Mübarek Ramazan ayı İslam âlemi için kan ve gözyaşının devam ettiği bir iklimde geçmekte.  IŞİD'in Irak ve Suriye'de yaptıkları, Allah-u Ekber nidaları ile sokaktan geçen halkı boğazlama görüntüleri iftar sonrası haberlerde uzun uzun yer alıyor. Geçmişte uydurduğu fetvalarla Alevilerin kanının akıtılmasını helal kabul eden hocaların günümüz uzantılarından aldıkları fetvalarla kendilerine İslami bir kılıf uyduran IŞİD, hilafetini de ilan etti. Eli kanlı örgüt; Irak, Suriye, Filistin ve Ürdün topraklarını içine alan bölgede bir devlet kurmanın hesabında... Bu toprakların Büyük İsrail'in kurulacağı coğrafya olduğunu da hatırlatmaya gerek yok. Cenab-ı Hakk ayet-i kerime de "Kim bir mümini kasten öldürürse, onun cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır" (Nisa Suresi, 4/ 93) buyurmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de haksız yere bir cana kıymanın haram olduğuyla ilgili pek çok ikaz mevcuttur. Maide suresinin 32. ayeti şöyledir: "Kim, bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir canı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir."  Hz. Peygamberimiz de aynı manada "Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslümanın öldürülmesine yardım ederse kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına 'Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur' diye yazılmış olarak getirilir" (İbn-i Mâce, Diyât 1) buyurmuştur. Enteresan olan Cenab-ı Hakk'ın ayetlerinde ve Hz. Peygamberin hadislerinde haksız yere cana kıymaktan men edilen Müslümanların bu vahşetlere kayıtsız kalmasıdır. Üç vatandaşının ölümünden Filistin'i sorumlu tutan İsrail, sahur ve iftar saatlerinde Filistinli Müslümanların üzerine bomba yağdırıyor. İslam dünyasından yine ses yok?  Hele Sünni dünyanın başı olmakla övünen Türkiye'nin hali içler acısı. Suriye konusunda izlediği yanlış politika ile İslam dünyasını küstüren Türkiye'nin El Kaide, El Nusra gibi terör örgütleriyle irtibatı dış basında sıklıkla yazılmıştı. Bugünse IŞİD'e sağladığı yardımlar konuşuluyor. Alman Focus dergisinin iddiasına göre, Suriye'de ve Irak'ta yaralanan militanlar Türkiye'de özel bir sağlık ekibi tarafından tedavi ediliyor. Aynı dergiye göre, teröristlerin malzeme ve teçhizatları sınır kentlerimizden sağlanıyor. Türkiye adı artık terör örgütleriyle beraber anılan bir ülke? Peki neden? Ülkemizdeki terörü halletmek için çözüm süreci denilen bir çözümsüzlüğü kabul ettirmeye çalışan siyasi irade, neden başka ülkelerin terörle kana bulanmasına göz yumuyor?   El Kaideli teröristlerin topraklarımızda serbestçe gezerek adam yaralama ve gasp eylemlerine karıştığı ortadayken, şimdi de IŞİD'i palazlaması Türkiye'yi büyük bir çıkmaza sokmaktadır. PKK ile masaya oturarak çözüm arayanlar; El Kaide ve IŞİD'le neler yapacaklar, kim bilir?