info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Kıbrıs'ta yeni müzakere süreci
13/02/2014 Köşe Yazısı 84
Birleşik Kıbrıs'a giden yol bir kez daha deneniyor.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile güneydeki Rum Kesimi arasında liderler seviyesinde devam eden görüşmeler, yaklaşık iki yıl önce dondurulmuştu.Bugün ise, Rum Kesimi'nin ön koşul olarak ileri sürdüğü ortak açıklama metninde mutabakata varılması üzerine masaya tekrar oturuldu.Mutabakat sağlanmasında etkili olan ana kelime "egemenlik." Metne, "Türk egemenliği" ifadesinin konulması, Türkleri görüşmeye ikna etti.Kıbrıslı Türkler, 74 Barış Harekâtı'ndan önce adada Rumlarla beraber yaşadıkları dönemde nelere maruz kaldıklarını ne de çabuk unuttular?Ya da küvette boğulan yavruları, akan kanı? Enosis idealinden asla vazgeçmeyen Rumları?Rumlar ön koşula bile "Türk egemenliği" yazmak için iki sene düşünmüşken, BM nezdindeki bu görüşmelerden Kıbrıs Türkleri için hayırlı bir netice çıkmasına imkân var mı acaba? KKTC yönetimi birleşik Kıbrıs formülünde egemenliğin ortak paylaşılmasını öneriyor. Rumlar ise adanın tek temsilcisi olma iddiasında kararlılar. Kapalı bölge Maraş'ın kendilerine verilmesi talebini de yineliyorlar.Böyle bir atmosferde, yani yine ortak bir payda olmadan başlayan yeni süreç ABD, Almanya ve Fransa'da memnuniyetle karşılandı.Görünen o ki, hakkımızda hayırlı rüya görmeyecek batının memnun olduğu bu yeni sayfa, geçmişten ders almayan Türk tarafı için yine sürünmek ve belki de ölüm getirecek?Akdeniz'deki güvencemiz Kıbrıs adası, bizim için anavatandır. Bu anavatan Türkiye tarafından da kaderine terk edilmiş gibi?74 harekâtı ile acılarını dindirdiğimiz ve bağımsızlıklarını hediye ettiğimiz Kıbrıslı Türkler, maalesef halen esaretin peşindeler.Kıbrıslı Türkler için huzur, refah ve sağlam bir gelecek ancak tam bağımsızlık ile sağlanabilir.Bunun yolu, egemenlik hakkınızın dahi olmayacağı birleşik Kıbrıs içinde asimile olmak değil; bayrağı, ordusu ve meclisi ile var olan Kıbrıs Türk devletini müdafaa ile sağlanacaktır.Şu anda oturulan müzakere masası, Kıbrıslı Türkleri ve devletlerini yutmak için hazırlanmış meşru bir kurtlar sofrasıdır.Kapalı bölge Maraş'ın istenmesi, limanların açılması talebinin yinelenmesi ve BM nezdindeki bu görüşmelere tekrar başlanması fikirlerinin, bizim adanın Türk tarafında gerçekleştirdiğimiz Milli Ekonomi Modeli (MEM) kongresinden sonra hız kazanması da dikkat çekicidir.Biz, ayakları üzerinde durabilen, dünya devletlerince varlığı tanınmış, kendi parası ile ticaret yapabilecek, Rusya'ya mal ihraç edecek güçte tam bağımsız bir Kıbrıs'ı, Kıbrıslı Türklere anlattık. Onları, hak adına Rumlarla müzakereden veya birleşik devletten başka bir ufka taşıdık.Bunun ilk ayağı olarak, Kıbrıs ürünlerine Rusya pazarını garanti ettik.Uyuyan Kıbrıs'ın uykudan uyanması, batıyı harekete geçirdi.Unutulmamalıdır ki, Kıbrıslı Türklerin bugünü ve yarını, sadece bağımsızlıklarını devam ettirmelerine bağlıdır.Türkiye'nin yapması gereken Kıbrıs Türk devletini dünya ülkelerine tanıtmasıdır. Yoksa bütün yollar akamete mahkûmdur?