslam’ın ve Müslümanların dertleri unutulmuş, teslis âlemi ile yani Yahudi ve Hıristiyanlar ile kardeş olmanın yolları aranmaya ve hatta onların cennetlik olduğunun seferberliğine girişilmiştir.
İslam’dan nasibi olan hiçbir müminin böyle bir yola sapması ve bir mümini saptırması asla mümkün değildir.
Nitekim Cenab-ı Peygamber Efendimiz Necran Hıristiyanlarına İslam’ı tebliğ ederken “gelin Müslüman olun” dediğinde, “ya Muhammed biz de Müslümanız” cevabını vermişlerdir.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Hayır, siz şu gerekçeler ile Müslüman değilsiniz;
1- Haça tapıyorsunuz
2- İsa’ya Allah’ın oğlu diyorsunuz
3-Domuz eti yiyorsunuz. Bu sebeple siz Müslüman değilsiniz” buyurmuşlardır.
Bunun ardından Necran Hıristiyanları ısrar ettiği için de Cenab-ı Hakk (cc) Mübahale ayetini, Al-i İmran 61. ayeti indirmiştir.
O gün Peygamberin yanında Ehl-i Beyt’i gören yani Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i gören Necranlılar korkmuşlar, lanetleşmekten vazgeçmişler ve cizye vererek ayrılmayı tercih etmişlerdir.
İslam’da Hıristiyan’ın ve Yahudi’nin durumu ayetlerle ortadadır.
Burada yapılması gereken farklı dinlere mensup olanları kardeş ilan edip, yanlış bir yola sapmak değil, onlara da bu konuda peygamberi tanıtarak yardımcı olmaktır.
Müslümanların birlik ve beraberliğine azami gayretimiz ile yardımcı olmalıyız.
Yapılması gereken husus budur.
Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığımızın organize ettiği “Kutlu Doğum Haftası” münasebeti ile yapılan programda bunu açık ve net olarak görmekteyiz.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in yaptığı değerli konuşmasından da bunu anlamaktayız.
Bugün ümmetin ihtiyacı olduğu konu budur. Hep beraber el ele verip bu yolda gayret etmeli, çalışmalı, Ümmet-i Muhammed’in tevhidini ayakta tutmalıyız.
Ne güzeldir bu yolda çalışanlar, bu yolda olanlarla beraber olanlar…
Yaptığı çalışmalar ile Kutlu Doğum Haftasını ihya eden Diyanet İşleri Başkanımızı tebrik ediyoruz.
Resulullah (sav), eşi benzeri olmayan Cenab-ı Hakk’ın (cc) tevhidini, bir olduğunu, O’ndan başka mabud bulunmadığını ancak ona kulluk edileceğini bütün insanlığa tebliğ etmiş ve Müslümanların da bir ve beraber olmasını ve O’nun ipine sımsıkı sarılmasını buyurmuştur.
Hem Cenab-ı Hakk’ın (cc) bir olduğunu tebliğ etmiş hem de Ümmet-i Muhammed’in tefrikaya düşmemelerini, ancak Müslümanların kardeş olduğunu beyan etmiştir.
Günümüzde çeşitli hile ve desiselerle parçalara bölünen İslam âleminin, Resulullah’ın (sav) gösterdiği tevhid ve kardeşlik yoluna, bir ve beraber olmaya, bütün nifak unsurlarından uzaklaşıp, bir bilek ve bir yürek olmaya ihtiyacı vardır.
Günümüzde ümmetin asıl meselesi tevhid olması gerekirken bazı çevrelerde İslam’ın ve Müslümanların dertleri unutulmuş, teslis âlemi ile yani Yahudi ve Hıristiyanlar ile kardeş olmanın yolları aranmaya ve hatta onların cennetlik olduğunun seferberliğine girişilmiştir.
İslam’dan nasibi olan hiçbir müminin böyle bir yola sapması ve bir mümini saptırması asla mümkün değildir.
Nitekim Cenab-ı Peygamber Efendimiz Necran Hıristiyanlarına İslam’ı tebliğ ederken “gelin Müslüman olun” dediğinde, “ya Muhammed biz de Müslümanız” cevabını vermişlerdir.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Hayır, siz şu gerekçeler ile Müslüman değilsiniz;
1- Haça tapıyorsunuz
2- İsa’ya Allah’ın oğlu diyorsunuz
3-Domuz eti yiyorsunuz. Bu sebeple siz Müslüman değilsiniz” buyurmuşlardır.
Bunun ardından Necran Hıristiyanları ısrar ettiği için de Cenab-ı Hakk (cc) Mübahale ayetini, Al-i İmran 61. ayeti indirmiştir.
O gün Peygamberin yanında Ehl-i Beyt’i gören yani Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i gören Necranlılar korkmuşlar, lanetleşmekten vazgeçmişler ve cizye vererek ayrılmayı tercih etmişlerdir.
İslam’da Hıristiyan’ın ve Yahudi’nin durumu ayetlerle ortadadır.
Burada yapılması gereken farklı dinlere mensup olanları kardeş ilan edip, yanlış bir yola sapmak değil, onlara da bu konuda peygamberi tanıtarak yardımcı olmaktır.
Müslümanların birlik ve beraberliğine azami gayretimiz ile yardımcı olmalıyız.
Yapılması gereken husus budur.
Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığımızın organize ettiği “Kutlu Doğum Haftası” münasebeti ile yapılan programda bunu açık ve net olarak görmekteyiz.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in yaptığı değerli konuşmasından da bunu anlamaktayız.
Bugün ümmetin ihtiyacı olduğu konu budur. Hep beraber el ele verip bu yolda gayret etmeli, çalışmalı, Ümmet-i Muhammed’in tevhidini ayakta tutmalıyız.
Ne güzeldir bu yolda çalışanlar, bu yolda olanlarla beraber olanlar…
Yaptığı çalışmalar ile Kutlu Doğum Haftasını ihya eden Diyanet İşleri Başkanımızı tebrik ediyoruz.
Editörün Seçtikleri