İstikrarsızlık için dış güçlerin senaryolarına gerek var mı?
Bazı çevreler, delilleri ile ortaya dökülmeye başlayan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu için dış mihrakların Türkiye'deki istikrarı yıkma çalışması yorumunu yapmaktadır. Oysa bölgemizde yaşanan son gelişmeler, ülkemizin uluslararası arenada söz sahibi olduğu sahalardan kendi eliyle çekildiğini göstermektedir. Bu çekilme içteki istikrarı da etkileyen bir faktördür? Irak petrolleri konusu da bunlardan biridir. Merkezi hükümetin ikazlarına rağmen, Barzani ile petrol anlaşması yapan Türk hükümetine Irak'tan ciddi tepki geldi. Ak Parti Kongresinde, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları ile karşılanan Barzani, malum bir taraftan ülkemizdeki terörün bitmesi için barış sürecine dahil olurken, diğer yandan PKK'yı meşru güvenlik gücü ilân eden Suriyeli Kürt liderlerle işbirliğine yöneldi. Büyük Kürdistan'ın ilk ayağı olan Kuzey Irak yapılanmasında etkin isim olan Barzani, Suriye'de planlanan ikinci ayağın kurulmasına da destek olmakta. Kürdistan hayalinin üçüncü ayağının İran ve son durağın Türkiye olduğunu hatırlatalım. Bu çalışmalar içindeki Barzani ile Irak Anayasasına aykırı olarak petrol anlaşması yapan ve akışa başlamaya hazırlanan Türk hükümeti, bir manada gerek bütünlüğüne ve ekonomisine; gerekse Suriye'den sonra ikinci komşu krizine, yine kendi iradesi ile sebep olmaktadır. Yaşanan gelişmelerden sonra Irak Milli Petrol Şirketi (SOMO), Irak petrollerini dünya pazarları ile buluşturacak projelerinde değişiklik çalışmalarına başladığını açıkladı. Türkiye üzerinden 4 boru hattı geçirmek isteyen SOMO, şimdi 3'ü Suriye'den 2'si İsrail'den olmak üzere 5 boru hattı için projelerini revize ediyor. Buna göre 5 boru hattının yönü Türkiye devre dışı bırakılarak, İsrail'den ve Suriye'den yol alacak? Projenin 22 Ocak'ta gerçekleşecek Cenevre - 2 görüşmelerinden sonra hayata geçmesine kesin gözüyle bakılmaktadır. 3 yıldır işgaline çalıştığımız Suriye için rüzgâr tam manası ile tersine döndü. Rusya'nın tavrı Birleşik Devletleri de etkiledi ve Suriye masaya baştan kazanan taraf olarak oturuyor. Dünya petrol ticaretinin en önemli ayağı Irak, bize ciddi bir tepki koydu. Merkezi hükümeti değil de Türkiye'ye karşı tehlikeli planlar içindeki Barzani'yi tercih eden Türkiye, Irak kartını da kaybetmiş durumda. İşleri bu noktaya getiren Türk hükümet ise halen bakanı aracılığıyla "Türkiye olarak istikrar vaat ediyoruz. Anayasa'ya aykırı iş yapmayız. Irak'ın bütünlüğü hakkında farklı düşünmeyiz" diyebiliyor? Böyle işleyen bir düzende sizce, Türkiye'deki istikrarı etkilemek için dış güçlerin senaryolarına gerek var mı?
Editörün Seçtikleri