info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Gafletten uyanma zamanı
05/11/2014 Köşe Yazısı 108
Son Milli Güvenlik Kurulu toplantısı aslında içinde bulunduğumuz acı tabloyu özetlemiştir. Kapalı kapılar ardında komutanların "doğu ve güneydoğudaki illerimiz kopma noktasına geldi" dediği konuşuluyor. AKP'nin Güneydoğulu milletvekillerinin dahi içeriğini bilmediği çözüm süreci, Türkiye'de önüne geçilemez ve telafisi imkânsız bir yola gidiyor. Ancak bu yol ülkemizdeki Kürt kardeşlerimizin iradesi dışında, Barzani'nin Peşmergeleri eliyle sınırın ötesinin birleşmesi şeklinde tezahür edecek. 29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı'nı kutlarken bir yandan da Peşmergenin topraklarımızdan geçişine şahit olduk. AKP'nin kampında Peşmergenin geçişi hakkında sorulan soruya Başbakan Davutoğlu, "Peşmergenin geçişini sağlayarak Mehmetçiğin savaşa girmesine engel olduk" diye cevap verdi. AKP'nin, 'A'yı derken aslında 'B'yi ifade eden siyaset anlayışına bir örnek daha? Tıpkı Kobani'de yardım bekleyen Alevi Kürtler için "Yardım amaçlı da olsa koridor açmayacağız" demelerinden bir ay sonra Peşmergeye koridor açmaları gibi. AKP, Peşmergenin geçişini Mehmetçiğin kara harekâtında yer almasını engellemek için kabul etmedi ki. Tam tersine Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu, Esad'a bağladıkları IŞİD müdahalesinde, ilk günden beri Mehmetçiği kara harekâtına hazırlamaktadır. Davutoğlu, CNN International televizyonuna verdiği mülakatta, "Esad rejimini de devirmeye yönelik bir plan olursa kara harekâtına varız" dememiş miydi? Eğer ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü bu beyanın hemen akabinde "ABD'nin Esad planı yok" demese; Türkiye gibi Esad'ı düşman kabul etse ve savaşı Suriye'ye de yöneltseydi, Türk ordusu derhal kara harekâtı için cepheye sürülecekti. Kısaca Türk ordusu bölgede yer almamışsa, bu Türk siyasetinin bir başarısından değil; ABD planlarına uymadığı içindir. Sayın Arınç, "Eğer çözüm süreci biterse HDP, Öcalan ve AKP bunun altında kalır" diyor.  Bu doğrudur. Zira çözüm süreci biterse, kendilerine devlet vaat edilerek kandırılan, dağa çıkarılan ve kanları istenen Kürt kardeşlerimizin gözü açılacak ve HDP'lilerden ve sürecin mimarı Öcalan'dan hesap sorulacaktır. Çözüm sürecinin bitmesi, AKP'yi de bitirir. AKP seçim zamanı Kürtlerin oyunu, federatif yapıya geçiş bahanesi ile almıştır. Öcalan'ın mektubunda bahsettiği Misak-ı Milli sınırlarına göre Doğu ve Güneydoğuyu alacaklarını hayal eden Alevi Kürtler, çözüm süreci biterse bu uğurda demokratik tek yolu kaybetmiş olacaklar. 30 yıldır kanla verilen mücadeleden netice alınamamışken, masa başında da işin tamamlanmadan rafa kalkması, seçimlerde AKP oylarına elbette yansıyacaktır.  Kobani saldırısından çıkan manzara, AKP'nin ülkemizdeki Alevi Kürtleri bırakması, Barzani ve Yahudi Kürt devletinin yanında yer almasıdır. Esasen çözüm süreci bu tavır ile zaten sona ermiştir. Barzani yanlısı tavır, çözüm sürecinde Alevi Kürtlere verilecek hakları, Peşmergeye sunmaktır.   Bundan sonra halen çözüm süreci demek, insanları kandırmaktır. Ve Alevi Kürtleri bu oyuna gelmeyecektir. Türk siyaseti eğer çözüm sürecinde samimiyse, önce Barzani etrafında zuhur eden oluşumu ortadan kaldırmalıdır. Çünkü Türkiye için esas tehlike Büyük İsrail devletine giden bu yoldur. Şu anda izlenen siyasetin Büyük İsrail'e yaradığının bilinmemesine imkân olabilir mi? Siyaset bu konudaki gafletten uyanmalıdır.