İslam dini Peygambersiz anlaşılamaz
Hz. Peygamberimizin (sav) dünyaya teşriflerinin sene-i devriyesini kutluyoruz.
Bu vesile ile bir araya gelinen pek çok meclis, Onun vasıflarını, özelliklerini anlatmakta. Ancak bugün İslam dini üzerinde gerçekleşen oyunlar dikkate alındığında, konuşulması gereken en önemli mesele İslam peygamberinin dindeki yeridir.
Zira çeşitli merasimlerle doğumu kutlansa da, bugün Hz. Peygambersiz bir din anlayışının hâkim kılınmaya çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz.
Bu dönem, Peygambere (sav) gerek yoktur, Kuran bize yeter diyenlerin milletimizin kafasını karıştırdığı bir dönemdir.
Dinimizin temeli olan tevhit akidesini beyan eden ve müminlerin kardeş olduğunu vurgulayan Hz. Resulullah (sav), bu şekilde İslam birliğini de temin etmişti.
Batının bugün Hz. Peygamberi devreden çıkarmaya yönelik çalışmalarının temelinde, kurulan İslam birliğinin Hz. Muhammedin (sav) şahsına olan bağlılıktan kaynaklandığını görmeleri gelmektedir.
Binlerce ajan misyonerin Müslüman coğrafyalarda 1700lü yıllardan itibaren başlattığı çalışmalar, peygambere olan inancı yıkarak, Hz. Muhammedsiz bir İslam inancı gündeme getirme faaliyetidir.
Oysa İslam, Cenab-ı Hakkın (cc) varlığına, birliğine ve Hz. Muhammedin (sav) peygamberliğine iman üzerine bina edilmiştir.
Yüce Allahın Kuran-ı Kerimde ayetlerle buyurdukları, Hz. Peygamberin şahsında somutlaşmaktadır.
Necm Suresinin 53. ayetinde beyan edildiği üzere O arzusuna göre konuşmaz. Onun bildikleri vahyedilenden başkası değildir.
Hz. Aişe validemize Resulullahın ahlakı sorulduğunda, Onun ahlakı Kurandır buyurmuştu.
Peygamberimizin hayatı Kurandır. Kuran ayetlerinin hayata geçmiş şekli, ayetlerin müşahhas halidir.
Ve sünnet diye buna denir.
Kısaca, sünnetin dışlanması ile Kuranın anlaşılmasına imkân yoktur.
Bugün bazı çevrelerin bilinçli olarak yaptıklarına kanarak, Hz. Peygamberi dışlayarak İslamın anlaşılması ve yaşanması imkânsızdır.
Siz, Resulullahı (sav) ve Onun eşsiz tevhit mücadelesini hatırlardan ve gönüllerden silerseniz, bugün yaşanılan üç hak din vardır; Yahudiler ve Hıristiyanlar da cennete girecektir batılına saparsınız.
İslamda Hıristiyanın ve Yahudinin durumu ayetlerle ortadadır.
Burada yapılması gereken farklı dinlere mensup olanları kardeş ilan edip yanlış bir yola sapmak değil, onlara da bu konuda peygamberi tanıtarak yardımcı olmaktır.
İslam kardeşliğinin esas manası, Müslümanın Müslüman ile kardeş olmasıdır.
Ne mutlu Hz. Peygamberin (sav) yaşadığı ve yaşattığı manada İslamı anlayan ve yaşayan Müslümanlara!
Bu vesile ile bir araya gelinen pek çok meclis, Onun vasıflarını, özelliklerini anlatmakta. Ancak bugün İslam dini üzerinde gerçekleşen oyunlar dikkate alındığında, konuşulması gereken en önemli mesele İslam peygamberinin dindeki yeridir.
Zira çeşitli merasimlerle doğumu kutlansa da, bugün Hz. Peygambersiz bir din anlayışının hâkim kılınmaya çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz.
Bu dönem, Peygambere (sav) gerek yoktur, Kuran bize yeter diyenlerin milletimizin kafasını karıştırdığı bir dönemdir.
Dinimizin temeli olan tevhit akidesini beyan eden ve müminlerin kardeş olduğunu vurgulayan Hz. Resulullah (sav), bu şekilde İslam birliğini de temin etmişti.
Batının bugün Hz. Peygamberi devreden çıkarmaya yönelik çalışmalarının temelinde, kurulan İslam birliğinin Hz. Muhammedin (sav) şahsına olan bağlılıktan kaynaklandığını görmeleri gelmektedir.
Binlerce ajan misyonerin Müslüman coğrafyalarda 1700lü yıllardan itibaren başlattığı çalışmalar, peygambere olan inancı yıkarak, Hz. Muhammedsiz bir İslam inancı gündeme getirme faaliyetidir.
Oysa İslam, Cenab-ı Hakkın (cc) varlığına, birliğine ve Hz. Muhammedin (sav) peygamberliğine iman üzerine bina edilmiştir.
Yüce Allahın Kuran-ı Kerimde ayetlerle buyurdukları, Hz. Peygamberin şahsında somutlaşmaktadır.
Necm Suresinin 53. ayetinde beyan edildiği üzere O arzusuna göre konuşmaz. Onun bildikleri vahyedilenden başkası değildir.
Hz. Aişe validemize Resulullahın ahlakı sorulduğunda, Onun ahlakı Kurandır buyurmuştu.
Peygamberimizin hayatı Kurandır. Kuran ayetlerinin hayata geçmiş şekli, ayetlerin müşahhas halidir.
Ve sünnet diye buna denir.
Kısaca, sünnetin dışlanması ile Kuranın anlaşılmasına imkân yoktur.
Bugün bazı çevrelerin bilinçli olarak yaptıklarına kanarak, Hz. Peygamberi dışlayarak İslamın anlaşılması ve yaşanması imkânsızdır.
Siz, Resulullahı (sav) ve Onun eşsiz tevhit mücadelesini hatırlardan ve gönüllerden silerseniz, bugün yaşanılan üç hak din vardır; Yahudiler ve Hıristiyanlar da cennete girecektir batılına saparsınız.
İslamda Hıristiyanın ve Yahudinin durumu ayetlerle ortadadır.
Burada yapılması gereken farklı dinlere mensup olanları kardeş ilan edip yanlış bir yola sapmak değil, onlara da bu konuda peygamberi tanıtarak yardımcı olmaktır.
İslam kardeşliğinin esas manası, Müslümanın Müslüman ile kardeş olmasıdır.
Ne mutlu Hz. Peygamberin (sav) yaşadığı ve yaşattığı manada İslamı anlayan ve yaşayan Müslümanlara!
Editörün Seçtikleri