info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Euro bölgesi krizi ve senyoraj hakkı
14/06/2012 Köşe Yazısı 115
Yeni Mesaj gazetesinin 12 Haziran tarihli bir haberine göre, “Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’in ardından İspanya, Euro kurtarma fonunun kapısını çalan dördüncü Euro bölgesi ülkesi oldu. İspanya’ya ilk aşamada 100 milyar Euroluk yardım sözü verildi. İspanya’nın kredi talebi Euro bölgesi maliye bakanlarının yaptıkları olağanüstü toplantıda onaylandı. Fonlar Avrupa Mali İstikrar Fonu aracılığıyla sağlanacak…”
Esasen biz AB’nin dağılmaya mahkûm bir birlik olduğunu yıllar önce ifade etmiştik. Bu gelişmeler bir kez daha bizi haklı çıkarmıştır. Bunun en bariz örneği İspanya bankalarına AB tarafından verilen kurtarma fonu sözüdür.
Senyoraj paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı değer arasındaki farktır. Senyoraj geliri devlet olmanın bir gereğidir ve aynı zamanda devletlerin hükümranlık hakkını ifade eder. Devletler coğrafyalarında elde edilen hizmet ve üretim karşılığında senyoraj geliri elde etme hakkına sahiptir. Devletler bu kârı vatandaşına hizmet olarak kamu harcamalarında kullanır. Senyoraj ekonominin sağlıklı olabilmesi içinde olmazsa olmaz bir şarttır.
Milli Ekonomi Modeli’ne göre senyoraj, vatandaşların emek ve üretiminin karşılığı olan paranın devletin hükümranlık hakkını kullanarak ‘merkez bankası’nda emisyonunu genişletmesiyle karşılanması demektir. Bu modelde devlet borçlanmayacak emek ve üretimin karşılığı olan parayı kendisi basacaktır. Bu şekilde; üretim tetiklenecek ve eksik kalan tüketim devreye girecektir.  
Mal ve hizmet karşılığı olarak senyoraj gelirini devreye koyan devletler kamu harcamalarını rahat bir şekilde yerine getirebilir. Eğer hizmet ve mal karşılığı elde edilen kâr mukabili para devreye girmezse para kıtlığı oluşur. Böylece hem mübadele, hem de talep kısırlaşır. Piyasalar durağanlaşır. Nitekim Euro bölgesi ülkelerinin yaşadığı sorunun temeli de budur. Euro bölgesi ülkeleri Birliğin mantığı gereği senyoraj haklarını Brüksel’e devretmişlerdir. Bu sebeple piyasalarında meydana gelen para darlığı bankaları iflasın eşiğine getirmiştir.
Milli Ekonomi Modeli’nde belirtilen oranlarda emisyon hacminin artırılarak senyoraj geliri elde edilmesi devletler için bir mecburiyettir. Aksi takdirde piyasada yeteri miktarda tüketim olmayacağı için ekonominin dengeye oturması mümkün olmaz.
Biz bu hakikati yıllar önce henüz Birliğin oluşum aşamasında dile getirmiş ve ortak para uygulamasına geçilmesinin Birliğin sonunu getireceğini söylemiştik. Dediğimiz aynen vuku bulmuştur. Bu sebeple içine düştükleri darboğazdan çıkabilmek için AB ülkelerinin MEM’i hayata geçirmeleri şarttır.