info@profdrhaydarbasenstitusu.org

G-20 sona erdi
18/11/2014 Köşe Yazısı 91
Dünya ekonomileri hakkında sıkıntıları ve çözümleri ele alan en kapsamlı toplantı olan G-20 Zirvesi, ciddi bir netice alınmadan nihayetlendi. Geçen yılki buluşmada Rusya'nın, Rus vatandaşlarını gözaltına aldıran ABD'ye verdiği nota ile gergin başlayan zirvede, Rus ve ABD'li liderlerin bir araya gelmemesi için oturma düzeni değiştirilmişti. Bu sene de toplantılar Rusya'nın ağırlığında geçti. Ukrayna ve Suriye konularında geri adım atmayan Rusya, güçlü ekonomisiyle yaptırımlardan da etkilenmemiştir. Sonuç bildirisinde kalkınmanın sağlanması, yaşam standartlarının yükseltilmesi yönünde öncekilere benzer ifadelerin yer alması elbette ekonomileri düze çıkarmak için yeterli olmayacaktır. Zira yazılanları sadece Rusya hayata geçirebilir. Devletleri borçlandırma yöntemiyle boyunduruk altında tutan küresel sistemin ekonomi anlayışı olan kapitalizmi, Milli Ekonomi Modeli'yle ezip geçen Rusya, kapitalizmin pençesinde kıvranan AB ülkeleri ve ABD karşısında bugün çok farklı bir noktadadır. Türk yetkililerin ise tek zirve gündemi Esad olmuştur. Tarımı, hayvancılığı bitmiş; fabrikaları bir bir kapanan; üretimi kalmamış; rüşvet ve yolsuzlukların ayyuka çıktığı; maden facialarının görmezden gelindiği bir Türk ekonomisinde tek gündemimizin Esad'ın gitmesi olması gerçek bir hayal kırıklığıdır. Bizce, dünya liderlerinin katıldığı ekonomi panellerinde gösterilen Esad ısrarı da şaşırtıcı bulunmaktadır. Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde alıştığımız, ABD'nin beyanlarımızı yalanlama hadisesine görünen o ki, Davutoğlu döneminde de rastlayacağız. Kobani hakkındaki her açıklamaya Beyaz Saray Sözcüsü Psaki'nin derhal tersini söylediği beyanları halen hatırdadır. Sayın Davutoğlu'nun G-20 açıklamasında, ABD'yi Esad konusunda daha iyi bir noktada bulduğunu ifade etmesinden yaklaşık iki saat sonra bizzat Obama, Esad'ın gitmesi konusunda bir gelişmenin olmadığını ifade etti. Yani Davutoğlu'nun Esad konusunda tuttuğu tek dal elinde kaldı. G-20, ekonomi gündemli farklı pencerelerden ele alınabilir. Ancak bizce görmemiz gereken asıl bakış açısı; Türk hükümetlerinin G-20'de Obama ile yan yana durma, Obama ile aynı masada yemek yerken objektiflere takılmanın ötesinde bir fikriyata sahip olmadıkları acı gerçeğidir. Rusya'nın bugün dünya liderliğine oturması, bir Türk'e, bendenize ait olan Milli Ekonomi Modeli'yledir. Duma'ya davet edilmemizle gerçekleşen 5 saatlik MEM toplantısı ile Rusya, ABD'ye 'senin kapitalizmini yok ettim' ilanında bulunmuştur. Hükümet yetkililerimiz ise halen 'kör-sağır-dilsiz'i oynamaktadır. Halen kalması ya da gitmesi; ne şahıslarına ne de devletimize zerre menfaat sağlamayacak Esad üzerinden siyaset yapmaları; Esad polemiklerine girmeleri çok düşündürücü belki de gülünçtür. Bizce, G20'ye damga vuran diyalog, Obama'nın Davutoğlu'na yaptığı 'talebi arttırın' tavsiyesidir. Davutoğlu da bunu olumlu karşılamıştır. Talebin arttırılması ancak tüketimin güçlendirilmesiyle olacaktır. Bu da tüketimden yola çıkan Milli Ekonomi Modeli'ne ait bir kuraldır. Kapitalizmde böyle bir uygulama olamaz. Parayı sadece bir avuç azınlığa taşıyan kapitalizmin en güçlü temsilcisinin Türkiye'nin Başbakanına yaptığı ekonomi tavsiyesi bizce çok manidardır. Başta Rusya olmak üzere dünya genelinde devletler Milli Ekonomi Modeli kurallarıyla ekonomide refahın peşindeyken; artık gerçekler görülmeli, dünya siyasetine, gündemine yön veren, üstelik kendileri gibi bir Türk'e ait olan Milli Ekonomi Modeli hakkındaki duygusal yaklaşım bir kenara bırakılmalıdır.   
Editörün Seçtikleri