İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın
Yeni bir ders yılı başladı.
Bu sene okulla tanışacak miniklerimizin yaşı ile gündem edilen eğitim sistemimizde asıl mesele, yetiştirilecek küçüklere uygulanacak sistemin içeriğidir.
Eğitim konusu günümüzde özlenen ve ihtiyaç duyulan insanın yetiştirilmesi bakımından önemle ele alınmalıdır.
Kapitalizmin bencil ve egoist insan modelinin yerine, tüm insanlığa haklarını verecek ve onları koruyacak fertlerin yetiştirilmesi, milli eğitimin ana vazifesidir.
Aksi halde sadece kendi haklarının peşinden koşan bir bireyin, ileride devlet kademesinde yer aldığı bir yapılanmada haklara riayetten ve eşitlikten söz edilemez.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yılı aşkın bir süre dört kıtada hüküm sürebilmesinin sırrı, işte bu insanın yetiştirilmesidir. Yine birbirinden farklı onlarca milleti bir çatı altında ve kendinden razı olarak bir arada tutabilmesi, insanı tanıyabilmesi ve insan için devlet anlayışını hayata geçirebilmesi iledir.
Önce insan demek zorundayız. Özünde meknuz olan değerlerinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak bir eğitim vermeliyiz.
İrade ve akıl sahibi, kabiliyetleri olan ve doğuştan gelen haklara sahip olan insanın iradesini ve aklını yaradılış gayesi istikametinde yönlendirmek, kabiliyetleri istikametinde geliştirmeye mecburuz.
İnsana sahip olduğu hakları yaşatan devletler tarih sahnesinde varlıklarını sürdürebilirler.
Nasıl bir Türk genci modeli vermeliyiz?
Birlik ve beraberliği sağlayacak, devlet ve milletine bağlı bireylerin yetiştirilmesi vazgeçilmez esastır.
Türk milletine ait değerleri gençlerimize kazandırmalıyız. Elbette istenilen Batı taklidini modernleşme olarak algılayan özenti bir gençlik değildir.
Milletleri ayakta tutan harçlardan biri de milli kültürdür.
Tarih boyunca diğer devletlere kaynak ve örnek olmuş değerlerimiz hayat telakkisi olarak gençlerimize aktarılmalıdır.
Tarihimizin ve medeniyetimizin mirasıyla şekillenmiş Türk Milleti kimliği, tüm hakları kucaklayacak, devlet - millet birliğine zarar getirmeyecek bir anlayış ile verilmelidir. Medenileşmenin batılılaşma olmadığı şuuru ile hem çağdaş bilgiler ile teknoloji takip edilmeli, hem de bu teknoloji bizi biz yapan değerler üzerine bina edilmelidir.
Dedemiz Oğuz Kağan’ın dediği gibi, "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" mantığı ilköğretime başlanmasından itibaren şekillenecek gençliğimiz için çıkış noktası olmalıdır.
Bu sene okulla tanışacak miniklerimizin yaşı ile gündem edilen eğitim sistemimizde asıl mesele, yetiştirilecek küçüklere uygulanacak sistemin içeriğidir.
Eğitim konusu günümüzde özlenen ve ihtiyaç duyulan insanın yetiştirilmesi bakımından önemle ele alınmalıdır.
Kapitalizmin bencil ve egoist insan modelinin yerine, tüm insanlığa haklarını verecek ve onları koruyacak fertlerin yetiştirilmesi, milli eğitimin ana vazifesidir.
Aksi halde sadece kendi haklarının peşinden koşan bir bireyin, ileride devlet kademesinde yer aldığı bir yapılanmada haklara riayetten ve eşitlikten söz edilemez.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yılı aşkın bir süre dört kıtada hüküm sürebilmesinin sırrı, işte bu insanın yetiştirilmesidir. Yine birbirinden farklı onlarca milleti bir çatı altında ve kendinden razı olarak bir arada tutabilmesi, insanı tanıyabilmesi ve insan için devlet anlayışını hayata geçirebilmesi iledir.
Önce insan demek zorundayız. Özünde meknuz olan değerlerinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak bir eğitim vermeliyiz.
İrade ve akıl sahibi, kabiliyetleri olan ve doğuştan gelen haklara sahip olan insanın iradesini ve aklını yaradılış gayesi istikametinde yönlendirmek, kabiliyetleri istikametinde geliştirmeye mecburuz.
İnsana sahip olduğu hakları yaşatan devletler tarih sahnesinde varlıklarını sürdürebilirler.
Nasıl bir Türk genci modeli vermeliyiz?
Birlik ve beraberliği sağlayacak, devlet ve milletine bağlı bireylerin yetiştirilmesi vazgeçilmez esastır.
Türk milletine ait değerleri gençlerimize kazandırmalıyız. Elbette istenilen Batı taklidini modernleşme olarak algılayan özenti bir gençlik değildir.
Milletleri ayakta tutan harçlardan biri de milli kültürdür.
Tarih boyunca diğer devletlere kaynak ve örnek olmuş değerlerimiz hayat telakkisi olarak gençlerimize aktarılmalıdır.
Tarihimizin ve medeniyetimizin mirasıyla şekillenmiş Türk Milleti kimliği, tüm hakları kucaklayacak, devlet - millet birliğine zarar getirmeyecek bir anlayış ile verilmelidir. Medenileşmenin batılılaşma olmadığı şuuru ile hem çağdaş bilgiler ile teknoloji takip edilmeli, hem de bu teknoloji bizi biz yapan değerler üzerine bina edilmelidir.
Dedemiz Oğuz Kağan’ın dediği gibi, "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" mantığı ilköğretime başlanmasından itibaren şekillenecek gençliğimiz için çıkış noktası olmalıdır.
Editörün Seçtikleri