Ehl-i Beyt paydasında buluşmalıyız
Ortadoğu’da son dönemde yaşanan gelişmeler Suriye - Türkiye gerginliği olarak kendini göstermektedir. Ancak Türkiye, Suriye’ye demokrasi getirmeye çalışırken, bir yandan da ülke içindeki terör gündemi ile uğraşmak zorunda…
Terörün artmasında Suriye’ye karşı yapmaya mecbur bırakılacağımız askeri bir müdahale söz konusu olabilir. Ancak Suriye’nin varlığı ve Esad’ın liderliğindeki bütünlüğü Türkiye’nin de bekası demektir.
Üstelik gelinen noktada, Irak işgalinin ardından Irak’ta komşumuz olan ABD, eğer Türkiye’nin de desteği ile Suriye’ye de çöreklenirse iki yerde sınır komşumuz olacaktır.
ABD’nin Büyük İsrail için çalıştığı düşünüldüğünde, ABD yanında yer alan Türkiye neye hizmet etmektedir?
Esad, Filistin davasına ve Lübnan’daki Hizbullah gücüne verdiği destek ile bölgedeki Müslüman âlem için önemli bir isimdir. Bu sebeple ABD ve İsrail Esad’ı mutlaka alaşağı etmenin hesabındadır.
Esad’ın halkına zulmeden bir diktatör olduğunu kanıtlayamayanlar, bölge genelinde de etkili olabilecek bir Şii - Sünni gerginliğini körüklüyor. Şii - Sünni ayrışımı, yakın geçmişte Irak’ta denenmiş ve Irak bugün 3 parçaya bölünmüştür.
Suriye ve İran konusunda da aynı gidişat söz konusudur.
Türkiye’de de Şii - Sünni gerginliği, Alevi vatandaşlarımız üzerinden zaman zaman gündem edilmektedir. Kapıları işaretlenen, evleri taşlanan Alevi kardeşlerimiz ülkemizi tehdit eden büyük bir oyuna alet edilmek istenmektedir.
Gün, Şii - Sünni, Alevi, Bektaşi, Caferi “bir olmak” günüdür.
Türkiye de Şii - Sünni ayrışımının varlığını savunanlara, “Şii - Sünni birdir” mesajını verme günüdür.
Arap Baharının estiği ilk günlerde kaleme almaya başladığımız Ehl-i Beyt külliyatımız ile biz üzerimize düşeni yaptık, Ehl-i Beyt paydasında gerek Türkiye’deki, gerekse dünyadaki Müslümaların birleşebileceğini ispatladık.
Mezhepsel ayrılıklarla İslam âlemini bölmek isteyenlere karşı İslam dünyasının sarılacağı bir kalkan oluşturduk. Suriye’den sonra hedef tahtasına konması muhtemel Türkiye’nin Ehl-i Beyt paydası ile bu oyunu bozması şarttır.
Terörün artmasında Suriye’ye karşı yapmaya mecbur bırakılacağımız askeri bir müdahale söz konusu olabilir. Ancak Suriye’nin varlığı ve Esad’ın liderliğindeki bütünlüğü Türkiye’nin de bekası demektir.
Üstelik gelinen noktada, Irak işgalinin ardından Irak’ta komşumuz olan ABD, eğer Türkiye’nin de desteği ile Suriye’ye de çöreklenirse iki yerde sınır komşumuz olacaktır.
ABD’nin Büyük İsrail için çalıştığı düşünüldüğünde, ABD yanında yer alan Türkiye neye hizmet etmektedir?
Esad, Filistin davasına ve Lübnan’daki Hizbullah gücüne verdiği destek ile bölgedeki Müslüman âlem için önemli bir isimdir. Bu sebeple ABD ve İsrail Esad’ı mutlaka alaşağı etmenin hesabındadır.
Esad’ın halkına zulmeden bir diktatör olduğunu kanıtlayamayanlar, bölge genelinde de etkili olabilecek bir Şii - Sünni gerginliğini körüklüyor. Şii - Sünni ayrışımı, yakın geçmişte Irak’ta denenmiş ve Irak bugün 3 parçaya bölünmüştür.
Suriye ve İran konusunda da aynı gidişat söz konusudur.
Türkiye’de de Şii - Sünni gerginliği, Alevi vatandaşlarımız üzerinden zaman zaman gündem edilmektedir. Kapıları işaretlenen, evleri taşlanan Alevi kardeşlerimiz ülkemizi tehdit eden büyük bir oyuna alet edilmek istenmektedir.
Gün, Şii - Sünni, Alevi, Bektaşi, Caferi “bir olmak” günüdür.
Türkiye de Şii - Sünni ayrışımının varlığını savunanlara, “Şii - Sünni birdir” mesajını verme günüdür.
Arap Baharının estiği ilk günlerde kaleme almaya başladığımız Ehl-i Beyt külliyatımız ile biz üzerimize düşeni yaptık, Ehl-i Beyt paydasında gerek Türkiye’deki, gerekse dünyadaki Müslümaların birleşebileceğini ispatladık.
Mezhepsel ayrılıklarla İslam âlemini bölmek isteyenlere karşı İslam dünyasının sarılacağı bir kalkan oluşturduk. Suriye’den sonra hedef tahtasına konması muhtemel Türkiye’nin Ehl-i Beyt paydası ile bu oyunu bozması şarttır.
Editörün Seçtikleri